Beynimiz matematik öğrenmeye hazır mı?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Musa AKSU / Matematik Öğretmeni

Matematikte yeni bir konuya başladığımızda beynimiz o konuyu öğrenmeye acaba ne kadar hazır?

Öğretmen yeni bir konu anlatırken birçok öğrenci daha konunun başında zorlanır ve beynin yapısını bilmediği için hep zorlanacağını, yapamayacağını düşünür, konu ilerledikçe de dersten tamamen kopar.  Oysaki dersten kopmayıp kendini zorlasa beynin ilgili kısmı da gelişecek ve bu sayede o konu kendisi için ilerde sıradan hatta kolay, zevkli bir hale gelecektir.

Daha önce spor yapmayan birisinden 2 km(kilometre) koşmasını isterseniz belki de 1 km bile koşamaz. Çünkü spor yapmadığı için vücudu buna hazır değildir. Ama siz o kişiye birkaç ay düzenli spor yaptırırsanız onun kasları gelişeceği için artık 2 değil 4-5 km bile çok rahat koşu yaptırabilirsiniz.

Matematik çalışırken de tıpkı kaslarımızı zorladığımız gibi beynimizin belirli bölgelerini zorlarız. Böylece beynimizin o bölgelerindeki nöronların(sinir hücresi) dentritleri (ağaçtaki dallar gibi sinir hücresinden çıkan iplikçikler) daha çok dallanır ve yayılır. Yani biz bir matematik konusu çalışırken beynimizin ilgili bölümleri genişlemeye ve büyümeye başlar (Alıcı, 2010). Hatta öğrenme sonucu oluşan dentritlerdeki ve dolayısıyla sinaptik bağlardaki (genellikle bir nöronun aksonu ile başka bir nöronun dentriti arasında kurulan bağ) çoğalma, bebeklerin gelişen beyinlerindeki değişimlere önemli ölçüde benzer niteliktedir (Alıcı,2010). Aslında biz yeni bir konuyu öğrenirken, bir bakıma, beynimizi yeniden yapılandırmakta ve onu yeniden inşa etmekteyiz.

Beyinde neler olup bittiğini bilmeyen öğrencilerin geneli ise bir konuyu çalışır çalışmaz öğrenmek, konuyla ilgili soruları da tıkır tıkır çözmek ister. Defterinden ya da başka bir kaynaktan birkaç özellik inceleyip sorulara geçer ve çözümlerini yarım dakika gibi kısa bir sürede yapmayı bekler. Yapamayınca da anlamıyorum, göremiyorum, olmuyor der ve çalışmayı bırakır. Hâlbuki bir matematik konusunu öğrenmek için günler, haftalar, hatta aylarca düzenli bir çalışma yapmak; 3-4 farklı kaynak bitirmek gerekebilir. Bir soruyu çözmek için, özellikle o konuya yeni başlanmışsa 5-10 dakika hatta 30 dakika bile düşünmek gerekebilir.

Sevgili öğrenciler, beyin farklı tarzda işlem yapmaya zorlandığında isteksizdir, yavaştır ve bol hata yapar (Ülgen, 2002). Her bir matematik konusu da beynimizin alışık olmadığı farklı tarz işlemler yapmayı gerektirir. Yorulmanız, sıkılmanız gayet normal. Üstelik matematik, daha karmaşık öğrenmeyi gerektiren bir derstir. Bunun için karşılığını hemen alamayacağınız belirsiz gibi gözüken, uzun bir dönemden geçeceksiniz. Bir konuyu çalışıp karşılığında hemen öğrenmek, emeğinizin karşılığını nakit almak istiyorsunuz ama matematik böyle bir ders değil. Bilgileri öğrenmenizin yanında beynin alt yapısının da belirli bir olgunluğa erişmesi gerekmektedir.  Bunun için de bir sporcu gibi düzenli çalışmalı, seviyenize yakın sorularla kendinizi zorlamalısınız. Beyin hücrelerinizi geliştirip bilgileri kullanabilir, soruları çözebilir hale getirmelisiniz. Böylece başlangıçta içinden çıkılmaz sanılan konuların kolayca anlaşılabilir, zor gibi görünen soruların rahatça yapılabilir olduğunu göreceksiniz. Unutmayın! Öğrenmenin en üst düzeyde olması için beynin uygun bir düzeyde zorlanması gerekmektedir (Ülgen, 2002).

Kaynakça

1.Alıcı, T.(2010), Öğrenmenin Bilimsel Temelleri, Palme yayıncılık.

2. Madi,  B.(2008), Öğrenme Beyinde Nasıl Oluşur? Marpa Kültür Yayınları.

3.Ülgen, G.(2002), Beyin Temelli Öğrenme, Nobel Yayın Dağıtım.