Bozdağ: Hak ve adalet E-5 karayolunda aranmaz
Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlattığı yürüyüşü değerlendiren Adalet Bakanı Bozdağ, "Hak ve adalet Ankara-İstanbul E-5 karayolunda değil, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde aranır" açıklamasını yaptı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu hakkında verilen mahkumiyet kararını yorumladı.
Bozdağ, yaptığı yazılı açıklamada, yargıya ve yargı mensuplarına yönelik eleştiri sınırlarını aşan, tahkir, tezyif ve tahrik içeren açıklamalarının endişe verici olduğunu belirtti.
"Türkiye'nin ana muhalefet partisinin liderine bazı temel ilke ve gerçekleri, sayısız vesilelerle tekrarına rağmen bir kez daha hatırlatma zarureti ortaya çıkmıştır." ifadesini kullanan Bozdağ, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullandığını vurguladı.
CHP'nin Adalet Yürüyüşü'nde 2. gün
Hakimlerin, görevlerinde bağımsız olduklarını, kararlarını anayasa, kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre verdiklerine belirten Bozdağ, hiçbir organın, makamın, mercinin veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini, genelge gönderemeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını kaydetti.
Bozdağ, görevlerini bağımsız ve tarafsız yerine getiren hakimlerin hem kendilerinin, hem de davanın taraflarının siyasi, dini, felsefi, ahlaki, kültürel ve ekonomik farklılıklarını bir kenara bırakarak karar verdiklerini, davanın taraflarının ismi, sıfatı, unvanı, makamı, şöhreti ve mesleğini dikkate almadıklarını dış etkenlerin kararlarını etkilemesine asla izin vermediklerini aktardı.
Yargılama süreci devam ederken, bu süreci, hukuka aykırı olarak etkileyecek biçimde açıklamalar yapmanın, yargı mensuplarını hedef göstermenin, tahkir ve tehdit etmenin açıkça suç olduğunu ifade eden Bozdağ, "Mahkemelerin bağımsızlığını ve tarafsızlığını temin eden bu kural ve kısıtlamalar, herkes için olduğu gibi hiç kuşkusuz, Kılıçdaroğlu için de geçerli ve bağlayıcıdır. Günlük çıkara veya rüzgarın estiği yöne ya da yargı kararının içeriğini beğenip beğenmemeye göre yargı mensuplarını yüceltmek veya yermek, hukuk devleti ilkesini içselleştirememiş sorunlu bir muhalefet anlayışının ürünüdür." değerlendirmesinde bulundu.
'Zehirli dil, kimseye fayda getirmez'
Demokratik bir hukuk devletinde, yargı ve yargı kararlarının eleştirilebileceğini belirten Bozdağ, şunları kaydetti:
"Ancak, kararı eleştirmek yerine, kararı veren yargı mensuplarını hedef göstermek, tahkir, tezyif ve tehdit etmek, ahlaki değildir, demokratik bir hak olan eleştiri hiç değildir, aksine kanunun tanımladığı açık suçlardandır. Kendi kuralları içinde işleyen yargılama süreçlerine müdahale hevesi, ne Türkiye'ye fayda getirir, ne de ısrarla sürdürülen hazin muhalefete bir seviye kazandırır. İşini yapan ve ancak kararıyla konuşan yargı mensuplarını, siyasi polemik ve tartışmaların odağına yerleştiren ve tahrik siyasetini besleyen zehirli dil, kimseye fayda getirmez, aksine, yargıya güvene, yargı mensuplarına, hukuka, adalete ve hepimize büyük zarar verir.
Mahkeme kararlarının halkı sokağa davet ederek denetlenebildiği bir hukuk devleti modeli henüz icat edilmemiştir. Yargısal karar ve tasarrufların denetimi için öngörülmüş kanun yolları herkesçe bilinmektedir. İlk derece mahkemelerince verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz, mahkumiyet hükümlerine karşı da istinaf ve temyiz kanun yolları bulunmaktadır. Bu yollar 'sokaklarda değil, kitaplardadır, muhakeme usulünü belirleyen kanunlardadır. Hak ve adalet, Ankara-İstanbul E-5 karayolunda veya sokaklarda ya da meydanların ateşli nutuklarında değil, hukukun kendi doğal mecrasındaki işleyişinde, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde aranır. Yargısal süreçlerin kanuni işleyişine müdahale anlamı taşıyabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmak, taciz, iftira, tahkir, tezyif ve tehdit içeren ifadelerden sakınmak herkes için ortak bir ödevdir."
'Kılıçdaroğlu'nu şiddetle kınıyorum'
Mahkeme kararının ardında siyasi rakiplerin "komplo"sunu arama yönündeki beyhude gayretlerin ise politik bir hezeyan değilse siyaseten tükenmişliğin ifadesi olduğuna değinen Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bağımsız ve tarafsız mahkemelerin, yargı yetkisinin kullanılması kapsamında kalan işlem ve tasarruflarına herhangi bir makam veya mercinin müdahalede bulunması söz konusu değildir. Yargı kararları ile ilgili açıklamalarda bulunurken, başta ana muhalefet partisi lideri olmak üzere sorumluluk makamında bulunan herkesin, daha özenli ve temiz bir dil kullanmaları sorumluluklarının gereği olarak beklenir. Yollarda yürüyerek veya sokakları hareketlendirerek adalet terazisinin ayarını bozmak mümkün değildir."
Bozdağ, 15 Temmuz hain ve kanlı darbe teşebbüsüne hukuk kılıcıyla "dur" diyen Türk yargısının, hiçbir suretle baskı altına alınamayacağını vurgulayarak, "Yargıya karşı toplumu tahrik etmeyi bir siyaset tarzı haline getiren Kılıçdaroğlu'nu, yargıya ve yargı görevi yapanlara yönelik, ahlaki ve hukuki olmayan, hiçbir insaf ve vicdan ölçüsüyle bağdaşmayan, haksız ithamlarından dolayı şiddetle kınıyorum. Kendisini yargı mensuplarına karşı temiz ve milletimizin ahlakına uygun, saygın bir dille konuşmaya davet ediyorum." ifadelerini kullandı.