Benimle yarışmak cesaret ister
DTO Başkanı Metin Kalkavan, "Bizim en zayıf ve belki de en kötü olduğumuz nokta, yaptıklarımızı anlatamama veya pazarlayamamamız" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Deniz Ticaret Odası (DTO) Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nın gündeminde yine seçimler vardı.
DTO Başkanı Metin Kalkavan, geçen ayki toplantıda olduğu gibi bu ay da rakibi Salih Zeki Çakır'ın ithamlarına çok sert cevap verdi. Salih Zeki Çakır'ın yaptığı basın açıklamalarından yola çıkarak, kendilerini rahatsız eden ifadelere karşılık veren Kalkavan, "Bunlara saatlerce cevap versem bitmez, onun için bir kısmına da gelecek ay cevap vereceğim" dedi. Deniz Ticaret Odası'nda meclislerin kabul etmediği bir şeyin geçmeyeceğinin altını çizen Kalkavan, "Ben o açıdan hepinize tek tek teşekkür ediyorum. Burada başarı varsa hepimizindir. Başarısızlık varsa da hepimizindir. Başkanlar yarışmıyor, ekipler yarışıyor. 24 Kasım'dan bu yana seçim başladığından beri, büyük bir itibarsızlaştırılma devam ediyor. Bizim itiraz ettiğimiz bu" dedi.
24 Kasım'dan bu yana en büyük olayın hilekârlığa ve sahtekârlığa kadar giden NACE kodları olduğunu söyleyen Kalkavan, "NACE kodları konusuna değinmek istiyorum. NACE kodlaması Avrupa Birliği Euro Stad'dan alınarak yapılmış, dünyaca geçerli bir kodlama. Salih Kaptan on maddelik seçim sözünün bir maddesinde 'doğru olmadığına emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız' diyor fakat NACE kodlamasında neyi nasıl biliyordunuz. Nasıl gündeme taşıdınız. İnce ayar, şark kurnazlığı demeye devam ediyorsunuz. NACE kodlarına itiraz eden denizci sayısı sadece 62. Bu itirazların 32'sini Yunus Can Bey yapmış. Madem çok itiraz ediyordunuz, itiraz etseydiniz. Burada şimdi hatalı kim, muhasebeciler mi, hatalı patronlar mı onu bilemem" diye konuştu. Çakır'ın yayımladığı 10 maddelik seçim etik maddelerini de eleştiren Kalkavan, şunları söyledi: "Sizin on maddelik seçim sözlerini size kim yaptırmışsa yazık günah. Maddelerinizin birinde Deniz Ticaret Odası merkez, şube ve
temsilciliklerine ait hiçbir nakdi, ayni ve insan kaynağı imkânını seçim için kullanmayacağız diyorsunuz.
Senin kullanma şansın yok ki. Benim tavsiyem konuştukça batıyorsunuz. Yazık PR'a verdiğiniz paraya. Bana o kadar çok malzeme veriyorsunuz ki ben size PR'cılık yapayım, siz hiç konuşmayın. Bir diğer madde de biz yapamayacağımız
işin sözünü vermeyiz diyorsunuz. Burada hiç şansın yok ki. Aykırı görüşlere kaba ve yüksek sesle karşılık vermeyeceğiz, kimseye had bildirmeyeceğiz, üyelerimize surat ekşitmeyeceğiz, kimseyi çekiştirmeyeceğiz demişsiniz. Geçen mecliste benim desibelim kaçtı. Salih Kaptan'ın desibeli kaçtı. Bir de şimdi adalet tarafı var. Tuzağa
düşürüldük diyorsunuz. Sen bir iki ay konuşmuşsun, tabi ki benim de cevap verme hakkım var."
'Herkes haddini bilecek'
'Herkes haddini bilecek'
Kalkavan, Salih Zeki Çakır'ın seçim maddelerinde bulunan 'Doğru olduğundan emin olmadığımız hiçbir bilgiyi kullanmayacağız, gündeme taşımayacağız' maddesine sadık çıkmasını isteyerek iddialarının altını doldurmasını istedi. 8. maddesinde ise 'Kimseye had bildirmeyeceğiz" maddesine karşın Kalkavan şöyle konuştu: "Ben haddimi bilirim, haddimi aştığım zaman da kim olursa olsun lütfen bildirsin. Ama benim aldığım terbiye itibariyle, çizmeyi aştığı zaman herkese haddini bildiririm. Herkes haddini bilecek. Ne konuştuğunun, ne söylediğinin altı doluysa başımın üstünde yeri var. Altı boş ise konuşmayacaksınız. Bu sektöre zarar vermeyeceksiniz. Bu işin peşini bırakmayacağım. O söylenen sekiz sıfatı yazdım. Hepsinin tek tek hesabını soracağım. Ta ki altı dolana kadar. Bizim komitelerde oyun yapmaya, kaydırmaya ihtiyacımız yok. Burada liyakat ve ekip yarışımız var. Takım tutar gibi de tutmayacaksınız. Dinleyeceksiniz ve ondan sonra karar vereceksiniz.
'Ben çok keyif alıyorum'
Salih Kaptan 'Ne yaparlarsa yapsınlar, seçimi kazanmamızı engelleyemezler' demiş. Tebrik ediyorum. Demek ki bildiğiniz bir şey var. Biz sadece aday olduğumuzu söylüyoruz. Ama sizin kadar iddialı olarak üyelerimizin oylarına ipotek koymuyoruz. Yıllardır keyfiyet içinde yönettiğimizi söylüyorsunuz. Bunu da açıklayacaksınız. Bizim aday olmamızla bunların keyifleri kaçtı demişsiniz. Vallahi ben çok keyif alıyorum. Tanıyanlar lütfen inansın çok keyif alıyorum. Bir insana kum torbası gibi bu kadar vurulur mu? Tabi bazen canım acıyor, ama çok keyifli. Benle eşit düzeyde yarışmaya teşebbüs etmek bile büyük cesaret isterdi, geldi, aday oldu. Bu sayede sahada çalışma fırsatı bulduk. Bu da çok keyif verici. 'Kaptanoğlu suflörlük yaptı' diyor. Cengiz Abi seni o gün kurtardı. Çok samimi söylüyorum. Yumruk yemiş boksör gibiydin, araya girmeseydi paramparça olacaktın. Benim suflörlüğe ihtiyacım yok. 'DTO'nun çalışma ofisi seçim için küçük' diyor, yahu bizim oy kullanacak kişi sayımız zaten bini geçmez.
50 sandık var. Bin kişiyi 50 sandığa böldüğünde 20 kişi. İnatla bunu kaşımanın ne amacı var? Söylenecek bir şey bulamadığı için diyor ki, 'Burada seçim yapılmaz'. Gel diyorum, 'büyük bir otel tutalım, orada konuşalım', diyor ki 'Ben şovu sevmem'. Ortada şov yok, geleceksin, projelerini anlatacaksın, ben de anlatacağım, konuşacağız."
'Kalkavan'dan ihale iması'
Metin Kalkavan, aynı zamanda Sefine Tersanesi'nin ortağı olan Salih Zeki Çakır'ın seçim ilkelerinde yer alan 'Aldatmayacağız, aldananlardan olmayacağız, kimsenin aldatılmasına rıza göstermeyeceğiz' sözüne ilişkin olarak da şunları söyledi: "Ya bizimle dalga geçiyorsunuz, ya başka bir şey yapıyorsunuz. Bu sektörde olanlar neler olduğunu biliyor. Bunu buraya nasıl yazarsınız. Ben size sonra bu madde ile ilgili özel olarak cevap vereceğim. İhalelerde neler oldu, ne oldu, ne bitti size cevap vereceğim. Böyle şeyler yazdığınız zaman benim gibi adama pas atıyorsunuz, yazmayın; 'gel illaki konuş' diyorsunuz. Bu sektördeki insanlar aptal değil." Başkan Kalkavan'dan sonra söz hakkı isteyen Salih Zeki Çakır'a, Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu "Sonraki meclisi bekleyeceksin, söz hakkını paşa paşa o zaman kullanacaksın" diyerek konuşma fırsatı vermedi. Fakat Başkan Kalkavan'dan sonra misafir olarak katılan TOBB eski Başkanı Fuat Miras'a söz hakkı vermesi dikkat çekti.
Koster projesi paylaşılamıyor
Salih Zeki Çakır'ın açıkladığı bazı projelerine ayrı bir seansta cevap vereceğini söyleyen Metin Kalkavan, fakat koster projesi ile ilgili konuşmak istediğini belirterek şunları söyledi: "Koster Derneği'nde 56 tane teşvik belgesi alınmış, neler uygulanmış, neler yapılmış ve rahmetli Yücel Hoca ne kadar emek koymuş bunların sunumunu
yaptıracağım size. Koster'de verilen emek, sarf edilen mesai. Milli bütçeye 200 milyon dolar koydurmak kolay mı, projeye inandırmak kolay mı? 'Kuruldu, niye yarım bırakıldı' diye soruyorsunuz. Bir şeyi de siz yapın diye bıraktık. Sistem oturmadı. Bir taraf 'yüzde 20-30 mal kullanmakşartıyla yüzde 60'ını veririm' diyor, bir tarafta uzun vade tartışılıyor, bir tarafta faiz oranı tartışılıyor. Yüzde 15-20'lik geri kalan kısmı nerede? O da Türk bankasından nasıl destek sağlanacağıyla ilgili. Devlet destek olmadıkça bu proje olmaz! Hadi Koster A.Ş.'yi kurduk. Ne yapacağız? Talep yok, yaptıracak olan kişi yok. Bu piyasada 5 bin tonluk gemiyi 8-8.5 milyon dolara yaptıracak bir kişi bulamazsınız. İçdaş'ın yapacağını söylüyorsunuz. Bayram Abi (Bayram Yusuf Aslan), Kosterci mi? Bayram Abinin yakından uzaktan kostercilikle alakası yok. Amaç kostercileri mi yoksa tersaneyi mi desteklemek.
Projeye katkı yapıyorsan, geleceksin benimle düelloda bunu tartışacaksın. Projeler geliyor içlerinde güzel olan var, katkı sağlayacaklar var ama odanın işleviyle hiç alakası olmayan bir proje var. Alo 444 hattı kulağa hoş geliyor ama bu Oda'yı sorumluluk altına sokmamak için bunu kasıtlı olarak durduran da benim; çünkü odanın böyle bir işlevi yok. Ama bazı projelere katılıyoruz."