Bilecik'te yeni kavram: 'İşçisizlik'
BİLECİK'TEN / Tuncay ÇANKAYA
Daha önceki yıllarda 'iş yok' diyen işçi eylemlerini görüyorduk. Ama yakında Bilecik'te 'işçi yok' diyen işverenleri görürseniz şaşırmayın, diyerek sözün bittiği yerden başlıyorum. Dün iş yokluğu çeken işveren, bu gün ise işçi yokluğu çekiyor.
Geçmişte iş yok diyen işçiyi, iş diye vaad eden siyasetçiyi görüyorduk. Her gün televizyonların haber bültenlerinden işsizler sıra sıra diziliyor ve iş bulmak için her yolu deniyorlardı. Bu gün ise Bilecik'te, değil gazetelerde her fabrikanın girişinde 'İşçi aranıyor' diye ilanlar var. Bazı fabrikalarda işçi yokluğundan iş yapamama gibi sorunlar gündemde. Yani yakında fabrika sahipleri Bilecik'te, 'işçi' diye eylem yapar ise şaşırmayın diyeceğim. Yakında Bilecik'te siyaset yapmak isteyen siyasetçiler, sanayicilere 'işçi' vaad eder mi diye düşünüyorum. Siyasetçiler sanayiciye "Eğer bana oy verirsen sana fabrikan için yeterli olan 150 işçiyi bulacağım" diyebilir mi diye düşünmeden edemiyorum. Her geçen gün ekonomide ve ekonominin kalbi olan fabrikalarda yeni yeni deyimler ve kelimeler ortaya çıkıyor. Yaşananlar yeni terimleri gündeme getiriyor. İşte 'işçsizlik' de bunlardan biri.
Bazı kesimlerin bu yazıyı okurken diline dökülen 'Eski köye yeni adet getirmeyin' sözlerini düşünerek yazıma devam ediyorum. Çünkü; kalemin şehvetine kapılmadan ve pembe tablolar çizerek değil, sadece olanı biteni yazmak istiyorum. Sanayici gerçekten 2011 yılını yatırım yılı olarak geçirdi. Bir fabrikası olanın bugün üç ya da dört fabrikası var. Kar marjları düşük ve yüksek kredi meblağları ile gerçekleştirdikleri yatırımlar ortaya çıktı. Dikkat ediyorum, her köşe başında yükselen binalar bana büyük kazançları değil sadece büyük yatırımları gösteriyor. Binayı yapmak değil önemli olan o yapılan binaları işletmek ve kara dönüştürmek. 2012 yılı için ise yılın ilk 6 ayını çok önemsiyorum. Tablonun netliği o zaman ortaya çıkacaktır.
Bilecik'te işçisizlik kavramını görenlerin 'nedir bu' diye merak etmesine gerek yok çünkü; yakın bir zaman içerisinde bu kavrama çok alışık olacağız gibi geliyor. Evet bu kavramı anlamak ve iyi yorumlamak için ekonomist olmaya gerek yok. Eğer Bilecik'te sanayicilik yapıyor ve işçi bulamıyor iseniz bu kavramı bilmeniz gayet doğal. Ama Bilecik'te değil iseniz bu kavramı bilmemeniz çok normal.
Bunun ekonomiye yansımaları konusunda ise durum pek farklı değil. Yani dün iş yokluğu çeken işveren bu gün işçi yokluğu çekiyor. Tabi bu arada şunu da unutmamak gerekiyor. İşveren artık eskisi gibi kar marjları ile çalışmıyor. Durum böyle olunca, çok kazanan bir işveren ve iyi giden bir ekonomi yok. Geçmişte az işle yüksek kar eden sanayici, bugün çok iş yapsa bile geçmişteki karlarına ulaşamıyor. Onun için aslıdna değişen bir şey yok...