”Biz sizin yol arkadaşınız olmayacağız”

Baykal, Başbakan'ın çağrısını yanıt vererek, "İmralı'dan gelen yol haritası değil, milyonlarca insanımızın arzu ettiği istikamette bir yol haritası içine kendinizi sokmanızı tavsiye ederim" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Sayın Başbakan, bu yanlış yolculuğunuzda biz sizin yol arkadaşınız olmayacağız. Sizin zaten yeterince yol arkadaşınız var. Size bu yolculuğunuzda en kısa zamanda durum değerlendirmesi yapıp, tekrar kendinize yeni bir yol haritası çizmenizi tavsiye ediyorum" dedi.

CHP Genel Başkanı Baykal, Aydın'ın ilçelerindeki çeşitli ziyaretlerde bulunmak ve açılışlara katılmak üzere geldiği İzmir'e geldi. Geniş güvenlik önlemleri alındığı dikkati çeken Adnan Menderes Havaalanı'nda VİP girişine geçmek isteyenler için 3 ayrı kontrol noktası oluşturulduğu gözlemlendi.

"Sizin zaten yeterince yol arkadaşınız var"

Baykal, havaalanında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Kürt açılımı diye başlayan, sonra mahcup bir şekilde Kürt lafı unutularak demokratik açılıma dönüştürülen, şaka yapar gibi milli birlik politikasına dönüştürülen politikayla ilgili yeni şeyler söylemek gerekiyor" dedi.

Söz konusu politikanın bir ayı aşan süredir konuşulduğunu ifade eden Baykal, şunları kaydetti:

"Bugün yarın politikanın kırkı çıkacak. 'Daha hiçbir somut sonuç vermedi' diyemem, hedef bile ilan edilmemiştir. Maalesef bu durum topluma çok ciddi zarar vermeye başlamıştır. Türkiye'yi derin bir kimlik sıkıntısı içine sokmaya başlamıştır. Ülkemiz etnik kimlik dayatmasına maruz kalmıştır. Bu tartışmalar bizi ayrıştıran, birbirinden uzaklaştıran, birbirinden kaygı duyan insanlar haline dönüştürmeye başlamıştır. Bu fevkalade sakıncalı bir gelişmedir."

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın demokratik açılım sürecindeki temaslara ve CHP ile de görüşebileceklerine ilişkin sözlerini kastederek, "biz bu yanlış yolculuğunuzda sizin yol arkadaşınız olmayacağız. Sizin zaten yeterince yol arkadaşınız var. Size bu yolculuğunuzda en kısa zamanda durum değerlendirmesi yapıp, tekrar kendinize yeni bir yol haritası çizmenizi tavsiye ediyorum. İmralı'dan gelen yol haritası değil, size Anadolu'da Kürt kökenli insanların ezici çoğunluğunun da dahil olduğu, milyonlarca insanımızın arzu ettiği istikamette bir yol haritası içine kendinizi sokmanızı tavsiye ederim" diye konuştu.

"Hükümetin bilinçli olarak işi belirsiz tuttu"

Baykal, İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, ''Hükümetin demokratik açılım politikasının hiçbir somut sonucu olmamasının Türkiye'yi çok ciddi rencide ettiğini, rahatsız ettiğini ve herkesi üzen gerilimler yaşanmasına neden olduğunu'' belirterek, Hükümetin de nereye varmak istediğini açıkça ilan etmediğini, bilinçli olarak işi belirsiz tuttuğunu savundu.

Gelinen noktada, insanların yeniden durum değerlendirmesi yaptığını belirten Baykal, şunları söyledi:

''Hükümet önce 'Bu bir devlet politikası' demiştir. Bir süre sonra devletin bazı temel kurumlarının bu konudaki tutumunun, Hükümetin takdim ettiği gibi olmadığı ortaya çıkmıştır. Bugün bu politikanın arkasında kim var belli değil. Devlet politikası derken, bir takım kurumları kullanma anlayışının ortaya çıktığı görülmüştür. Sayın Başbakan, Başbakan sıfatıyla değil, Genel Başkan sıfatıyla DTP yönetimiyle görüşmüştür. Anlaştıkları açıklaması yansıtılmıştır. Ama bugün gelinen noktada DTP, dağ fare doğurdu değil, fare bile doğuramadı noktasına gelmiştir. İktidar ne yapacağını bilmiyor. Herkese yeşil ışık yakıp, herkesi tahrik ediyor, herkesi davet ediyor. Bilerek tavır takınma zorunluluğu ortaya çıkınca, tedirginlik kendisini gösteriyor. Başbakan yaptığı açıklamalarla, onun güvenirliği konusunda var olan kuşkuları daha da artırmıştır. Ne yapacak, ne yapmayacak belli değil. Her şey yapabilir, hiçbir şey yapmaz durumu da mümkündür. Böyle bir belirsizlik manzarası da vardır.''

Türkiye'nin çok sakıncalı bir etnik ayrışma baskısına maruz bırakıldığını savunan Baykal, şöyle devam etti:

''Başbakan'ın bizimle ilişki kurma ihtiyacı içinde olduğunu görüyoruz. Biz arkasında kim var bilmediğimiz, nereye varacağını görmediğimiz, Türkiye'ye hangi zararları vereceğini şimdiden gözlemlediğimiz bu sürecin hiçbir şekilde parçası olmayacağımızı Sayın Başbakan'ın bilgisine sunmak istiyorum. Sayın Başbakan yanlış bir yola çıkmıştır. Şu ana kadar Türkiye'ye çok ciddi zararlar vermiştir. Bizi bu yolculukta yol arkadaşı olarak bulamayacaktır. Yanlış politikadan büyük sıkıntı çekilmektedir. İmralı'dan gelecek düşünceleri, önerileri örtbas ederek, kamuoyunu eksik bilgilendirerek, yanıltmaya çalışarak, izlemekte olduğu bu sürece CHP'yi katamayacaktır. Bunu çok net şekilde bilmesi gerekiyor. Yapılması gereken şeylerle ilgili tekliflerimiz çok açıktır. Başbakanın derdi, sorunun çözümüne yardımcı olacak adımlar atmanın ötesinde görünmektedir. O konuda bizim belli mesafe içinde olmamız çok doğaldır.''

''Terörü etkisiz kılma yolu, toplumu etnik ayrıştırmaya tabi tutmak değildir"

Baykal, Türkiye'deki sorunun, yaşanmakta olan terörün nasıl etkisiz kılınacağına ilişkin olduğunu, iktidarın terörü demokratikleşme dediği bazı adımları atarak önleyebileceği umudunu taşıdığını belirtti. Terör konusunun ayrı, demokratikleşme konusunun ayrı olduğunu bildiren Baykal, şunları kaydetti:

''Terörü etkisiz kılma yolu, toplumu etnik ayrıştırmaya tabi tutmak değildir. Etnik ayrışmayla terör ancak teşvik edilebilir. Kürt kökenli vatandaşlarımızın ezici çoğunluğu, huzur, barış içinde yaşama kararındadır. Hükümet bu insanları yok sayarak, bu insanları Türkiye'de ayrıştırmayı amaçlayan dar grupları, bu insanların sözcüsüymüş gibi kabul ediyor. O talepleri karşılayıp terörü engelleyebileceği yanlışı içindedir. O insanların temsilcisi değildir PKK. Kürt kökenli insanlar, diğer kökenlere mensup insanlar gibi toplumun ayrılmaz parçasıdır. Birileri 'Siz ayrısınız' demeye başlıyor, onları o noktaya çekecek politikalar uyguluyor, bu politikalarda en büyük desteği iktidar bunlara veriyor. İstediği kadar 'Muhatap almam' desin. İstediği kadar teklifleri kamuoyundan saklasınlar. İş geliyor, 'Öcalan ne diyorsa, odur' noktasına. Onlar öyle diyor da Kürt kökenli vatandaşlarımız öyle mi diyor? Milyonlarca Kürt kökenli vatandaş kan dökmek mi istiyor? Kesinlikle hayır. Hükümet niye onları muhatap alıyor, niye o tuzağa düşüyor?''