Başkanlık tartışılmalı
Muhammed ÖRTLEK / Tiflis Uluslararası Karadeniz Üniversitesi Doktora Öğrencisi
Hükümet sistemi her ülkenin yapısı ve özgün şartlarına göre değişkenlik gösterir. Türkiye, parlamenter demokrasinin gelenek olarak yerleştiği bir ülkedir. Koalisyon hükümetlerinin yol açtığı zayıf iktidarlar ve tek başına iktidar olan partiler, zaman zaman başkanlık sistemi tartışmalarını gündeme getirmektedir.
AKP iktidarı "başkanlık sistemi" tartışmasını, 17 Aralık 2004'de, AB sürecinin dönüm noktası sayılan bir tarihten sonra yapması dikkat çekmiştir. Ancak genelde hükümetler kendilerini güçlü hissettikleri dönemlerde bu konuyu gündeme getirmiş ve nabız yoklama türünden bir ilgi göstermişlerdir. Son günlerde yaşadığımız tartışmalar da yaklaşan seçim tarihinden, yeni Anayasa hazırlıklarından kaynaklanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 4. kez seçilmeyeceğini daha önce açıklaması konuya farklılık kazandırıyor.
Türkiye'de tek başına iktidar olan partilerin şartları uygun gördükleri zamanlarda "başkanlık sistemi" tartışmalarını dile getirdiklerini gözlemliyoruz. AB sürecinde en büyük engellerden biri kendi bürokrasimiz oldu. Merkezi devlet olan Türkiye'de "bürokratik oligarşiye" başkanlık sistemi ne kadar çare olur bilinmez. Ama bilinen bir gerçek başkanlık sisteminin beklenmedik sonuçlar doğurabilmesi ve 'en iyi sistem diye bir şey yoktur'un hatırdan çıkartılmamasıdır.
Küreselleşme sürecinde AB'ye uyumu sağlayabilecek bir şekilde Türkiye'yi değiştirmek ve geliştirmek en büyük amaçtır. Ancak Anayasa, seçim ve Siyasi Partiler Kanunu gibi ülkenin yönetimini düzenleyen belgelerden kaynaklanan tıkanıklar, sorunların derinleşmesine neden olmuştur.
Başbakanın başkanlık siteminin dile getirmesi, Türkiye'nin önündeki tıkanıklığı açmak içindir.
Tıkanıklığın açılabilmesi için ise:
- Devletin asli görevlerine çekilmesi ile etkin ve güçlü bir yapıya kavuşturulması.
- Yerel ve yerinden yönetimlerin yetki ve görev etkinliği bakımından en geniş bir çerçevede güçlendirilmesi.
- Seçilenlerin halkın egemen iradesi tarafından belirlenmesini sağlayacak bir seçim sisteminin oluşturulması.
- İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi, özgürlükleri esas alan yeni bir Anaya hazırlanması vb.
Diğer taraftan Parlamenter sistem rejimin teminatıdır. Başkanlık sistemine geçebilmek için idari yapının yenilenmesi gerekir. Mevcut yapımızı örnek aldığımız Fransa, De Gaulle gibi efsanevi bir liderle dahi ancak "yarı başkanlık" sistemine geçebilmiş ve De Gaulle, sistemi daha ileri götürebilmek için yaptığı referandumda ters sonuç alınca istifa ederek Devlet Başkanlığı'ndan ayrılmak zorunda kalmıştır.
İstikrarın, siyasal sistemden çok demokrasinin temel ilkelerinde uzlaşmaya bağlı olduğunu kabul etmek gerek. Uzlaşma sağlandıktan sonra her siyasal sistem istikrarı sağlayabilir. Anayasa'nın değiştirilmesi için çaba sarf edilen Türkiye'de, başkanlık/yarı başkanlık sistemi üzerinde tartışılmaların yapılmasında yarar vardır.