Bir yatırımınız da Diyarbakır'da olsun

Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir, hemşehrisi işadamlarına tamamen kente dönmelerini söylemediklerini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Handan Sema CEYLAN

DİYARBAKIR - Diyarbakır'ı Ortadoğu'nun kültür, sanat, ticaret, turizm ve endüstri kenti haline dönüştürmeyi hedefleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türkiye'nin batı yakasına göç etmiş veya göç etmek zorunda kalmış girişimcilere çağrıda bulunarak, "Gelin bir yatırımınız da burada olsun. Tamamen geri dönün demiyoruz ama bir ayağınız da Diyarbakır'da olsun" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir ile KCK davasının gölgesinde ve iki dil tartışmalarının ortasında 'olabildiğince' siyasetten uzak, ekonomi konuştuk. Türkiye'deki 16 büyüşehir belediyesinen biri olan Diyarbakır'ın belediye başkanı Baydemir, Gazeteniz DÜNYA'nın yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, Yazıişleri Müdürü İbrahim Ekinci ve Diyarbakır Temsilcimiz Mahir Solmaz ile birlikte sorduğumuz soruları yanıtladı. Baydemir, 18 kilometrelik bir aksta yapılacak ve her kilometresi 5 milyon TL'ye mal olacak hafif raylı sistemi, hızla gelişen yeni yerleşim alanlarını, 29 dalda mesleki eğitimin verildiği Sümerpark Kampusu'nu, girişimciye destek için kurulan Ekonomik Kalkınma Bürosu'nu kent yaşamının önemli gündem maddesi olarak gösteriyor. Ayrıca Baydemir, Irak ve Suriye'de düzenlenenemeyen çeşitli uluslararası kongrelerin adresi olarak Diyarbakır'ı işaret ediyor ve kente otel kurmak isteyen yatırımcıya kolaylık sağlayacaklarının sözünü veriyor.

Ekonomik kalkınma ile demokrasi standartlarının bir zincirin halkaları gibi olduğunu söyleyen Baydemir, "Türkiyeli bir Kürt yurttaş olarak inancım şu ki ekonomik kalkınma ve refah düzeyi sosyal kalkınmayı da bir arada getirir. Sosyal kalkınma, demokratik değerlerin gelişiminin, insan haklarının hatta doğa-insan ilişkisinin zeminini oluşturur. Demokratik değerler geliştikçe, doğayla insan arası ilişki demokratikleştikçe toplumsal barış tesis edilmiş olur" diyerek, şunları söyledi:

"Bunu tersinden okumak da mümkün. Toplumsal barış, nitelikli bir ilişkiyi ve sosyal kalkınmayı getirir. Sosyal kalkınmanın olduğu yerde ekonomik kalkınmayı başarmak mümkündür. Şimdi bana nereden başlamalı derseniz, 'eş zamanlı götürmek lazım' derim. Tam da bu noktadan hareketle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak, kenti planlarken, temel düstur aldığımız değer var, hedefler var."

Hedeflerini 'Diyarbakır'ı Ortadoğu coğrafyasının tamamının içerisinde kültür, sanat, ticaret, turizm ve endüstri kenti haline dönüştürmek' şeklinde açıklayan Başkan Baydemir, "Buna ulaşmak için belediyemiz aktif çaba sarf ediyor. Bu çabayı sarfederken, mevzuatın bize kapı açtığı alanlar da var hareket etmemize engel olduğu maddeler de. Yerel Yönetimler Yasası Türkiye açısıdan, ciddi bir engel.

Bugün AB'yi oluşturan ülkelerin tümünde geçerli olan yerel yönetimler özerklik şartının çok önemli maddelerine halen çekince ile bakılıyor. Bu çekinceler sadece demokratik yaşam alanını ilgilendirmiyor, yerel yönetimlerin kaynakları doğrudan kullanım sürecinin önünde de engel oluyor. Yerel yönetimler kentlerin kalkınması için yeteri yasal imkana sahip değiller" dedi.

Tek tip yasa Edirne'yi de burayı da negatif etkiliyor

Bu durumu bir örnekle açıklayan Baydemir, "Mesela bir verginin hangi alanlarda alınacağının belirlenmesinin hakkı belediyelerde değil merkezi hükümette. Hükümet bunu planlarken, bölgelere göre, kentlerin varsıllık ve yoksulluklarına göre dizayn etmiyor. Bunu tek tip bir yasa olarak çıkarıyor. Hal böyle olunca, bana göre hem Edirne negatif etkileniyor hem Diyarbakır" dedi. Bu sıkıntıyı önemsemesinin sebebini Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında bölgeler arası gelişmişlik farkı en büyük

uçuruma tekabül eden ülke olması şeklinde açıklayan Baydemir, "Ama aynı zamanda OECD ülkeleri içerisinde gelişmişlik farkının kendi bölgesi içinde de uçurum olduğu ülkeyiz. Örneğin Doğu Anadolu'yu Marmara ile mukayese ettiğiniz zaman korkunç bir uçurum var. Marmara'dan da -deprem öncesi- Kocaeli ile Edirne'yi mukayese ettiğimiz zaman çok ciddi uçurum var. Öncelikle bunu ortadan kaldıracak hukuksal altyapıya ihtiyaç var" dedi.

16 büyükşehir arasında tek şirket kuramayan biziz

Göreve geldiklerinde hem bölgelerarası gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak hem de serbest girişime örnek olmak için belediyenin özsermayesi ile Diyar AŞ'yi kurduklarını anlatan Baydemir, şunları söyledi: "Altyapı konusunda, TSE belgeli beton boru üretme iddiası ile yola çıktık. Bir buçuk yılda bütün bölgenin belediyelerine, kamu kuruluşlarına ve özel sektöre mal satar hale geldik. İhracat bağlantısını kurmak üzereydik. Birden bire 2007'de İçişleri Bakanlığı'ndan bir yazı geldi 'şirketinizi ya özelleştirin ya da el koyuyoruz' dediler. Mevzuat büyükşehir belediyelerinin şirket kurmasına izin veriyor. Ama hükümet politikası 'Artık şirket kurulmasına izin vermiyoruz' dedi. Belediyenin şirkete aktardığı sermaye 5 milyon liraydı. Şirketi 8 milyon lirayla özelleştirdik. 1.5 yılda 3 milyon lira kar ettik. Türkiye'deki 16 büyükşehir belediyesinden tek şirket kurmasına izin verilmeyen biziz."

Namerde muhtaç olmayacağım ücret yeter

Mesaisinin yüzde 30'unu ekonomik konulara ayırdığını söyleyen Baydemir, "Yaptığım halk görüşmelerinde gündem yüzde 90 işsizlik. Herkes 'Namerde muhtaç olmayacağım bir ücret olsun yeter, bana aş verme' diyor. Biz de onlara balık tutmasını öğretiyoruz" dedi. 2 yıldır faliyette olan Sümerpark Kampusu'nun bir nevi dezavantajlı nüfusun üniversitesi niteliğinde olduğunu kaydeden Baydemir, "29 dalda eğitim veriyoruz. Eğitim görenlerin yüzde 60'ı kadın" dedi. "Buraya gelenlerin sosyal bütün ihtiyaçlarını giderebileceği alanları oluşturuyoruz" diyen Baydemir, "Örneğin fitness center'ımız var. Türkiye'nin en iyi fitness center'ında ne varsa burada da var" diye konuştu.

1927'de tekstilin 3'üncü kentiydik

Diyarbakır'ın sahip olduğu potansiyelin bütün yaşanmışlıklara rağmen inanılmaz güçlü olduğunu belirten Başkan Baydemir, "Ortadoğu'nun en köklü şehri burası. Diyarbakır, bir ticaret ve hatta sanayi

geçmişi, sanayi belleği olan bir kenttir. 1927'lerde Türkiye'nin özellikle tekstil imalatındaki üçüncü kenti Diyarbakır'dır. İpekböcekciliği yapılmıştır. İkincisi bu kent çok zengin bir tarım arazisine sahip. Üçüncüsü dünyada petrolden daha değerli olacak olan su rezervine sahip bu kent, mermere, bazalta, muazzam bir güneşe sahip bu kent.

'Güneş, toprak ve su' daha ne olsun. Helvayı oluşturmak için her şey var" açıklamalarında bulundu. Tarıma dayalı sanayinin de kent için çok önemli olduğunu dile getiren Başkan Baydemir, "Çocukluğumdan hatırlıyorum, örneğin buğday hasadı döneminde, biçer döver sırası için kavga ederdik. Çünkü kim erken biçerse o mahsülü kurtalmış oluyor, geç kalanların mahsülünün yanma durumu olabiliyor. Bu muazzam potansiyeli alıp aynı zamanda kendi içerisinde üretime dönüştürmek gerek.

En kaliteli buğdayı, nohutu, mercimeği üretiyoruz, ama bunlar İstanbul'a gidiyor, Ankara'ya, Antep'e gidiyor Diyarbakır'a geri geliyor. Oysa bu ürünlerin burada makarna, bulgur olup, paketlenip Irak'a, İran'a, Suriye'ye satılması gerek. Hem üreten bir kent, hem komşularına ve komşu ülkelere satan bir kent olmak gerekiyor" diye konuştu. Baydemir, ulaşım konusunun da önemine dikkat çekerek, kentin ticaret ve turizm potansiyelinin hayata geçirilmesi için havaalanının mutlaka uluslar arası trafiğe açılması ve çevre yollarının tamamlanması gerektiğini söyledi.

Suyun kullanım hakkı olduğuna inanıyoruz

"İçme suyumuzu 35 kilometre uzaktan Dicle Barajı'ndan getiriyoruz. Türkiye'nin en modern arıtma tesisinde arıtıyoruz, Diyarbakır halkı musluktan su içebiliyor ve neredeyse musluktan içilen tek suyu veren metropol kentiz. Aynı zamanda İstanbul, Ankara, Erzurum, Gaziantep gibi kentlerimizen daha ucuza suyu veriyoruz. Suyun bir kullanım hakkı olduğuna inayoruz ve suyun ticaretinin yapılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu sosyal bakış açımız nedeniyle suyu neredeyse maliyet fiyatına veriyoruz."

Projemiz işadamına ilham verdi

"Türkiye'nin en çok güneş alan kentiyiz, HES harcamış olduğumuz parayı güneş enerjisine yatırırsak çok daha karlı oluruz. Aynı zamanda tarihimizi ve doğayı da korumuş oluruz. Kurduğumuz Güneş Evi ile kent girişimcisini bu alanda teşvik etmek istiyoruz, HES'lere muhtaç değiliz. Şu anda bir tane inşaat şirketi binasını sitelerini ortak kullanım alanlarının tümünün enerjisini güneşten sağlıyor. Projemiz işadamına ilham oldu. Gelecek nesli de doğayla barışık yaşamaya hazırlanıyoruz. Güneş Evi'ni 48 bin çocuk ziyaret etti.

Çevre dostu sanayi gelsin istiyoruz

Sanayi olsun da, fabrika olsun da ne olursa olsun noktasında asla değiliz. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak fabrika olsun istiyoruz ama fabrikanın arıtma tesisi olacak, çevreye saygılı olacak. Doğayı kirletmeyeceğiz, ormanı yok etmeyeceğiz, yeşil alanı ortadan kaldırmayacağız. Sanayi çevre dostu olsun istiyoruz. Çünkü biz bugün varız, 50 yıl sonraki nüfusu düşünmek zorundayız. Aslında az gelişmiş bölgelerin bir avantajı da sanayinin buraları tahrip etmemesi. Dolayısıyla planlı sanayileşme için şansımız var.

Söz, yatırımcının istediği otel yeri için tadilat yapacağım

Diyarbakır'ı aynı zamanda bir kongre şehri olarak düşündüklerini ve planladıklarının altını çizen Başkan Baydemir, "Ortadoğu'nun en güvenilir şehriyiz. Irak'ta Suriye'de düzenlenemeyen pek çok uluslararası toplantının merkezi olabiliriz. Bundan dolayı da yatak kapasitesinin nitel ve nicel olarak artırılmasına ihtiyacımız var, aynı zamanda kongre salonlarına ihtiyacımız var. Şöyle bir çağrıda bulundum.

Kim olursa olsun ister yerel, ister ulusal, isterse uluslararası, Diyarbakır'da olmak isteyen buraya otel kurmak isteyen yatırımcımıza kolaylık sağlayacağız" diyerek, şunları ifade etti: "Talep edilen alan yeşil alan, okul ve cami gibi sosyal alanlar olmadığı sürece, hiç bir koşul aramadan imar tadilatını yapacağız. Hiç bir yatırımcımıza 'biz size bu kolaylığı sağlıyoruz peki siz bizim için ne yapacaksınız' sorusunu sormuyoruz. Bu soru belediyemizde yasaklanmıştır."

2014'de raylı sistem bitmiş olacak

Konut sektörünün kentte en çok gelişen sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken Baydemir, "Önümüzdeki 10-15 yıl içinde bu sektör en önde gelen sektörlerden biri olmaya devam edecek. Temel nedeni de 1990 ile 2000 yılları arasında alınan olağan üstü göç. 14 gecekondu mahallemiz var. Bunların dönüşümü sağlanıncaya kadar konut talebi devam edecek. Orada yaşan hemşehrilerimizle mahalle toplantıları yapıyoruz. Yerleşik halk yerinde kalacak ama daha modern binada yaşayacak" diye konuştu.

Gelecek 40 yıl için şimdiden kentin gelişim akslarının belirlendiğini anlatan Baydemir, "Kenti şu anda dört ana aks üzerinde şekillendirmeye çalışıyoruz. Kuzeybatı kuzeydoğu hem de güneybatı. Nehrin diğer tarafı da daha çok arazi yapısından kaynaklı, iki üç katlı yapılaşma için ayrıldı. Sanayi ile kenti bağlayacak hafif raylı sistem için 18 kilometrelik bir aks oluşturduk. Kilometre başına 5 milyon TL'ye mal olacak. 2014'te bitireceğiz.

Yatırımcı için Kalkınma Bürosu kurduk

Strateji Geliştirme Daire Başkanlıkları içinde Ekonomik Kalkınma Büro'larının olduğunu ifade eden Baydemir, "Bu büromuz, Diyarbakır'ı hiç tanımayan, kentin yeraltı yerüstü zenginlik kaynaklarını, yatırım fırsatlarını, hükümetin teşvik politikalarını bilmeyen insanlara bilgiyi sağlamak üzere kuruldu" dedi.

Baydemir, "Diyelimki işadamımızın ya da girişimcinin bir sorunu örneğin vilayette takılmış, onun aşılması konusunda lobi faaliyeti yürütüyoruz. Yada örneğin OSB'de yer kalmamış, hemen ticaret ve sanayi odası veya OSB nezninde girişimde bulunuyoruz. Bu konuda hatırı sayılır iş çözdük. Büromuzda hem bürokratlar var hem de seçilmiş meclis üyesi konumunda arkadaşlarımız var" dedi.

'Biz size kem gözle bakmayacağız' demesi lazım

Bir diğer çabalarının da Diyarbakır veya bölge kökenli, Türkiye'nin batısına göç etmiş veya göç etmek zorunda kalmış girişimcileri kente davet etmek olduğunu belirten Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Biz 'gelin bir yatırımınız da burada olsun' diyoruz.

Tamamen buraya geri dönün demiyoruz. Bir ayağınız yine İzmir'de, Bursa'da olsun, ama bir ayağınız da Diyarbakır'da olsun diyoruz" diye konuştu. Osman Baydemir, "Bu çalışmamızı Türkiye'nin batı bölgesiyle sınırlı tutmuyoruz, yurtdışında bulunan işadamlarımıza da gidiyoruz" diyerek, "Girişimcilere, 'Gelin buyrun biz elimizden gelen kolaylığı danışmanlığı yapmaya hazırız' diyoruz. Bu çağrıdan çok umutluyuz. Ama bu konuda hükümet desteğine ihtiyacımız var. Hükümetin bu insanlara güvence vermesi lazım. 'Biz size kem gözle bakmayacağız, biz sizden şüphelenmeyeceğiz' demesi lazım" açıklamalarını yaptı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir