BDP'nin alternatif çözüm süreci raporu
BDP, Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Komisyonu'nun raporuna ilişkin alternatif raporunu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e sundu
TBMM - BDP'nin raporunda, komisyonun raporunun AK Parti üyelerince tek yanlı olarak işletilen hazırlık sürecinin sonunda ortaya çıktığı iddia edilerek, bunun, komisyonun tüm iradesini yansıtan parlamentonun bir çalışması olarak değerlendirilemeyeceği ifade edildi.
Komisyonun AK Parti'li üyelerinin bugüne kadar izlenen geleneksel politikaların, resmi tezlerin ötesine geçmediği savunulan raporda, şunlar kaydedildi:
"BDP olarak olarak başından beri AKP'li üyelerin çözümden uzak bu yaklaşımını fark ettiğimiz için zamanında gerekli uyarılarımızı yaptık. Bu konuda farklı bir amaç ya da hesap gütmenin sorunun çözümüne hizmet etmeyeceğine dair şerhimizi de baştan beri düşmüştük. Bu temelde, komisyonun çatışmasızlığı güvence altına alacak, çözüm sürecini ilerletecek demokratik bir yol haritasını sunması gerektiğini ısrarla belirttik. Kürt sorununun çözümünün önünü açabilecek ve Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacak bir perspektifin gerekliliğine işaret ettik. Ancak önerdiğimiz bütün bu temel yaklaşımlar ve gösterdiğimiz çaba, komisyonda gereken karşılığı bulmamıştır. "
Öneriler
Raporda, çözüm sürecinin sunduğu en büyük kazanımlardan biri olan çatışmalardan kaynaklı ölümlerin durmasının sürekliliğe kavuşması ve toplumsal barışa evrilebilmesi için somut olarak atılması gereken adımlar şöyle sıralandı:
"-Toplumsal barışın kalıcılaşması için yasal zemin hazırlıklarına acilen başlanmalıdır.
-Çözüm ve müzakere sürecinin daha hızlı ilerlemesini sağlayacak gerekli yasal düzenlemelerin ve çeşitli yasalarda değişikliklerin acilen yapılması çözüme giden yolun temizlenmesi elzemdir.
-Çözüm Komisyonu'na defalarca parti olarak önermemize rağmen barış ve müzakere sürecinin asıl muhatabı olan ve KCK tarafından baş müzakereci olarak kabul edilen Öcalan ile görüşülmedi. Biz bunu bir yetersizlik olarak görüyoruz. Bu eksikliği gidermesi için Meclis bünyesinde Toplumsal Barış ve Müzakere Komisyonu ve ona paralel olarak Hakikatleri Araştırma ve Gerçeklerle Yüzleşme Komisyonu kurulmalıdır.
-Çözüm Komisyonu'nun Kamu Güvenliği Müsteşarlığı tarafından koordine edilmiş olması büyük bir yanlışlıktır. Çünkü sorun, güvenlik sorunu değil, barış, özgürlük, haklar ve en önemlisi politik bir sorundur. Bu eksikliğin kapanması, yüz yıllık bir geçmişe sahip Kürt sorunun bütün yönleriyle çözümlenip demokrasinin değişen ve dönüşen yapısını karşılayabilmesi için Toplumsal Barış ve Demokrasi Bakanlığı kurulmalıdır.
-Öcalan tarafından kurulması önerilen 8 komisyondan biri olan Misak-ı Milli Komisyonu Meclis bünyesinde oluşturulmalıdır. Bu 8 komisyon sorunun kalıcı bir şekilde çözülmesinin formülünü sunmaktadır.
-Demokratik ulus, demokratik vatan, demokratik cumhuriyet ve demokratik özerklik olguları tartışmaya açılıp gündemleştirilmelidir. Demokratik özerk bir sistem ile farklı bölgeler şeklinde örgütlenen yapıların bir araya gelmesiyle oluşan demokratik ulus ve eşit haklar üzerinden kurulacak yeni bir cumhuriyet partimizin temel önerisidir.
-KCK operasyonları kapsamında tutuklanan kadın, aktivist, emekçi, gazeteci, tutuklu vekiller ve siyasetçilerin de içerisinde olduğu binlerce insanın serbest bırakılması, sürecin sağlıklı ve doğru yönde ilerlemesi için kapsamlı bir yargı reformuna gidip cezaevlerindeki politik tutukluların tümünü kapsayan bir 'toplumsal yaşama yeniden dahil olma' uygulamasının yasal zemini hazırlanmalıdır.
-Kürtçe ve diğer dillerdeki tüm coğrafi yer isimlerinin iadesinin sağlanması için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
-Anadilde eğitim hakkını sağlayacak, bireylerin dini inançlarına saygılı, anti militarist düzenlemeler yapılmalıdır. Bu bağlamda Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun, Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Azınlık Okulları Türkçe ve Türkçe Kültür Dersleri Öğretmenleri Hakkında Kanun, İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim Temel Kanunu gibi eğitim sistemine dönük temel yasalarda değişiklik ve düzenlemeler yapılmalıdır.
-Başta sağlık, adalet ve eğitim olmak üzere kamunun tüm alanlarında çok dilli hizmet faaliyete geçirilmelidir.
-23- 30 yıllık savaşta yaşanan büyük göç ve sürgün dalgasında yerlerinden edilmiş insanların terk etmek zorunda kaldıkları yaşam alanlarının yeniden yaşanılır hale getirilmesi, Avrupa'da sürgünde bulunan gazeteci, yazar, siyasetçi ve mahkum olduğu için ülkelerine dönemeyen bütün insanların, Mahmur Kampı'nda 1990'ların başından beri yaşayan insanların ve Kürtler'in sürgündeki radyo, televizyon, kültür ve sanat, gazete gibi kurumlarının geri dönüşü için yasal zemin hazırlıklarına başlanmalıdır. Üyelerinin büyük bir çoğunluğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Kürt Parlamentosu üyelerinin tekrar legal siyasal yaşama dahil edilmeleri bir zorunluluktur.
-Ordu ve emniyet kurumu içerisinde kurumsal reforma gidilmelidir.
-Mayınlı arazilerin temizlenmesi ve askeri yasak bölgelerin yerleşime ve tarıma açılması gerekir.
-Türkiye'de toplumsal farklılıkların tanınması ve kabulü için anma mekanları ve toplumsal hafıza merkezleri kurulmalıdır.
-Barış kültürünü esas alan, bir arada yaşama iradesini güçlendiren, her türlü ırk, cinsiyet, dini-mezhebi ayırımcılığı ortadan kaldıran, ekolojik dengeyi gözeten, emek eksenli, doğrudan demokrasiyi hedefleyen, geçmiş anayasa pratiklerinden tamamıyla ayrılmış yeni bir anayasa hazırlanmalıdır."