Bu ikircikli tavır nereye kadar?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır Tanışık köyündeki patlamaya ilişkin, Batı ülkelerinin olaya karşı ses çıkarmadığını söyleyerek, "Bu ikircikli tavır nereye kadar? Siyasetin dünyada dürüst olmadığını görüyoruz." açıklamasını yaptı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Conrad Otel'de düzenlenen "İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 3. Su'dan Sorumlu Bakanlar Toplantısı" açılış törenine katıldı. Diyarbakır tanışık köyünde 16 kişinin hayatını kaybettiği patlamaya ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Batı ülkelerinden ciddi bir ses çıkmadı. Paris'te, Brüksel'de olunca çıkıyor ama Ankara'da, İstanbul'da, Diyarbakır'da olunca çıkmıyor'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Burada bir terör örgütünün yüzlerce masum insanı katletmeye yönelik bir eylem teşebbüsü ve bu eylemi hayatları pahasına engelleyen 16 vatandaşımız söz konusudur. Normal şartlarda bir kamyon dolusu patlayıcıyı Diyarbakır şehir merkezinde kullanmayı hedefleyen bir örgütün bu eyleminin tüm dünyada çok ciddi yankı bulması ve şiddetle telin edilmesi lazımdır. Daha önce buna benzer birçok terör eylemi oldu ve dünya bunlara hep sessiz kaldı. Bölücü terör örgütünün çeşitli isimler altında rahatlıkla faaliyet gösterdiği hatta desteklendiği Batı ülkeleri başta olmak üzere kimseden bu elim hadiseye yönelik ciddi bir ses çıkmamıştır. Paris'te, Brüksel'de olunca çıkıyor ama Lahor'da, Ankara'da, İstanbul'da, Diyarbakır'da olunca çıkmıyor. İşte bizim içimiz bundan yanıyor. Bu ikircikli tavır nereye kadar? Siyasetin dünyada dürüst olmadığını görüyoruz."

"Dünyanın en önemli sorunu terör örgütleri karşısındaki ikiyüzlü tutumdur"

Erdoğan, "Her zaman söylüyoruz, bugün dünyanın en önemli sorunu terörün bizatihi kendisi değildir. Bugün dünyanın en önemli sorunu, terör örgütleri karşısında takınılan bu ikiyüzlü, riyakar, samimiyetsiz tutumdur." ifadelerini kullanarak şunları dile getirdi:

"Çünkü, terör örgütleri en büyük gücü, en büyük desteği işte bu tutumdan alıyor. Dünyada silah sektörünü elinde tutan ülkeler bu teröristlere bizzat silahlarını veriyorlar. Hadi buna da 'hayır' desinler. Artık bu terör örgütlerinin elinde hangi ülkelerin silahları olduğunu hepsi tarafımızdan biliniyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün işine geldiği için terör örgütüyle kucak kucağa hareket edenler, yarın kendi kucaklarında patlayacak bombaların, silahların da müsebbibi olduklarını çok iyi bilmelidirler. Kilis şehrimizde Suriye'den atılan roketler yüzünden onlarca insanımız hayatını kaybetti. Halbuki Kilis'in herhangi bir Avrupa ülkesinden farkı yok. Bugün Kilise komşu olan terör örgütünün yarın hangi Batı ülkesinin hangi şehrinde kime komşu olacağını tahmin etmek mümkün mü?" dedi.

"Suriye ve Irak'taki kirli ittifaklar daha büyük sorunların yolunu açıyor"

Erdoğan, "Buradan tüm dünya kamuoyuna sesleniyorum. IŞİD bahanesiyle Suriye ve Irak'ta kurulan can pazarları, silah pazarları, kirli ittifaklar yarın dünyanın başına çok daha büyük sorunların musallat olmasının yolunu açıyor." ifadelerini kullandı.

"Suriyeliler için harcanan meblağ 10 milyar doları aştı"

Erdoğan, burada yaptığı konuşmada,  "Bugüne kadar Suriyeliler için harcadığımız meblağ, 10 milyar doları aşmıştır. Bu faturalıdır ama bir o kadar da sivil toplum kuruluşlarımızın, belediyelerimizin yaptığı yardımlar, destekler var. Burada her gün devam eden bir harcamadan söz ediyoruz. Söz verilen kaynak gelirse misafirlerimizin durumlarını daha da iyileştirme, daha da geliştirme imkanına kavuşuruz. Yoksa 3 milyon insan ülkemizde zaten barınıyor, hiçbiri de aç değil. Hamdolsun hepsine sahip çıkmışız. AB ülkelerinin ikircikli ve samimiyetsiz tavrını bir kenara bırakıyorum, asıl İslam ülkelerinin bu insanlara sahip çıkmasına ihtiyaç var. Önümüzdeki dönemde hassas bir yaklaşım sergileneceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

"Su Vizyonu Belgesi'ni hayata geçirmeliyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İstanbul'da 2012'de gerçekleştirdiğimiz Bakanlar Konferansı'nda onaylanan Su Vizyonu Belgesi'ni hayata geçirmeliyiz." diyerek, şunları kaydetti:

"Bunu özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum. Belgeleri imzalıyoruz ama bunları hayata geçirmeye gelince, hayata geçirmiyoruz. Oturup, konuşup, dağılacaksak, bunu hayata geçirmeyeceksek bu toplantıların bereketi kayboluyor. Bu toplantılarımızı bereketlendirmemiz lazım. Netice almamız lazım. Netice almıyorsak yazık olur. Bu toplantıda alınan kararlarla kurulması beklenen Su Konseyi'nin de iş birliği adımlarının hızlanmasına ve Müslüman coğrafyasında refah seviyesinin artmasına katkı sağlamasını temenni ediyorum."

"Proje istiyorlar, biz projelerin hepsini zaten gerçekleştirmişiz"

"Avrupa ülkelerinde mültecilerin yaşadığı dramlar konuyla ilgili bakış açısı farklılığından kaynaklanıyor çünkü konu eğer imkan meselesiyse Avrupa ülkelerinin imkanları bizden katbekat fazladır." ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bilindiği gibi AB üyeliğimiz çerçevesinde karşı tarafın zaten yükümlülüğü olan vize muafiyeti için önümüze pek çok şart getirdiler. Bunlardan biri de Suriyeli sığınmacıların ülkemizdeki barınma şartlarını düzeltecek çalışmalar için bize sağlayacakları 3 milyar avroluk kaynaktı. Son 6 yıldır bu çalışmaları zaten yapan bir ülke olarak AB'nin bize böyle bir destek vermesinden elbette memnun oluruz. Bu bizim bütçemize girecek değil, bu direkt olarak Suriyeli kardeşlerimize girecek olan bir destek. Fakat, mesele öyle bir yere getirilip düğümlendi ki sanki bu kaynak sığınmacılara destek için verilmiyor da bize bağış yapılıyormuş gibi bir intiba ortaya çıktı. Bizden proje istiyorlar, halbuki biz projelerin hepsini zaten gerçekleştirmişiz. Ne projesi?" şeklinde konuştu.

"Müslümanlar dayanışma içerisinde olmalı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT'nin gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere yardım eli uzatmasının çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu destek ve iş birliklerinin özellikle su alanında hayata geçirilmesi Müslümanlara yapılacak en hayırlı hizmetlerden biridir. Biri sudur, diğeri elektrik enerjisidir. Bunları başarmamız lazım. Müslümanlar elektrik enerjisinde ve su konusunda dayanışma içerisinde olmalı ve bu iki nimetten mahrum olmamalı."