Baykal'dan '10 Kasım' tepkisi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 'demokratik açılımın' görüşmelerinin 10 Kasım'da yapılmasına tepki gösterdi
TBMM - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "demokratik açılımın" TBMM'ye 10 Kasım'da, Türk bayrağının yarıya indiği bir günde gelmesinde özel bir anlam olduğunu ileri sürerek, "Birisi bilerek bir şey mi ima etmeye çalışıyor? 'Atatürk artık aramızdan ayrıldı, şimdi biz bunları yapabiliriz mi' demek istiyor?" dedi.
Baykal, partisinin TBMM Grubunda, 29 Ekim kutlamalarında, "demokratik açılıma" yönelik tepkilerin ortaya konulduğunu, şehit ailelerin yürüyüş yaptığını, vatandaşların sokağa çıktığını söyledi.
Demokratik hakkını kullananlara yönelik sergilenen tavrın, milleti rencide ettiğini ifade eden Baykal, evladını şehit ettiği için tepkisini ortaya koyan vatandaşa PKK'lı, terörist, hain muamelesi yapılıp yapılmayacağını sordu.
Baykal, şehit yakınlarına polis dayağının yakışmadığını dile getirerek, gazilere, şehit yakınlarına şükran borçlu olduklarını, saygı göstermeleri gerektiğini söyledi.
Deniz Baykal, "Şehitlerimizi, gazilerimizi, yakınlarını nasıl yok sayabileceğimizi, yaşadıkları tarihi yaşanmamış gibi kabul edebileceğimizi, bu konuda tam bir vurdumduymazlık içine girerek sergiledik. Bu da milletimizin gönlünü kırdı, gönül tellerini kopardı" dedi.
Baykal'ın bu sözlerini, grup toplantısını izleyen ve kalpak giyen bir grup gazi ayakta alkışladı.
"İktidarın, Türk bayrağı konusunda alerjisi var"
İktidarın, Türk bayrağı konusunda alerjisi bulunduğunu öne süren Baykal, "Bir bayrak alerjisi var. Bayrak alerjisi derken, haksızlık yapıyorum, PKK bayrağına alerji yok, Türk bayrağına alerji var" dedi.
Salonda bulunan bir kadının, bu sözler karşısında Türk bayrağını çıkarması üzerine Baykal, bu bayrak açıldığında birilerinin çileden çıktığını savundu.
Baykal, TBMM'ye bayrak sokmanın engellenmeye çalışıldığını belirterek, "Meclise bayrak giremez, meydanlarda bayrak dolaştırmak tehlikeli, bayrak taşıyan insanlara cop ve saldırı mubah. Azerbaycan, Türk bayrakları yasak, ama PKK bayrağı o kadar yasak değil" diye konuştu.
Kendilerini rahatsız eden bir başka konunun ise "şapkanın içerisinden tavşan çıkarır gibi, Atatürk'ü pastanın arkasından çıkarmak" olduğunu dile getiren Baykal, "Atatürk'ü bir tatlı sürpriz olarak orada toplanmış insanlara sunma arzusunun anlamsız bir tezahürü müdür? Ciddi ortamlarda, ciddi çerçeve içinde, gereken yerde, gereken biçimde Atatürk'ü düşünceleriyle, anlayışıyla, ilkeleriyle ortaya koyamamanın ezikliğini, pastanın içinden çıkararak, 'işte Atatürkçülük ise bizde yaptık, pasta Atatürkçülüğü yaptık' der gibi, yasak savma işi midir, anlamak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
Baykal, bu tablonun, Atatürk'e ve Atatürk'ü gönlünde hak ettiği şekilde yaşatan Türk milletine saygısızlık olduğunu belirtti.
"Şimdi biz bunları yapabiliriz mi demek istiyor?"
Baykal, "Kürt açılımı" olarak nitelendirdiği "demokratik açılım" konusunun Meclise, 10 Kasım'da geleceğini belirterek, "(29 Ekim'i veremedik, 10 Kasım yapalım mı?) diyorlar" dedi.
Açılımın, Atatürk'ün ölüm gününde getirilmesinin, derin bir anlam taşıyıp taşımadığı sorusunu yönelten Baykal, "Birisi bilerek bir şey mi ima etmeye çalışıyor? 'Atatürk artık aramızdan ayrıldı, şimdi biz bunları yapabiliriz mi' demek istiyor? Eğer öyleyse, bunun anlamını hep beraber tespit ediyoruz. Eğer bu açılım TBMM'ye gelecekse, Türk bayrağının yarıya indiği bir gün getirilmiş olmasının da çok özel bir anlamı vardır. Türk bayrağının yarıya indirildiği bir günde, Mecliste biz bu açılımı konuşacağız" diye konuştu.
Açılımın daha ilk adımında gerçek yüzüyle göründüğünü, ne olduğunun anlaşıldığını öne süren Baykal, bunun "PKK açılımı" olduğunun net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi.
"(Dağı sahipleneceğiz, meşrulaştıracağız) diye Türkiye'de hukukun nasıl katledildiğine tanık olduk" diyen Baykal, çadır mahkemelerinin kurulmasının, PKK'lı sanıkların ayağına hakimlerin taşınmasının, 70 milyonun gözü önünde gerçekleştiğini kaydetti.
"Bu gizlilik hayra alamet sayılabilir mi?"
CHP Genel Başkanı Baykal, Salı günü açılım konusunun konuşulacağını ancak açılımın ne olduğunu bilmediklerini ifade ederek, "Bu gizlilik hayra alamet sayılabilir mi? Neden çekiniyorlar, korkuyorlar? Birden bire program yapıldı, 10 Kasım. Niye 10 Kasım?" sorularını yöneltti.
Bir telaşın bulunduğunu öne süren Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Yıl sonuna kadar bekleyemeyiz" açıklamasından, bir takvimin, zaman sıkıntısının olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Baykal, "Başbakan Erdoğan, 'Beli bir tarihte biz bunları yapacağız' diye söz mü verdi? Onun telaşı mı bu? Başbakan, ABD'ye gitmeden Meclise bir şeyler sunulacak. Bunun telaşı içinde miyiz?" diye konuştu.