BM Temsilcisi İbrahimi'nin inisiyatifi artık son şans
MARAKEŞ - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye halkının "artık tünelin ucunda ışık görmek istediğini" belirterek, "Önü açık yürütülen bir inisiyatif değil de, belli bir takvim içinde ve eğer o takvim içinde netice alınmazsa da belli yaptırımlar öngören bir tutum belirlenmesi lazım. Bunu da artık BM Güvenlik Konseyi'nin bir karara bağlaması lazım" dedi.
Davutoğlu, Suriye Halkının Dostları Grubu toplantısına katıldığı Fas'ın Marakeş kentinde, toplantının ardından bir grup Türk gazetecinin sorularını yanıtladı.
Yaklaşık iki yıldır Suriye halkının bombalandığını ifade eden Davutoğlu, 44 binden fazla insanın öldüğünü, 80 bin kişinin kayıp olduğunu ve 2 milyon kişinin de evsiz kaldığını söyledi. Suriye dışında 500 bin kişinin mülteci durumuna düştüğünü hatırlatan Davutoğlu, "Bizim tekrar tekrar diplomatik inisiyatifler başlatarak, bu diplomatik inisiyatiflere yeni yeni vakit tanıyarak kaybedecek zamanımız yok. Bu mesele artık bir diplomatik egzersiz meselesi değil, karar alma ve uygulama meselesi" dedi.
Davutoğlu, Suriye'den gelen haberlere bakarak, kaybedilen bir saatten bile sorumlu olduklarını ifade etti. Davutoğlu, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi El-Ahtar El-İbrahimi'nin çabalarını desteklediklerini ancak artık bir zaman sınırlaması olması gerektiğini ifade ettiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
"Zaman çizelgesinden kastettiğim bir takvim içerisinde artık davranmak lazım. Önce Türkiye ikili olarak birçok inisiyatif denedi geçen sene, 9-10 ay. Daha sonra Arap Ligi inisiyatifi, arkasından Rus inisiyatifi, arkasından Kofi Annan inisiyatifi, şimdi Ahtar İbrahimi inisiyatifi. Yani, bu inisiyatiflerin artık sonunda, Suriye halkı tünelin sonunda bir ışık görmek istiyor. Dolayısıyla, önü açık yürütülen bir inisiyatif değil de, belli bir takvim içinde ve eğer o takvim içinde netice alınmazsa da belli yaptırımlar öngören bir tutum belirlenmesi lazım. Bunu da artık BM Güvenlik Konseyi'nin bir karara bağlaması lazım."
İbrahimi'nin inisiyatifi artık son şans
Davutoğlu, İbrahimi'nin inisiyatifinin artık son şans olduğunu belirterek, "Bunu Suriye rejimi artık görmeli. Daha sonra yeni bir inisiyatife başlanması söz konusu olmaz. Onun için Suriye rejiminin artık gerekli adımları atması lazım" dedi.
Davutoğlu, Suriye içine insani yardımların ulaştırılmasının önemine de değinerek, "Kış şartlarında bu 2 milyon insana bir yardım koridorunun oluşması lazım. Bu nokta da BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluk alanı içine girer" dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Hama'da, Humus'ta, Deyr ez-Zor'daki çocuklar ne yiyecek. Görüyorsunuz manzaraları. Bir fırının önünde yüzlerce insanın bir ekmek alabilmek için ne kadar büyük mücadele verdiğini. Biz Türkiye olarak sınırlara yakın yerlerde bu yiyecek yardımlarını yapıyoruz ama onun ötesindeki alanlarla ilgili uluslararası toplumun bir tedbir alması lazım."
Rusya'nın tavrında bir değişiklik olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in İstanbul ziyaretinde yeni fikirlerin tartışıldığını söylediğine atıfta bulundu. Davutoğlu, "Bunlar Rusya tarafının da bir arayış içinde bir çıkış yolu çabası içinde olduğunu gösteren ifadelerdi" dedi.
Davutoğlu, Rusya tarafı ile yoğun bir temas trafiği içinde olduklarını belirterek, "Görünen köy kılavuz istemez diye bir tabir var. Bir tarafta Suriye rejiminin yaptığı katliamlar ve geldiği son konusunda herhalde herkesin şimdi çok daha gerçekçi bir değerlendirme yapma imkanı var. Rusya da dahil buna" diye konuştu.
Nusra Cephesi
Davutoğlu, ABD tarafından terör örgütleri listesine alınan Suriye'deki silahlı direniş grubu Nusra Cephesi ile ilgili Türkiye'nin tutumunun sorulması üzerine, alanda mücadele eden gruplar arasında değişik görüşler bulunduğunu söyledi. Bu grupların geçtiğimiz günlerde Antalya'da buluşarak bir birlik oluşturduğunu hatırlatan Davutoğlu, "O birlik içinde oluşan yapının Suriye Ulusal Koalisyonu ile irtibatlı olarak çalışmasını istiyoruz. Onlarla irtibatlı çalışan gruplara da desteğimiz sürecek. Diğer gruplarla ilgili alınan kararlarla ilgili bir yorum yapma ihtiyacı hissetmiyorum. Alanda bu siyasi yapılar zamanla bir bütüncüllük oluşturdukça bu sorunların hepsi aşılır" dedi.