Bir araya geldiler
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın TRT ekranlarından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sitem dolu sözlerinin ardından ikili arasındaki ilk karşılaşma dün Atatürk’ü anma törenlerinde gerçekleşti.
ANKARA - 10 Kasım Atatürk’ün 75’inci ölüm yıldönümü nedeniyle Anıtkabir’de düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlık etti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ, Ali Babacan, yüksek yargı temsilcileri, bakanlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, siyasi partilerin temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı saygı duruşunda bulunuldu.
Tokalaştılar
Aslanlı Yol’dan arka arkaya yürüyen ancak birbirleriyle temas etmeyen ikili arasındaki soğukluk Milli Kütüphane’deki toplantıda da sürdü. İkili ilk kez bu programda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı espriden sonra temas etti. Gül, görüntü almaya çalışan basın mensuplarını göstererek, Arınç ve Erdoğan’a “Bu fotoğraflar hep sizleri kaydetmek için” dedi. Erdoğan ve Arınç, espriye tepki vermedi ancak törenin sonunda soğuk biçimde ilk kez tokalaştı."
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 75’inci yıldönümünde törenlerle anıldı. Atatürk için Anıtkabir’de düzenlenen ilk törende Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ay yıldızlı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelengi mozoleye koydu. Atatürk’ün 75 yıl önce ebediyete intikal ettiği saat olan 09.05’te ‘ti’ sesi ve sirenler eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Bu sırada gönderdeki Türk bayrağı da yarıya indirildi. Atatürk için 2’nci tören Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nca Milli Kütüphane Konferans Salonu’nda düzenlendi. Törende konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, laikliği vurgulayarak özetle şunları söyledi:
Dünya hayran
“Olağanüstü şartların yaşandığı bir dönemde, kararlılığı, engin bilgisi, dehası, üstün kişiliği ve cesaretiyle millete önderlik yapan Büyük Atatürk, Türk ve dünya tarihine damgasını vurmuş, insanlığın takdirini kazanmış bir lider oldu. İnsanlık; Atatürk’ü, gerçekleştirdikleri, meydana getirdiği eseri, eylemleri, uygulamaları ve fikirleriyle birlikte değerlendirmekte ve hayranlık duymaktadır. Türk milletinin onurlu ve şerefli bir millet olarak yaşaması Atatürk’ün hayatı boyunca en önemli hedefi oldu.
O dönemde Batı dünyasında sistemler hızla diktatörlüklere kayarken, Türkiye’nin Atatürk’ün öncülüğünde ve vizyonunda demokrasiye uzanan süreci başlatması şüphesiz büyük anlamlar taşımaktadır. Egemenliğin halka teslim edilmesi, millet iradesinin üstün kılınması, demokrasinin ülkenin önüne bir ideal olarak konulması başlı başına tarihi adımlardır. Ayrıca henüz daha o yıllarda demokratik, laik bir yönetim yapısının benimsenmesinin önemi de bugün çevremizde yaşananlar dikkate alındığında daha iyi anlaşılacaktır.”
Eşitlik idealiydi
Başbakan Erdoğan da törende özetle şunları söyledi: “Gazi Mustafa Kemal en büyük eseri olarak baktığı Cumhuriyet’in, döneminin diğer tabela cumhuriyetlerinden farklı olması, milleti yani cumhuru özellikle bütünüyle kucaklaması fikrini son nefesine kadar muhafaza etmiştir. Gerek Kurtuluş Savaşı’na gerek Cumhuriyet’e giden yolda Mustafa Kemal milletinin tüm renklerini, tüm farklılıklarını, milleti millet yapan tüm dini, etnik ve mezhebi unsurları bir araya getirmeyi başarmış, tüm mücadeleyi onlarla birlikte yürütmüştür. Cumhuriyetimizin böyle bir renklilik üzerine kurulması Cumhuriyetimizin herkese eşit mesafede durması, herkesi eşit olarak kucaklaması, Gazi Mustafa Kemal’in en önemli ideallerinden biriydi.
[PAGE]
Paravan yapıldı
Gazi Mustafa Kemal’in adı, son derece haksız biçimde yanlış birtakım uygulamalara paravan yapıldı. Atatürkçülük ya da Kemalizm ideolojisi çoğu zaman Gazi’nin fikirlerinden sapma gösterdi, bu akımların Gazi’nin ideallerinin tamamen tersi bir istikamette, millete tepeden bakan, milleti dizayn etmeye çalışan, millet üzerinde baskı kurmaya çalışanların istismar aracı oldu. Atatürk’ün demokrasiye geçiş çabalarına rağmen Türkiye tek parti istibdadına mahkum edildi. 1960 ve sonrasındaki her müdahale, Gazi Mustafa Kemal’in adı kullanılarak ama onun en büyük eseri olan Cumhuriyet’e kastedilerek, Cumhuriyet yaralanarak, millet adeta çiğnenerek yapılmıştır.
Farklısı yoktur
Gazi Mustafa Kemal, eserleriyle, yazıları, kitaplarıyla, fikirleriyle en önemlisi de dönemin belgeleriyle kim olduğu çok iyi bilinen bir liderdir. Herkese göre farklı bir Atatürk yoktur. Herkesin kendi şahsi çıkarına, kendi ideolojisine dayanak olarak kullanacağı, keyfice istismar edeceği bir Atatürk yoktur. Şunu altını çizerek ifade etmek isterim ki, Kurtuluş Savaşı’nın baş kumandanı ve Cumhuriyetimizin banisi olan Gazi Mustafa Kemal, bir ayrışmanın aracı olabilecek en son kişidir. ‘Gazi Mustafa Kemal’ isminin ya da sonradan üretilmiş sembollerin arkasına saklanarak toplumu kamplara ayırmaya çalışmak, Cumhuriyet’e ve milletimizin ortak değerlerine hakaret olduğu kadar, Gazi Mustafa Kemal’in aziz hatırasına da haksızlıktır.
Tek tipçi değil
Gazi Mustafa Kemal, onun eserleri ve onun mücadelesinden baskıcı, otoriter, tek tipçi, başkalarının fikir ve yaşam tarzlarına tahammülsüz, Türkiye’nin farklılıklarını kabullenemeyen bir ideoloji asla çıkmaz. Gazi Mustafa Kemal, istismar edilmeyi, semboller üzerinden tartışma aracı yapılmayı değil, fikirlerinin anlaşılmasını, duygularının hissedilmesini istemişti. En büyük ideali de İstiklal Savaşı’nda muzaffer olabilmek yani Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarabilmekti.
Bütün manialara, bütün yavaşlatma çabalarına rağmen Türkiye, Gazi’nin bu idealini anlamış, kavramış ve bu yolda çok önemli mesafe kat etmiştir. Gazi’yi, onun ismini, onun hatırasını bir ayrıştırma değil, bütünleştirici bir değer halinde muhafaza ederek 76 milyon hep birlikte tek yürek olarak geleceğin Türkiye’sini inşa edeceğiz.”
Mustafa Kemal yol gösterici
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, törendeki konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün sorunlar karşısında ilmin ışığında çözüm yolları aramayı tavsiye ettiğini belirterek “Mustafa Kemal’in idealleri, felsefesi ve ortaya koyduğu ilkeler, her türlü bağnazlık ve dar düşünce kalıplarından uzak bir şekilde değerlendirildiğinde, ülkemizin içinde bulunduğu sorunların aşılmasında da yol gösterici olduğuna inanıyorum” dedi. Arınç şöyle konuştu: “Bu devleti yaşatacak olan, milletin eşit, bir arada kalmasını sağlayacak ilkeyi ortaya koymuştur. Bu ilke Türk milleti kavramı için yaptığı tarifle belirlenmiştir. Zira ona göre ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkı Türk milletidir’. Bu tanım kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tanımdır. Büyük Millet Meclisi’nin açılışından 1 hafta sonra Mustafa Kemal, Meclis üyelerine yaptığı konuşmada, ‘Yüce Meclisimizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, hatta yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden meydana gelmiş Müslüman unsurlardır, samimi bir heyettir’ demiştir.”