Baykal: ÖSS sınavını kaldıracağız
CHP lideri Baykal, iktidarları dönenimde, üniversiteye giriş sınavlarını kaldıracaklarını söyledi
ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidarları dönenimde, üniversiteye giriş sınavlarını, ÖSS'leri kaldıracaklarını ifade etti
Baykal, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada ekonomideki gelişmeleri ve TEKEL işçilerinin eylemini değerlendirdi.
Sanayi üretiminde beklenen atılımın çıkmadığını ifade eden Baykal, kaygı verici noktaya gelen işsizliğin artarak devam ettiğini söyledi. Baykal, iktidarın izlediği ekonomi politikalarının, işsizliği ortadan kaldırmayı amaçlayan bir politika olmadığını savundu.
Nüfusun ve kentleşmenin arttığını ancak çalışmak isteyen kişi sayısının azaldığını belirten Baykal, kasımda işgücü arzının 308 bin azaldığını, işe talip olunmadığını söyledi. Baykal, "Bu ayın özelliği ne, acaba define mi buldular? Zengin oldum, çalışmaya ihtiyacım yok, dışarıdan kaynak mı geliyor diyorlar" diye sorarak, 233 bin kişinin işini kaybettiğini kaydetti.
Baykal, Türkiye'nin en temel konusunun işsizlik olduğunu, işsizliğin giderek artmasının altında, tarımın çökertilmesinin yattığını söyledi. Baykal, 2,5 milyon kişinin topraktan kopartıldığını dile getirerek, tarımı, "ekonomide işsizliği emen süngere" benzetti. Baykal, tarıma harcanan paranın, "helal" para olduğunu, tarımın yanı sıra hayvancılığa da sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin, tarım ve sanayisine sahip çıkarak kalkınacağını vurgulayan Baykal, Atatürk'ün, İnönü'nün bu anlayışla yola çıktığını, ülkeyi kalkındırmak için çaba harcadıklarını söyledi. Baykal, bunun, Menderes, Bayar, Demirel dönemlerinde de götürüldüğünü anlattı.
Baykal, işsizlikle mücadele için yapılması gerekenlerden birinin GAP'ın bitirilmesi olduğunu ifade ederek, "Siyasal değişimin gerçekleşmesine yakın bir süre kala, siyasi değişim öncesi, ne söylediğimizi bilerek söylüyorum, GAP'ı hızlandırmayacağız, bitireceğiz" dedi.
Deniz Baykal, iktidarları dönenimde, üniversiteye giriş sınavlarını, ÖSS'leri kaldıracaklarını ifade etti.
Doğu ve Güneydoğu'da kurulan fabrikaların, "zarar ediyor" denilerek kapatıldığını ileri süren Baykal, zarar etse de bu fabrikaların çalıştırılması gerektiğini savundu.
PKK üyelerinin Habur'da teslim olmaları
Baykal, partisinin grup toplantısında eski milletvekili Hatip Dicle'nin terör örgütü PKK üyelerinin Habur'da teslim olmalarına ilişkin iddialarını değerlendirdi.
Dicle'nin iddialarını mahkemedeki ifadesinde ortaya koyduğunu söyleyen Baykal, kürsüden bu ifade metnindeki bazı bölümleri okudu. Dicle'nin ifadesinde, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın teslim olan terör örgütü üyelerinin tutuklanmamalarına ilişkin olarak "Hakim ve savcılar ayarlandı. Geldikleri gibi geçecekler" sözlerini kullandığının yer aldığını belirten Baykal, "Bu tanıklık ortaya koyuyor ki bütün Türkiye'yi ayağa kaldıran o Habur girişinin arkasında gelenlere verilmiş bir teminat vardır. Gelenler oraya 'geliyoruz, acaba bizi tutuklayarak cezaevine atarlar mı?' kaygısı içinde gelmemişlerdir, güvenle gelmişlerdir" diye konuştu.
"Orada o babayiğit yok"
Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin konuya ilişkin vereceği gensoru için "bir şey olmayacağını biliyorlar yine de veriyorlar" ifadesini kullandığını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Orada oy verecek olanlar senin emir kulunsa, senin kapı kulunsa, senin talimatınla oy vereceklerse o bizim ayıbımız değil. Biz, tarihe karşı görevimizi yapıyoruz. Yarın çıkarlar derler ki 'Türkiye'de bu kadar maskaralık yapılırken, hukukun ırzına geçilirken siz anamuhalefe olarak ne yaptınız?' Sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz. Zulme engel olamazsan hiç olmazsa zulüm karşısında tepki göster, boyun eğme. Biz, yapabileceğimizi yapıyoruz. 'Burada yanlışlık var, haksızlık var' diyoruz. Ve bunun böyle olduğu da çok açıktır. Hiçbir vicdani tereddütümüz yoktur, çok net biliyoruz ki bu ayarlanarak yapılmıştır. Şimdi yalan söyleyerek, korkarak, gerçekleri saklayarak bu işi örtbas etmeye çalışanlar olabilir ama bu onların ayıbını daha da artırır. Çıkıp yüreklice 'ne yapalım memleketin menfaati bunu gerektiriyordu, yaptık' diyebiliyorlar mı? Diyemiyorlar. Bir defa memleketin menfaatine değil. Ayrıca yaptık diyecek babayiğit... Orada o babayiğit yok."
Cumhurbaşkanı seçimleri
Anayasa'nın bütün maddeleriyle yürürlükte olduğunu belirten Baykal, kamu hukukunda müktesep hak anlayışının da söz konusu olamayacağını savundu. ''Çok açıktır, çok nettir. Bu hukukun gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ne zaman seçilmiş olursa olsun bir pazarlıkla kimse bir yere gelmiş değildir, Anayasa ile kimse pazarlık yapmamıştır, Anayasanın kimseye verilmiş özel bir imtiyazı yoktur, cumhurbaşkanı bu Anayasa göre o süre içinde görev yapar o da 5 yıldır'' diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Birileri uzatmak istiyor ya uzatmanın gereklerini de göze alamıyorlar, uzatmanın gereği Anayasa değişikliğidir. Önce 'Kürt açılımı' dediler, fiyasko. 'Ermeni açılımı' dediler, fiyasko. 'Anayasa değişikliği' dediler, arkasından 'referandumu kaybederiz, geçiremeyiz, millet bize tepki gösterir' diye vazgeçtiler. Şimdi cumhurbaşkanlığına geldi iş. Ermeni açılımı, Kürt açılımı, Anayasa açılımı derken iş cumhurbaşkanlığı süresini nasıl kurtarırız... Nasıl kurtarırız, halka başvurmadan nasıl kurtarırız? Kurtarmanın yolu geçici maddeyi düzenlersin, getirirsin, oylatırsın. 'Yok o zaman belli olmaz geçmeye bilir' E ne yapacaksınız? 'Yüksek Seçim Kurulu karar alsın'. Birisi de diyor ki 'Yüksek Seçim Kurulu olmaz, çünkü Yüksek Seçim Kurulu Anayasa göre karar alabilir'. Herkes zaten Anayasaya göre karar alacak. 'Anayasa göre karar almasın, Meclis kararıyla biz hallediverelim' diyorlar. Diyecekler ki 'Anayasa falan başvurmayın bu 7 yıldır' diyecekler bir kararla. Sonra cumhurbaşkanı 5 yıldan sonra da Anayasa göre süresi bittiği halde orada cumhurbaşkanı olarak devam edebilir zannediyorlar. Peki o cumhurbaşkanının altına imza atacağı kanunu, bu kanunda cumhurbaşkanı olarak imza atan kişi, süresini doldurmuş bir kişidir diye şeklen iptali için Anayasa Mahkemesine birisi götürürse ne olacak? Bunları ben söylüyorum ki arkadaşlar tezgahlarını ona göre kursunlar. Buralardan da bir çıkış yolu yoktur, çok açıktır, 5 yıldır''