Belediyeler yeterince denetleniyor mu?
Prof. Dr. Necdet SAĞLAM / Anadolu Üniversitesi İİBF
Mahalli idareler seçiminde en çok konuşulan konulardan birisi de mahalli idarelerle ilgili yolsuzluk iddialarıdır. Mali idareler çeşitli kurum ve kuruluşlarca denetlenmektedir. Bu denetimlerden ilki vesayet denetimidir. Bu denetim daha çok İçişleri Bakanlığı'nca ve diğer yetkili organlarca (Bakanlar Kurulu, bakanlıklar, vali ve kaymakamlar) yapılmaktadır.
2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümleri uyarınca İçişleri Bakanlığı'nın belediyeler üzerinde denetim yetkisinin hangi işlemleri kapsadığı ve hangi işlemlerin denetim dışında kaldığı işlem bazında açık gibi gözükmektedir. Bu noktada hangi işlemlerin idari, hangi işlemlerin mali işlem olduğu konusunda ortaya çıkmaktadır.
İkinci olarak mahalli idarelerin 5018 sayılı kanuna göre Sayıştay'ın dış denetimine tabidirler. Sayıştay tarafından yapılacak harcama sonrası dış denetimin amacı, mahalli idarelerinin hesap verme sorumluluğu çerçevesinde, yönetimin mali faaliyet, karar ve işlemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının TBMM'ye raporlanmasıdır. Dış denetim, genel kabul görmüş uluslararası denetim standartları dikkate alınarak;
- Mahalli idarelerin hesapları ve bunlara ilişkin belgeler esas alınarak, mali tabloların güvenilirliği ve doğruluğuna ilişkin mali denetimi ile kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin,
- Mahalli idarelerin kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, faaliyet sonuçlarının ölçülmesi ve performans bakımından değerlendirilmesi suretiyle gerçekleştirilir.
Sayıştay, denetim raporları ve bunlara verilen cevapları dikkate alarak düzenleyeceği dış denetim genel değerlendirme raporunu TBMM'ye sunar. Her yıl TBMM adına TBMM Başkanlık Divanı tarafından görevlendirilen ve gerekli mesleki niteliklere sahip denetim elemanlarından oluşan bir komisyon tarafından, mahalli idarelerin hesapları ve bunlara ilişkin belgeler esas alınarak denetlenir.
Bunlara ilaveten belediyelerde bir de iç denetim mekanizması yer alır. Belediyenin iç denetimi meclis-encümen ve idarece denetlenirken, 5018 yasa ile bu kuruluşlarda yeni bir iç denetim mekanizması oluşturulmuştur. Etkin bir kurumsal belediye yönetimi, etkin bir iç denetimi gerektirir. Etkin bir iç denetim ise, iç denetimin bağımsız bir faaliyet olarak yapılandırılması ve iç deneticilerin tarafsız görev yapmalarıyla mümkündür. Etkin bir iç denetim faaliyeti için 5018 sayılı kanunda öngörülen tedbirler yeterli değildir ve bu kanunda öngörülen iç denetim faaliyeti, bağımsız nesnel bir güvence sağlama faaliyetinden ziyade bir danışmanlık faaliyetidir. Belediyelerin bazı işlemleri yanlış yapmamalarına katkı verirken belediye başkanına bağlı olarak çalışan iç denetçilerin bu görevleri ne kadar sağlıklı yapacakları tartışmalı bir konudur.
Sonuç olarak, vatandaşların vergileri ve merkezi idarenin sağladığı kaynakları kullanan belediyelerin sağlıklı bir dış denetimi şarttır. Sayıştay'ın bütün belediyelerin bütün mali işlemlerini denetlemesi pek mümkün değildir. Kaldı ki bir de birçok belediye şirketi ve bağlı birimleri vardır. Bu birimlerle ilgili de çok fazla usulsüzlük iddiaları mevcuttur. Sağlıklı bir demokrasi için, şeffaf, hesap verebilir belediyelere ihtiyaç vardır. Bunun yolu da her yıl bağımsız olarak denetlenmiş mahalli idare bilançosu ve gelir giderlerinin kamuoyuna açıklanmasıyla olur. Böylece vatandaş, belediyelerin gelirleri, giderleri varlıkları ve borçları hakkında bilgi edinerek oyunu bu mali performansa göre kullanabilir.