Birleşik Krallık Hükümeti işbirliğinde kararlı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Lord Stephen Green / Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Bakanı

Geçtiğimiz ay, Başbakan Erdoğan'ın Londra ziyareti sırasında, Türkiye ve Birleşik Krallık'ın en büyük ve en başarılı yatırımcılarından bazıları "Türkiye ile Birlikte Büyümek" adlı konferans için bir araya geldi.

DEİK (Türkiye Dış Ticaret İlişkileri Kurumu) ve Türkiye - Britanya İş Konseyi tarafından organize edilen bu etkinlik, Türk ve Britanya iş camiasının önde gelen isimlerini, bu iki ülkede çalışmak için daha iyi ve daha etkin yollar bulmak amacıyla bir araya getirmeyi amaçlıyordu.

Bu etkinlikteki işadamı ve kadınlarıyla konuşurken, her iki ülke için de şu anda tam olarak faydalanamadığımız daha pek çok ekonomik fırsat olduğunu fark etmek beni gerçekten şaşırttı.

Bugün, Birleşik Krallık - Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin yıllık hacmi 9 milyar Amerikan Doları'nı aşmış durumda ve Başbakanımız David Cameron, geçtiğimiz yıl yaptığı Ankara ziyareti sırasında bu hacmi 2015 itibarıyla iki katına çıkartmayı hedeflediğini açıklamıştı.

Ve bu hedefi başarabileceğimiz harika bir konumdayız. Ülke genelinde faaliyet gösteren 1800'ü aşkın firma ile Türkiye'deki en büyük ikinci yatırımcıyız. Fakat daha yapabileceğimiz pek çok şey var.

Bugün, dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanı Sayın Çağlayan ile yapacağım görüşmede Birleşik Krallık ve Türkiye'nin güçlü yönleri ile ortak çıkarlarını ve bunlardan en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğimizi konuşacağız. Gene de tüm bunları yaparken ticaretin bir iş meselesi olduğunu ve pazar koşullarının iyileştirilmesi için atılacak adımların hangileri olduğunu en iyi iş çevrelerinin bileceğini unutmamamız lazım.

Ayrıca 31 Mart'ta Downing Caddesi 10 Numara'da Birleşik Krallık - Türkiye Büyük Firma Başkanları Forumu'nun açılışına katıldım. Bu toplantıya her iki ülkeden katılan iş dünyası liderlerinin sayısı yirmiden fazlaydı ve grubun eş başkanlığını Vodafone'un Başkanı Vittorio Colao ile Akbank Genel Kurul Üyesi Suzan Sabancı Dinçer yürütmekteydi. Toplantıda pazar erişiminden, yabancı dolaysız yatırıma (FDI) ve farklı sektörlerdeki fırsatlara kadar pek çok farklı alan konuşuldu.

Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki iş ilişkisi gerçekten çok önemli ve Türkiye, Birleşik Krallık'ın en önemli ve en dinamik ticaret ortaklarından birisi. Ve geçtiğimiz yıl başbakanlarımızın diğer pek çok alanın yanı sıra ticaret ve yatırım, enerji, savunma ve güvenlik konularını da kapsayan bir Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalamasının nedeni de budur.

Birlikte büyüyebilmemizin en iyi yollarından birisi de özellikle de teknoloji ve bilim gibi yeni gelişmekte olan sektörlerde yapabileceğimiz bilgi ve uzmanlık paylaşımıdır. Bu yöndeki ortaklıklarımızın geliştiğini görmeyi gerçekten istiyorum ve bu, bu hafta Ankara ve İstanbul'da gerçekleştireceğim temaslarda da gündeme getireceğim bir konu.

Bu hafta Türkiye'ye gelmemin sebebi ise bugün (27 Nisan) gerçekleştirilecek Bakanlıklar Arası Ortak Ekonomi ve Ticaret Komitesinin (JETCO) üçüncü toplantısına katılmak. Bu toplantılar her yıl gerçekleştirilmekte ve meslektaşım Sayın Zafer Çağlayan'a ve bana, ülkelerimiz arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirme yollarını değerlendirme fırsatı sunmakta.

Bu, iş dünyası için gerçek sonuçlar almaya ve ekonomik ve ticari ilişkileri iyileştirmeye odaklanan, ileriye dönük bir oturum. Dolayısıyla, çevreden enerjiye, savunmadan, altyapı, bilim, teknoloji ve eğitime oldukça geniş bir sektör yelpazesini kapsıyor. Hükümetler arası daha fazla işbirliği imkânı olabileceğini tespit ettiğimiz noktalar olduğunda da, bu tip bir işbirliğini gerçekleştirebilmek için ortak çalışmalar yapacağız. Ayrıca, iş dünyasındaki engellerimiz ve bu engelleri azaltıp, nihayetinde de tamamen ortadan kaldırmak için nasıl işbirliği yapabileceğimiz konusunu da açık ve dürüstçe masaya yatıracağız.

Türkiye ekonomisinin boyutları ve dinamizmi, Birleşik Krallık firmaları için, özellikle şu anda Türkiye' de büyük bir hızla büyümekte olduğunu bildiğim altyapı alanında, büyük fırsatlar sunmaktadır.

Birleşik Krallık'tan gelen firmalar, bu büyümeyi tamamlayabilecek ve Boğaziçi Köprüsü, Çanakkale Köprüsü ve Haydarpaşa Garı'nın yeniden inşası gibi kilometre taşı niteliğindeki önemli projelerde Türk ortaklarıyla omuz omuza çalışabilecek iyi bir konuma sahiptirler.

Fakat bunun yanı sıra bizler Birleşik Krallık'a daha fazla Türk firmasının geldiğini ve Birleşik Krallık'ı iş dünyası için cazip bir yer olarak değerlendirdiğini de görmek istiyoruz.

Bu doğrultuda, kurumlar vergisini %24 düşürerek G7 ülkeleri arasındaki en düşük seviyesine getiriyoruz ve Birleşik Krallık'ta işyeri kurmak için harcanan süreyi de azaltıyoruz. Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım (UKTI) idaresi aracılığıyla, Birleşik Krallık'ta faaliyet göstermek konusunda yardım ve danışmanlığa erişimi kolaylaştırıyoruz.

İçe dönük yatırım, Birleşik Krallık'ın ekonomisi için merkezi bir öneme sahiptir ve dünya genelindeki mali konumumuzun iyileştirilmesinde en az ihracat faaliyetlerimiz kadar önemli bir rol oynamaktadır.

Türkiye, büyümeye ve denizaşırı ülkelere açılmaya devam ettikçe, bizler için çok daha fazla birlikte çalışma fırsatı olacaktır. Ben, ve Birleşik Krallık Hükümeti, bu yöndeki ivmeyi sürdürmek ve birlikte çalışarak gerçek ilerlemeler sağlamak konusunda kararlıyız.

Bu fikirle yola çıkarak, bugün gerçekleştireceğimiz JETCO oturumundan olumlu sonuçlar elde edeceğimizi umuyor ve Ankara ve İstanbul'daki temaslarım çerçevesinde tüm sektörlerden yenilikçi işadamı ve kadınlarıyla görüşmeyi büyük bir heyecanla bekliyorum. Bu temaslarımız temelinde dostluğumuzun ve ticari ilgi alanlarımızın ilişkilerimizi en iyi haline getirecek şekilde geliştiğini görmek isterim.