Bu Türkiye'nin iç işine karışmak değil midir?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye yönelik sözlerine yönelik, "Sayın Merkel Türkiye'de yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmeler yapıyor ve bu olaylarla ilgili kaygılarını ifade ediyor. Bu Türkiye'nin iç işine karışmak değil midir?  Öyle bir yaklaşımda bizim yaptığımız şey buna cevap vermektir. Bu bizim vazifemizdir, Türkiye'nin iç işlerine kimsenin müdahalesine izin vermemek, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurunu korumak bizim vazifemizdir" dedi.

      
Bozdağ, Kanal 7 Televizyonu'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
      
Tüm Müslümanların Berat Kandili'ni kutlayarak konuşmasına başlayan Bozdağ, Gezi Parkı odaklı olaylara ve bunların bitip bitmeyeceğine yönelik soru üzerine, olayların "tesadüfi" olmadığını vurguladı.
      
Gezi Parkı bahanesi ile ortaya konulan olayların spontane gelişmediğini ifade eden Bozdağ, "Planlı, programlı olaylardır. Bunun senaristleri, oyuncuları, yönetmenleri var. Bu oyuna sponsorlar var, bu senaryoyu
 yazma talimatı verenler var. Baktığınızda çok tarafı olan bir planlı yapıyla karşı karşıyayız" diye konuştu.
      
Olayların neredeyse tüm illerin yanı sıra yurt dışında da eş zamanlı olarak başlamasına dikkati çeken Bozdağ, şunları söyledi:
      
"Öte yandan eş zamanlı bir medyanın devreye girmesi var. Türkiye'de belli medya kesimleri adeta eteğine zil takıp oynadılar neredeyse, 'Türkiye'de bir iktidar değişimi oluyor.' Bunun uluslararası ayağı ise 'Türkiye'de sivil bir değişim yaşandı, halk ayağa kalktı adeta Türkiye'de bir iç çatışma oldu, iktidar gitti gidecek' havasıyla bayram yapan bir uluslararası medya ve içeridekiyle iş birliği içinde bu sürecin neticeye ulaşması için gayret eden bir yapı. Öte yandan sanat çevrelerinin, siyaset çevrelerinin bir kısmı devreye giriyor. Bütün bunlara, bu fotoğrafa baktınızda bunların plansız olduğunu söylemek mümkün  değil."
      
"Bütün dert siyasal iktidarı götürmek"
      
"Bütün dert siyasal iktidarı götürmek. Bütün hesap Sayın Başbakanımızın üzerine oynamak, onu itibarsızlaştırmak, halkla onun arasına duvarlar örnek" ifadesini kullanan Bozdağ, yaşananlara yönelik "Bütün bunları darbe girişimi olarak görüyor musunuz" sözleri üzerine şu açıklamalarda bulundu:
      
"Bu işin ilk ortaya çıktığı andan sonra, belli bir zaman içinde aldığı seyri gördükten sonra, ortaya çıkan bilgiler çerçevesinde bunun Gezi Parkı hadisesi olmadığını çok net gördük, çok açık ortada. Bu sandıkta alınamayan iktidarın sokakta alınma gayretleri ve çabası. Çok planlı, sermayesi, faiz lobisi, alkol lobisi bir takım illegal örgütler, bir takım terör örgütleri, uluslararası ayak, medya, siyaset, hepsine baktığınızda Cumhuriyet Mitingleri'nde meydanda olanların hepsi orada."
      
"Bu işin birinci hedefi Sayın Başbakandır" diyen Bozdağ, AK Parti hükümetleri döneminde yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Yapılan çalışmalarla Türkiye'nin bölgesel ve küresel önemli bir aktöre dönüştüğünü anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
      
"(Ne oluyor diyorlar, bunu Tayyip Erdoğan yapıyor. Öyleyse Türkiye'nin güçlenmesini engellemenin yolu AK Parti iktidarını engellemekte. AK Parti iktidarını engellemenin yolu Tayyip Erdoğan'ın yolunu kesmekten geliyor. Onun için Tayyip Erdoğan Türkiye'ye cumhurbaşkanı olmasın kardeşim. Tayyip Erdoğan'ın yolunu kesmemiz lazım.) Onun için bu hareket bir günlük hareket değil, mahalli idareler seçimine dönük İstanbul üzerinden, büyük kentler üzerinden bir hesaplaşmayı kendi içerisinde barındırıyor. Orada biz bir bozgun verirsek cumhurbaşkanlığında başka netice, vekillikte başka netice. Büyük bir planlı bir  aklın olduğunu düşünüyorum."
      
Söz konusu planları yapanların tüm oyunlarının bozulacağını dile getiren Bozdağ, Türkiye'nin yoluna devam edeceğini söyledi.

"En büyük kriz AB'nin üzerinde yükseldiği değerler konusunda yaşanıyor"
      
"Bu işlerin arkasında Almanya da var mı" sorusuna, ülkelerin isimlerini dile getirmeyi doğru bulmadığı karşılığını veren Bozdağ, olaylarla irtibatlı yapıların çok açık gözüktüğünü ifade etti.      

Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye aleyhine aldığı kararı hatırlatan Bozdağ,  "Türkiye'de olup bitenlerle ilgili baktığınızda, (demokrasi standartlarının dışında bir şey var mı) diye baktığınızda yok. Londra'da, New York'ta, Paris'te olan olaylar nasılsa İstanbul'da olan olaylar da öyle. Polisin müdahalesi onlarla mukayese edildiğinde çok daha pozitif bir noktada kalır. Ama Suriye'de, Avrupa Parlamentosu benim bildiğim böyle bir karar almadı" dedi.
      
"Belli ki bu son olaylarda Almanya'nın bir etkisi var. Onların basının da da çok rahatsız edici yazılar çıkıyor. Orada Eylül'de seçimler yapılacak. Farklı bir enstrüman kullanmayı düşünüyor musunuz? Oradaki Türklere 'Şuraya oy verin' gibi"  soru üzerine Bozdağ, Türkiye ve Almanya arasındaki dostluğun tarihi bir arka planı olduğuna dikkati çekti.
      
İki ülke arasındaki ekonomik ve siyasal ilişkilerin de çok güçlü olduğunu dile getiren Bozdağ, şunları söyledi:
      
"Avrupa Birliği ile olan ilişkileri sürecinde Almanya'daki iç siyasal dengeler bakımından bakıyorsunuz, Almanya'da ve başka ülkelerde ülke içinde yükselen ırkçı, ayrımcı dalgalar nedeniyle siyasetçiler bunlara karşı doğrunun sesi olmak yerine o dalgalar karşısında farklı tavırlar ortaya koyuyorlar. Bugün Avrupa'da büyük bir kriz yaşanıyor, finans krizi ama bu kriz geçici. Yarın onu düzeltirsiniz ama en büyük kriz Avrupa Birliği'nin üzerinde yükseldiği değerler  konusunda yaşanıyor."
      
Almanya'daki derginin Türkçe kapağı
      
Almanya'da yayımlanan haftalık bir haber dergisinde yer alan "Boyun eğme" yazılı Türkçe kapağa değinen Bozdağ, "Kime bu çağrıyı yapıyorlar? Türkiye'de bu Gezi Parkı bahanesi ile planlı programlı, 'apolitik' diyerek tam politik eylem yapanlara çağrı yapıyorlar, 'Aman boyun eğme.' Kime boyun eğecekler? Bu gazeteye mi, BBC'ye mi, CNN'e mi? Bu manşete mi boyun eğecekler? Baktığınızda Türkiye'de demokratik bir ortam var, hukuk devleti var, herkes her tür tepkiyi koyabilir. Ama ne diyor? (Siz bu eyleminizden vazgeçmeyin, buna devam edin. Vazgeçerseniz boyun eğmek kalır, sakın ha siz boyun eğmeyin)" diye konuştu.
      
Söz konusu talimatın Almanya'daki dergi tarafından verildiğini hatırlatan Bozdağ, "Bu talimatı okuyanlar eğer oraya itaat edeceklerse söyleyecek bir şeyimiz yok. Biz kimin kime itaat ettiğinin de görülmesini isteriz işin doğrusu" dedi.
      
Merkel'in açıklamaları
      

Son günlerde Almanya ve Türkiye arasında yaşanan gelişmelere ilişkin soruya ise Bozdağ, şu yanıtı verdi:
      
"Bizim yaptığımız açıklamalar Almanya'nın iç işlerine karışma mahiyetinde değil. Bu açıklamalar sayın Merkel'in Türkiye'de yaşanan olaylara dair yaptığı birden fazla açıklama karşısında verilmiş birer cevaptan ibarettir. Sayın Merkel Türkiye'de yaşanan olaylara ilişkin değerlendirmeler yapıyor ve bu olaylarla ilgili kaygılarını ifade ediyor. Bu Türkiye'nin iç işine karışmak değil midir? Türkiye'nin içerisinde yaşanan bir takım hadiselerde bir devlet olarak tarafsızlığa gölge düşüren bir yaklaşım değil midir?
      
Öyle bir yaklaşımda bizim yaptığımız şey buna cevap vermektir. Bu bizim vazifemizdir, Türkiye'nin iç işlerine kimsenin müdahalesine izin vermemek, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin onurunu korumak bizim vazifemizdir. Biz vazifemizi yapıyoruz, yaptığımız açıklamalarda herhangi bir yanlışlık da söz konusu değildir. Türklere karşı olumsuz yaklaşım içerisinde olunduğu zaman Türkler de kendilerine olumsuz davrananlara karşı elbette tutumlarını değerlendirirler. Bu normal insani bir tavırdır. Ben söylemesem bile bunu Türk olanlar kendiliğinden yapacaktır. Benim söylemem onlara yapın anlamına
 gelmez, herkes şahsiyeti varsa ve kendilerine de birileri hakaret ediyorsa hakaret edene karşı bir değerlendirme yapması kadar doğal bir şey olamaz."