Baykal: Gerilimin tek sebebi Başbakan

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geçen hafta Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylara ilişkin açıklamalarda bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA-  CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geçen hafta Meclis'te yaşanan tartışmayla ilgili olarak, "Erdoğan, 'Gerilim siyasetinin içinde biz yokuz, buna prim vermeyeceğiz' diyor. Türkiye'de yaşanan gerilimin tek sebebi sensin, senin varlığın, her konuda böyle. AKP, kötü bir sınav vermiştir." dedi.

Baykal, partisinin TBMM grubunda, geçen hafta Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bu konunun din istismarı boyutu olduğunu ifade eden Baykal, AK Parti eski il başkanının bir süre önce, "Herkesi rencide edecek, anlamsız, gülünç ve yakışıksız" bir şekilde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a methiye düzdüğünü söyledi.

Baykal, referansın peygamber olduğunu ifade ederek, "Peygamber bu milletin peygamberi, bir siyasi partinin değil. Sadece Türkiye'nin, İslam aleminin değil, peygamberlere saygı gösteren bütün inanç sahiplerinin peygamberi. Böyle bir ulvi sembole, şahsiyete 'falan kişi, adeta odur' dediğin zaman, o insanı ezip perişan etmiş olmazsın ama herkesin peygamberine en büyük saygısızlığı yapmış olursun"diye konuştu.

Erdoğan'ın, "fezlekelerin hesabını vermemiş, ithamlar altında bir siyasetçi, vicdanları, hakkı, adaleti çiğnemiş, bu dünyada, milletin önünde ve Yüce Divan'da daha hesabını vermemiş bir kişi olduğunu" ileri süren Baykal, "Sen bunu benzetirsen olur mu?" diye sordu.

"Bunun sorumlusu, doğrudan AKP ve Başbakan'dır"

Baykal, Genel Kurulda o gün yaşanan olayların bir de saldırı boyutunun bulunduğunu ifade ederek, MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş'un açıklamalarını, AK Parti Grubunun sükunetle dinlediğini, içlerine sindirdiğini, hiçbir tepki gelmediğini söyledi.

Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kavga, bu sözleri AK Parti Grubu hazmettikten, Başbakan'ın alı al, moru mor, tahrik edici tepkiyi ortaya koyması üzerine, AK Parti Grubu, 'Galiba biz görev ihmalinde bulunduk, Başbakan bu kadar kızdı, biz kızmadık, şimdi bir de bize kızarsa, acaba bunu nasıl telafi edelim...' diyerek, birden ayağa kalktılar, saflar halinde. Sıralarından kalkarak, muhalefet grubuna doğru savlet ettiler.

Saldırı, sözlerden çok sonra, Başbakan kürsüye çıktıktan sonra, kızdığı ortaya çıktıktan sonra, partisel, kitlesel olarak, kızan, kızmayan, hazmeden, etmeyen 'aman ha, gün bugündür' deyip yürümüştür. Bu çok açık bir saldırı. Bunun sorumlusu, doğrudan AKP ve Başbakan'dır. Başbakan'ı kürsüden arkadaşları, 'gel artık, burada durma' diye uzaklaştırmışlardır. Erdoğan, 'Gerilim siyasetinin içinde biz yokuz, buna prim vermeyeceğiz' diyor. Türkiye'de yaşanan gerilimin tek sebebi sensin, senin varlığın, her konuda böyle. AKP, kötü bir sınav vermiştir."

"Başbakan işine baksın, Allah'ın işine karışmasın"

Ayrıca Baykal, Meclisteki makam odasında, gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaşına yönelik sözlerini değerlendirdi.

''Benim anlayışım odur ki hiç bir siyasetçi, karşısındaki insanların sakatlığıyla, engeliyle, sağlığıyla, yaşıyla ilgili değerlendirme yapmaya başlamasın. Bu, uygun bir yaklaşım değildir'' diyen Baykal, bunun, yapan insana saygınlık kazandırmayacağını söyledi. Baykal, şunları kaydetti:

''Türkiye'de Başbakan'ın artık bizler hakkında yaşımızı dile getirerek, şikayet söyleme noktasına kadar geldiğini görüyoruz. Allah'a şükür sağlığımdan bir şikayetim yok, yaşımdan da bir şikayetim yok. Allah'tan dilerim, Başbakan da uzun ömür yaşar. Memlekete hizmet edebildiği kadar hizmet eder. İnşallah iktidarı da muhalefeti de yaşar. İktidardan sonraki günleri de inşallah sağlığını, kimliğini, kişiliğini, şerefini, onurunu ayakta tutarak yaşamayı başarır. Allah'tan bunu temenni ediyorum. Yani iktidarda millete verebileceği hizmeti verir, iktidarı kaybettikten sonra da şerefli bir insan olarak, hesabını vermiş bir insan olarak milletin içinde yerini alır. Olması gereken budur. Ben kendimde, milletimize hizmet edecek enerjiyi ve gücü görüyorum. Hepimizin ne yapabileceği, ne kadar millete hizmet edeceği, ne kadar siyaset yapabileceği Allah'ın takdiridir. Öyle anlaşılıyor ki Başbakan Allah'ın takdirine de müdahale etmeye başlamıştır. Yani bizim ne kadar siyaset yapacağımız konusunda Başbakan hüküm vermeye başlamıştır. Bu, bir çaresizliğin, güvensizliğin ifadesidir. Kimsenin bu duruma düşmesini dilemem... Takdir milletimizindir. Ne kadar hizmet vereceğimiz de Allah'ın takdiridir. Başbakan, bu takdirlere müdahale etme noktasına gelmişse durumu gerçekten hiç de parlak değil demektir. Başbakan işine baksın, Allah'ın işine karışmasın.''

Bu konularda ilginizi çekebilir