Bu yıl bölgede marka olacak fon tekliflerine öyle bakacak
Beş yıldızlı otellere ve BackUp'a lüks ulaşım hizmeti veden Travelium bu yıl BDT ve Balkan ülkelerine açılacak.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL - Başta beş yıldızlı oteller olmak üzere TAV Passport ve Boyner BackUp'a lüks ulaşım hizmeti veren Travelium, bölgesel bir marka olmak üzere harekete geçti.
Şirketin kurucusu Babür Arslan, son dönemde çok sayıda yatırım fonunun ortak olmak için kapılarını çaldığını anlatıyor. Ancak o önce Travelium'u BDT, Balkan ve Kuzey Afrika ülkelerinde de faaliyet gösteren bir marka haline getirmek, sonra yabancı ortak almak istiyor. Arslan, "Turizm sektöründen çıkan ilk global marka olmak istiyorum" diyor.
Babür Arslan'ın hikayesi oldukça ilginç. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletme okurken beş yıldızlı otellere İngilizce bilmesi sayesinde arabası ile ulaşım hizmeti vermeye başlıyor. İş hızla büyüyor ve araçlarının modelleri ve sayısı hızla artıyor. Şoförlerinin hepsi bir yabancı dil biliyor, konuklar havalimanından ellerinde iPad olan görevlilerce karşılanıyor. Maybach da dahil 350 lüks araçtan oluşan lüks filo, İstanbul'un yanı sıra Ankara ve Bodrum'da da hizmet veriyor. Türkiye'ye gelen pek çok ünlüye ilk 'merhaba'yı söyleyen bu ekibi yaratan Babür Arslan çok kısa bir süre içinde İzmir ve Antalya'da da faaliyete geçeceklerini söylüyor.
Balkan ülkeleri Kuzey Afrika ve Afrika'da faaliyet gösterecek
"Her şey bir hayalle başladı" diyor Arslan. Şimdiki hayali ise yurtdışında faaliyet göstermek. Bundan bir süre önce Kuzey Afrika ve Suriye'da faaliyete geçmek için önemli bir mesafe almış Travelium ama 'Arap Baharı' bu süreci durdurmuş. "Balkan ülkeleri, Kafkas ülkeleri ve bazı Kuzey Afrika ülkelerinde de faaliyet göstermek adına önemli bir mesafe aldık. Bu ülkeler batılı hukuk düzeninin yüzde 100 hakim olduğu bölgeler değil. Biz bunu kasıtlı olarak tercih ediyoruz. Ben 22 yıllık bir firmayım. 1980'li yıllardan 2010'lu yıllara böyle bir düzenin içinden geldim. Dolayısıyla bu ülkelerde daha kolaylıkla başarılı olabileceğimize inanıyorum" diyor. Bölgesel bir marka olmak adına önemli bir yol almış Travelium, Babür Arslan önümüzdeki yıl içinde bölgede faaliyete başlayacaklarını öngörüyor. Arslan, "Mavi Jeans, Beko, Arçelik... Pek çok global marka çıkıyor Türkiye'den ama turizmde böyle bir marka yok. Ben bunu başaran kişi olmak istiyorum" diyerek hedefini ortaya koyuyor.
Peki yurtdışında Travelium'a rakip olacak yapıda şirket yok mu? Babür Arslan bu anlamda önemli bir boşluk olduğunun altını çiziyor. Arslan şöyle anlatıyor: "İstanbul'da hizmet verdiğimiz şirketler 'Bize yurtdışında da hizmet verin' diyor. Bakıyoruz, şöförlü araç kiralama alanında bizden istenen örneğin 15 ülkedeki 20 şehire birden hizmet verebilen bir tedarikçi bulamıyoruz. Yani işin global olarak da bir boşluğu var. Bunu biz değerlendirmek istiyoruz."
Biz hiç aramadık, yabancı fonlar bizi buldu ama...
Bu süreçte pek çok yabancı yatırım fonu kapısını çalmış Travelium'un. "Private equity'lerden bize çok ciddi teklifler var. Hiçbirine biz gitmedik, hep onlar bizi buldu. Bu sektörü değerli bulmaları açısından bizim için çok olumlu. Bu 'biz senin faaliyet gösterdiğin sektörü değerli buluyoruz' demek. Bu açıdan doğru yolda olduğumuzu gösteriyor" diyor Arslan. Ancak henüz 'bir yüzük' takmak istemiyor. Arslan stratejisini şöyle anlatıyor: "Bize gelen teklifleri ancak yurtdışındaki operasyonumuz realize olduğunda değerlendirmek, fonların imkanlarından, networkunden yurtdışı operasyonumuzda yararlanmak istiyoruz. Bu 1 yıla kadar gerçekleşir diye düşünüyorum."
Yaptırdığım yazılımı ihraç edip limuzin işi kadar para kazanacağım
Travelium niş bir alan bulup orada büyümüş bir şirket. Ama belki de başarısının önemli bir ayağında günün ihtiyaçlarını önceden öngörüp onu karşılamak yatıyor. Bunun en önemli örneklerinden biri son 1.5 yıldır üzerinde çalışılan yazılım.
Babür Arslan 2 yazılım mühendisi istihdam etmiş, onlara ne istediğini anlatmış ve 150 bin euro maliyetle bütün sistemi yönetecek bir yazılım yaratılmasını sağlamış ve yazılımın lisansını da almış. "Dünyada böyle bir yazılım yok, araştırdık. Şimdi bu yazılımı dünyaya satacağız ve iddia ediyorum ben buradan limuzin işinden kazandığım kadar para kazanacağım" diyor. Yazılım sayesinde örneğin bir otel bir kişinin karşılanması için bir rezervasyon girdiğinde bu talep sisteme giriyor, sistem otomatik olarak bir şoför, rehber atıyor. Şoförün cep telefonuna bu rezervasyon otomatik olarak gelirken, aynı talep Atatürk Havalimanı'ndaki 8 kişilik karşılama ekibinin elindeki İPad'e atılıyor. Bir tek tuşla iPad'ler birer karşılama tabelası haline geliyor. Karşılama olduğu an 'karşılandı' linkine tıklıyor. Bu anında şirkete, otele otomatikman 'karşılandı' şeklinde bildiriliyor.
Yazılımın adı Yudum; Babür Arslan'ın kızının adı. Sadece 150 bin dolar yatırımla yaratılan bu yazılımdan büyük kar bekliyor Arslan. "Yurtdışında yazılımcı sizi dinlemek için bile saatlik çok yüksek rakamlar alıyor. 1.5 yıldır bunu yaratmanın minimum süresi" diyor.
Babür Arslan şirketin çok hızla büyüdüğünü, geçen yıl yüzde 65'lik bir büyümeye imza atıldığını anlatıyor. Cirosu 11 milyon euroya ulaşmış. "İş öyle bir sürece girdi ki, yelkenler doldu. Günde 500 tranfer yapıyoruz İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan. Bu yazılım inanılmaz bir enerji ve zaman tasarrufu da sağlıyor. Hatayı minimize ediyor. Bu yazılımı yurtdışına satarak bir limuzin firması kadar kar etmeyi bekliyoruz."
İstanbul 'iç dinamizmi' ile parlıyor ama rehber açığı var
"İstanbul turizmde parlayan yıldız deniliyor, sönmeyecek bir yıldız. Bence kendinden oluşan güzel de bir planlama ile gidiyor. Bazı ülkelerde, şehirler doyuma ulaşmış durumda. Artık yer yok, yüzde 100 dolulukla gidiyor. Böyle olunca müşteri memnuniyeti, hizmet standartlarında bir rahatlık geliyor ve ipin ucu bırakılıyor. Avrupa'da şu anda yaşanan bu... Türkiye'deki hizmeti bir İtalya'da, Fransa'da görmeniz mümkün değil. Bu bir süre sonra sizin yapınız haline geliyor. Kriz geldi, kendimizi toparlayalım da olmuyor.
Ünlüler şehir parladığı için geliyor, onlar yeni ziyaretçileri çekiyor. İstanbul'da sürekli yeni oteller yapılıyor. rekabetin olduğu yerde kalite artıyor. Çok sayıda yeni yer açıldığı için doluluk yüzde 80'lerde kalıyor. Bu hizmet rekabetini canlandırıyor. Rekabet kaliteyi ve paralelinde ziyaretçiyi artırıyor. Ardından yeni yatırımlar başlıyor. Böyle bir iç dinamizmi var Türkiye ve İstanbul turizminin. Şu anda önemli eksik ise rehber... Rehber açığı var. Eskiden kurslar bu açığın oluşmasını engellerdi ama şimdi üniversitelerde yetişiyor rehberler ancak her mezun olan rehberliği seçmediği için sektörde bir açık sorunu yaşanıyor."
Ticaret zor oğlumun ressam ya da şair olmasını isterim
Oğlum 15 yaşında. O şair ya da ressam olsun istiyorum. Ticaret hayatı çok zor. Türkiye gibi sözleşmelerin bir şey ifade etmediği, ticari ahlakın, etiğin çok ön planda olmadığı, oyun başladıktan sonra kuralların değişebildiği bir ortamda çok zor. Annem babam doktor. Bizim ailede ticaretle uğraşan tek kişi benim. Ben mücadeleyi, tırmalamayı seviyorum ama oğlumun bu mücadele içinde olmasını istemem açıkçası.
Genç bir çocuk sektöre girmiş demiyoruz, ben oydum çünkü
"Etiler'den bir bayan kuaförü aradı beni. "Param var, sen bu işin piriymişsin, ben de bu işe girmek istiyorum" dedi. Sen bilmediğin işe niye giriyorsun. Ben bu işe girdiğimde 'Çelimsiz bir çocuk işe girmiş' dediler. Şimdi o isimlerin hiçbiri ortada yok. Ama her an benim gibi biri daha bu işe girip, bizi geçebileceğini gözardı etmiyoruz. Bu nedenle tedbirli, sektörü analiz ederek, yeni sistemleri uygulayarak çalışıyoruz. 'Genç bir çocuk, sadece iki arabası var' demiyoruz. Ben oydum çünkü... Rakiplerimin 20 yıl önce yaptığı hataları yapmamaya çalışıyoruz. IT yatırımımızın da nedeni budur."
"Biz bu işi biliyoruz, boşa kulaç atmayız. Şunu asla yapmıyoruz: Garaja 20 araç alıp bu araçlara iş bulmuyoruz. Önce iş alıyoruz. Hizmet verdiğimiz bir şirket, günde 40 transfer yapıyordu. Biz gittik, 'Bunu daha üst sınıf araçlarla aynı fiyata yaparız" dedik. Araçların kalitesi artınca talep de arttı ve günde 200 transfer yapar hale geldik, müşteri memnuniyeti arttı ve para kazandık."
Şoförlerine mutlaka gizlilik anlaşması imzalatıyor
* Travelium pek çok ünlüye Türkiye seyahatlerinde hizmet verdi. Bu isimlere dair bilgilerin araçları kullanan şoförlerce açıklanmaması için şöförlere bir gizlilik anlaşması imzalatıyoruz.
* Bize müşteri kulaktan kulağa tavsiye ile gelir: "Bir şöför var, şöför değil diplomat vallahi" diye birbirlerine tavsiye ederler,
* Şahsen hiçbir şey yapmıyorum ama kurumsal olarak sosyal medyaya girdik. Bu konuyla ilgilenmesi için bir eleman istihdam ettik.