Bir uçak kazası öyküsü: THY-Amsterdam
Gündüz AKARÇAY / Araştırmacı yazar sivil havacılık uzmanı E. pilot
İki hafta önce yaşanan ve tüm ülkeyi üzen uçak kazası ile ilgili herkes bir şeyler söylemekte. Ne yazık ki kazanın oluş şekli ile ilgili bir birinden değişik varsayımlar üzerinde durulmakla kamuoyu da yanlış bilgilendiriliyor. 1968 yılından beri sivil havacılığın içinde biri olarak hem Hollandalı yetkililer hem de bizim yetkililerimiz tarafından yapılan açıklamalarda tutarlılık göremiyorum. THY'nin İstanbul-Amsterdam seferini gerçekleştiren Tekirdağ uçağının Amsterdam'da düşme nedeni bir türlü açıklık getirilemedi. İlk yapılan açıklamalar Vorteks-motor durması-yakıt bitmiş-talebe pilot kumandası vb. yani kazaya pilot hatası neden olmuştur. En son Hollandalı yetkililer kazaya yükseklik göstergesi Altimetre'nin bozuk olmasının sebep olduğunu açıkladılar. Bu da "kibarca kaza pilotaj hatası, uçakta yalnız bir tane yükseklik göstergesi yok. 4 adet var. Biri bozuksa diğerleri doğrudur. Hollanda resmi açıklaması pilot Altimetre'nin hatalı gösterdiğini fark etti ama önemsemedi..."
Şimdi gelelim bizim tarafa... Kaza gününden itibaren yapılan tüm açıklamalarda bir tutarsızlık hakim. Yetkili yetkisiz her kesimden farklı açıklamalar geldi. Bunu yapacaklarına çok da zor olmayan uçağın kalkışından itibaren uçuş kaydını yapan FDR (Kara Kutu) ve son bir saat devamlı ses kaydı CVR'nin (Cockpit Voice Rekorder) deşifresinden sonra yapılabilir. Bu deşifrelerin hepsi resmi makamların THY'nin elinde mevcut. Nedense açıklanmıyor. Ancak kule ve pilot arasında geçen birkaç konuşma basına yansıtıldı.
Deşifrelerin açıklanması neden bu kadar bekletildi anlamak mümkün değil. Buna benzer bir kaza 27 Ağustos 1994'te Atatürk Havalimanı'nda yaşandı. 06 pistinde duramayıp yola kadar çıkan THY uçağının kara kutusu 1 Eylül'de Fransa'da AlliedSignal'e gönderildi ve aynı gün 15 sayfalık FDR çözümü firma tarafından THY Teknik Müdürlüğü'ne fakslandı. Belgeler elimizde bulunmaktadır.
FRD kayıtlarının çözümünü Avrupa'da bir tek Alied Signal Aerospiace firması yapmakta ve aynı gün FDR'nin çözümü mümkün. Hollandalı yetkililerin dediği gibi 2 yıl asla sürmez. Türk yetkililer gerekli girişimlerde bulunarak 2 yıl beklemeden deşifrelerin açıklanmasını yapmalılar. Kaza sonrası kazazedelerin tüm hastane masraflarını karşılayan THY'den Hollandalı yolculara 40 bin Euro'luk tazminat ödemesi yapıyor. Bu tazminat miktarı 1929 yılında uluslararası imzalanan Varşova Anlaşması'nda (THY 1977 yılında katıldı) belirlenen rakamın çok üstünde olmasına rağmen Hollandalılar mahkemeye müracaat ettiler.
ICAO Annex 13 Aircraft Accident Inventigation (Uçak kaza kırım incelemesi) ilk haftada ön rapor, tahkikatlar bittikten sonrada son rapor yazılarak taraflara iletilir.
Şimdi geri dönelim kazadan sonra yapılan açıklamalar ve düşündürdükleri:
Açıklamalar ile görüntüleri değerlendirirsek kaza nedeni muhtemelen Pilotaj hatası. Bir uçağın piste teker koyma mesafesi 1.000 fit yani 300 metredir. Halbuki uçak yere pist başına 1.000 (bin) metre kala temas etmiştir. Kısaca pilotlar inişte yüksekliğe yeteri kadar dikkat etmediler. Hatalı Altımetre (yükseklik göstergesi) kazaya sebep deniliyor. Altımetre hatalı olsa dahi bir altı metre daha var, ayrıca yere göre yüksekliği gösteren radyo altı metre var. Ayrıca GVS denen diğer bir sistemde uçak yere yaklaşırken Ter-İn Ter-İn, eğer pilot uçağın burnunu havaya kaldırmaz ise de Pul-Up Pul-Up diye sesli ikazını defalarca tekrarlar.
Uçak STALL olmuştur. Bu mesleki değimin açıklaması ise "Uçak havada uçmak süzülmek için hız kaybetmiştir. Süratsiz kalma, perdü vites."
Bunun üç nedeni olabilir:
- Motorlar herhangi bir nedenle sustu, çalışmıyor itme gücü vermiyor.
- Yangın çıkmıştır.
- Yakıt gelmiyor.
Bu ihtimallerin hiçbiri yaşanmadığına göre ibre maalesef pilotaj hatasını göstermekte.
Kaptan pilotun hava-yer kule konuşmasını yaptığını ve talebi-eğitimde olan pilotun uçağın kumandasında olduğu şeklinde olma iddiası, bu ancak CVR denen ses kayıt cihazının deşifresinde kesin ortaya çıkar. FDR'de ise uçuşun tüm değerleri vardır.
Son açıklamalarda kazanın nedeni Vorteks olarak adlandırılmakta bu tamamıyla yanlış bir bilgilendirmedir. Çünkü bu durumlara karşı pilotlar her zaman iniş esnasında meydana gelebilecek aksiliklere karşılık pisti pas geçme hamlesine hazırlardır. Peki, havacılık dilinde Vorteks nedir bir bakalım.
Vorteks, hareket eden her cismin havada-karada-denizde, arkasında meydana getirdiği hava türbülansıdır. Yanınızdan hızla geçen bir otobüsün, aracın size verdiği hava türbülansını bir tanımlayalım.
Uçakta, Vorteks, motor sayısı ve motorların itme gücü ile -Turst- doğru orantılıdır. Vorteks'in en etkili durumu kalkışta arkasında bıraktığı türbülanstır. Çünkü motorlar yaklaşık yüzde 85-90 güç ile çalışırlar. Bu türbülansa giren uçaklar zor durum da hatta tehlikeli durumlar ve hatta düşme durumu olabilir. Kalkışta kural, kalkan uçağın en az 6 n/m deniz mili (1852 m) mesafede kalkması gerekir. Boelng B-757 uçağı 2 motorludur. Galaxy C-5, Boeing B747, Atonov AN-124, 4 motorlu/6 motorlu Antonov-225 bu uçak halen dünyanın en büyük uçağıdır -kargo uçağıdır- yapım yılı Aralık 1988'dir. Rusça Mriya-İngilizce ise Dream diye adlanır, Hayel anlamına gelir AN-124'ün büyütülmüş şeklidir. 200-ton yük ile 4.500-km rahatlıkla uçabilir. Airbus A-340 uçağında 4 motorlu uçaktır. İngiliz yapımı BA 146 ufak yolcu uçağı da vardır. THY'deki uçuşları sona erince Atatürk Havaalanı'nda deve kurban edilmiştir. İlginç bir rezalettir.
Motor durması:
Motor durması, iki nedenle olur, teknik ve yakıtsız kalma. Motorun çalışmasını gösteren en az 3 gösterge vardır, keza yakıt akımı gösteren göstergeler de bu uçakta vardır. Ve ışıklı ve hatta sesle ikaz eden cihazlarda vardı. Bunun olması, tamamen yanlıştır. Uçakta yakıt kalmamış? Bir uçak, varış meydanı + yedek meydan ve yarış saat bekleme yakıtını kalkışta alır. İlginç durum ise neden THY bu uçağın aldığı yakıtın tonunu açıklamıyor; bence bu açıklamama şüphe uyandırıyor. Fakat asla yetersiz yakıt almama bence olamaz, kalkıştan önceki check List'te kontrollerde yakıt göstergeleri kontrol edilir. ve yerdeki teknik personel yakıtı alır ve belgesel olarak pilota verir. Motorlar çalışıyor uçak yere vurduğunda, ise bir motor kopmuş ve yüzlerce metre ileri fırlamış, kanattan kopmuş. Bunun anlamı motorlar kesin çalışıyordu...
Kaza, pilotaj hatası
Yukarıda zikredilen muhtemel nedenlerin hiç biri yaşanmadığına göre kaza ne yazık ki pilotaj hatasından kaynaklanmaktadır. Peki nedir bu:
Pilotaj: Pilot yeteri kadar gazı açmıyor veya geç kaldı. Uçak ufka doğru yaklaşık 12 derece ile burnu havaya kalkık yaklaşır, hızı ağırlığına göre değişir. Bu hız en az 240-250 km arasındadır. Böyle bir durumda uçağın önce kuyruk kısmı sonrada burun kısmı yere vurur ve nitekim bu şekilde gerçekleşmiştir. Bu nedenle cockpitte bulunan kaptan, yardımcı ve eğitimdeki pilot hayatlarını kaybetmişlerdir. Yedisi kuyrukta oturan yolculardan toplam 10 kişinin hayatını kaybettiği kazada 20 hafif ve ağır yaralılar da kuyrukta oturan yolcular arasından.
Uçağın uçuş istikameti doğrudur. Pist başına yalnızca 500 metre kala tarlaya gövdesi üzerine süzülerek hızsız kalması sonucu düşmüştür. Önce kuyruğunu vuruyor, kuyruk tamamen parçalanıyor sonra burnunu vuruyor, bu vuruş nedeniyle uçağın kanadının hücum kenarı denen ön kısmı yaklaşık 1 metre kadar açılıyor. Yolcuların büyük bir kısmı kendileri yardım almaksızın uçağı tahliye ediyor.
Üzücüdür, sivil havacılık konusunda hiçbir eğitim görmemiş pilotluk eğitimi görmemiş bir otelcilik okulu mezunun, TV ekranlarında atıp tutuyor. Bir diğeri ise polis muhabirliğinden gelen, yanında İngiliz filolojisi okumuş bir kimsenin tercümelerinden ahkam kesiyor... Bu tür kimseleri çoğaltmam mümkündür. Benim mesleki bilgimin başlangıcı ise 28.8.1948 pilotlusa ile başlamış ve yıllarda Almanya'da gerek pilotluk gerekse sivil havacılık branşında okumuş çalışmış, yöneticilikler yapmış, savcılık ve mahkemelerde ücretsiz bilirkişilikler yapmış ve yapmakta olan kimseyim. TV ekranların havacılık konusunda 40 yakın, yayımda yer almış bir kimse olmama rağmen, daima muhtemel kelimesiyle ve nedeni izahla açıklamalı yazıyorum.
Kaza raporunun açıklanmasında CV kayıtları yeterlidir. Şimdi THY yetkilileri ve Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım aşağıdaki soruları cevaplamak zorundadır:
1- Sizde veya SHGM'de herhangi bir FDR (Kara kutu) belgesi var mı? Evet ise bunda ne değerler var.
2- Pilot mahallindeki son bir saat her türlü sesi kaydeden CVR'nin kopyası var mı? Konuşmaların deşifresini açıklar mısınız.
3- Yukarıda bahsedilen belgeler elinizde mevcut değil ise bu belgelere erişmek için bakanlığınız, SHGM yada THY çözümü yapan firmadan veya Hollandalı makamlardan istedi mi, isteyecek mi?
Umarım bu tür kazaların bir ders niteliğini alması ve tekrar etmemesi, merhumlara Allah'tan rahmet, yakınlarına ve THY yönetimine ve camiasına baş sağlıkları sunarım, yaralılara acil şifalar dilerim...