Bütçede faizin payı yüzde 13.5

Başbakan Erdoğan'ın "Faiz lobisinin atağı var. Buna karşı da gerekli köşeli, sert çıkışları yapacağız" şeklindeki açıklamaları gündem yaratırken, önceki gün açıklanan 2011 bütçe verileri, bu kesime aktarılan kamu kaynağının oransal olarak tarihi dip nokta

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Naki BAKIR
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Faiz lobisinin atağı var. Buna karşı da gerekli köşeli, sert çıkışları yapacağız" şeklindeki açıklamaları ile gözler bu yöne çevrilirken, önceki gün açıklanan 2011 bütçe verileri, devletten faiz rantı elde eden kesime aktarılan kamu kaynağının oransal bazda tarihi dip noktaya indiğini ortaya koydu. 
Geçen yıl toplam bütçe harcaması içinde faiz ödemelerinin payı yüzde 13.5'le, Türkiye'nin Turgut Özal öncülüğünde serbest piyasa ekonomisine geçerek küresel finans sistemiyle bütünleşme sürecine girdiği 1983'ten sonraki dönemin en düşük düzeyine geriledi. 
DÜNYA'nın Maliye Bakanlığı verilerinden yaptığı belirlemelere göre 2011 yılında 313.3 milyar TL olarak gerçekleşen merkezi yönetim bütçe harcamaları içinde faiz ödemeleri, önceki yıla göre yüzde 12.6 azalarak 42.2 milyar TL'ye geriledi. 2011 yılında, son 10 yıllık dönemin en düşük faiz ödemesi gerçekleştirildi. Faiz ödemelerinin 2002 yılında 51.9 milyar lira olan nominal tutarı, 2003'te 58.5 milyar liraya çıktıktan sonra, özellikle 2005'ten itibaren azalan kamu borçlanma ihtiyacı ve hızlı düşen faiz oranları sayesinde yıllar itibariyle azalış sürecine girmişti. Küresel krizin etkisiyle 2008 ve 2009'da yeniden 50 milyar liranın üzerine çıkan yıllık faiz ödemesi, 2010'da 48.3 milyar liraya gerilemişti. 
Toplam bütçe harcaması içinde faiz ödemelerinin payı ise 2011 yılında yüzde 13.5'le, Türkiye'nin Turgut Özal öncülüğünde serbest piyasa ekonomisine geçerek küresel finans sistemiyle bütünleşme sürecine girdiği 1983'ten sonraki dönemin en düşük oranına indiği belirlendi. 
Türkiye ekonomisinin küresel finansal sistemle entegrasyon sürecine yönelik 24 Ocak kararlarının alındığı ve ardından 12 Eylül askeri yönetiminin iş başına geldiği 1980 yılında toplam bütçe harcamaları içinde yüzde 5.9 olan faizin payı, 1981'de yüzde 7.6, 1982'de de yüzde 9.9 olmuştu. Yeniden demokrasiye geçilen 1983 yılındaki seçimlerde iktidara gelen Turgut Özal'ın radikal kararlarla "serbest piyasa ekonomisi"ne geçiş sürecini ve entegrasyonu hızlandırdığı 1983 yılında, artan kamu borçlanması paralelinde bütçede faiz yükü de yüzde 13.4'e çıktı. Yeni ekonomik modelde öngörülen kalkınma hamlesi için yerli tasarrufların yeterli olmaması dolayısıyla hızlı bir borçlanma sürecine giren devletin bütçeden faize ödediği paranın oranı izleyen dönemde yükselişini sürdürerek 1984'te yüzde 17.2'ye, 1985'te yüzde 19.5'e çıktı. 1988'de yüzde 20'yi aşan bütçedeki faiz yükündeki büyüme, özellikle koalisyon hükümetlerinin iş başında olduğu ve siyasal istikrarsızlığın ekonomiyi olumsuz etkilediği 1990'lı yıllarda ivme kazandı. 
Yüzde 51'i görmüştü
Bütçe giderleri içinde faizin payı 1990'ların ikinci yarısında yüzde 30'u, 2000 yılı itibariyle de yüzde 40'ı aştı. Faiz yükü, piyasa dengelerinin alt üst olduğu, faiz oranlarının astronomik düzeyleri gördüğü ağır kriz yılı 2001'de ise yüzde 51'e kadar yükseldi. Başka bir deyişle bozulan siyasi istikrar, kamunun aşırı borçluluğu ve piyasalarda güvensizlik ve belirsizliğin birleşmesiyle faiz oranlarının tavan yaptığı anılan yıl, bütçe harcamalarının yarıdan fazlasını faiz ödemeleri oluşturdu. 
Uygulamaya konulan krizden çıkış programı ve sağlanan istikrar sayesinde izleyen dönemde düşüşe geçen faiz yükü, 2004 yılında yüzde 40 dolayına, 2005'te yüzde 31'e, 2006'dan itibaren yüzde 20'li düzeylere, 2009'da ise ilk kez yüzde 20'nin de altına indi. Küresel krizin yol açtığı olumsuzluklara rağmen anılan yıl yüzde 19.8 olarak gerçekleşen bütçedeki faiz yükü, 2010'da yüzde 16.4'e, 2011'de de yüzde 13.5'e kadar indi. Bütçedeki faiz yükünde, 2003-2011 döneminde azalan kamu borçlanma gereği ve düşen faiz oranları sayesinde kaydedilen düşüş, 31 puana ulaştı.  Böylece faiz ödemelerinin bütçe büyüklüğü içindeki payı son 28 yılın en düşük düzeyine inmiş oldu.
Yatırımların payında artış yüzde 14.2
2011'de toplam bütçe harcamalarındaki yüzde 6.4'lük artışa karşılık, yatırım harcamaları yüzde 14.2 artışla 37.4 milyar liraya ulaştı. Faiz yükündeki hafiflemenin de katkısıyla genel bütçe giderlerine göre daha hızlı bir artış gösteren yatırım harcamalarının payı 2011'de yüzde 11.9 oranıyla son 19 yılın en yüksek düzeyine çıktı. 
1980'lerin ilk yarısında bütçe harcamalarının yaklaşık beşte birini oluşturan yatırım harcamalarının payı, devletin iyice borç sarmalına girmesi ve borçlanma maliyetlerinin aşırı yükselmesi sonucu giderek düşmeye başladı. 1992 yılında yüzde 14.5 olan bütçede yatırım payı, izleyen yıl yüzde 11.7'ye, 1994'te yüzde 8.5'e, 1995'te yüzde 6'ya, 2001'de ise yüzde 5.1'e kadar indi. Uzun yıllar bu dolayda kalan oran, 2005'ten itibaren yavaş da olsa yükselmeye başladı. Anılan yıl yüzde 7.8'e çıkan yatırımların payı, 2006'da yüzde 8'i, 2008'de yüzde 9'u aştı. Bütçe giderleri içinde yatırıma ayrılan pay 2010 yılında yüzde 11.1 oldu, 2011 yılında ise yüzde 11.9'la son 19 yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. 
2012'de ne olur?
Küresel finans sisteminde artan belirsizlikler ve yeni bir ağır krizin eşiğinden dönme çabalarının sürdüğü konjonktürün Türkiye'yi de olumsuz etkilemesi sonucu faiz oranları son dönemde yeniden artışa geçti. 2012 bütçesinin toplam büyüklüğü 350.9 milyar lira olarak bağlanırken, bunun içinde faiz ödemeleri için 50.3 milyar TL faiz ödeneği ayrıldı. Buna göre 2012'de toplam bütçe harcamalarının yüzde 14.3'ü oranında bir faiz ödemesi öngörüldü. 2011'e göre toplam bütçe büyüklüğü yüzde 12, faiz ödeneği ise yüzde 19 artırıldı.
Ancak bu yıla ilişkin projeksiyonlar, içinde bulunan konjonktürün daha da negatife dönmesi olasılığını içinde barındırıyor. Toplam bütçe harcaması ve faiz ödemesinde gerçekleşmenin, küresel sistemdeki gelişmelere bağlı olarak değişebileceği belirtiliyor. 2011 yılında da benzer kaygılarla faiz ödeneği 47.5 milyar TL ile yüksek tutulurken, gerçekleşme 42.2 milyar lirada kaldı. Başlangıç hedeflerine göre 2011 yılında bütçenin yüzde 15.2' si oranında bir faiz ödemesi öngörülürken, gerçekleşme yüzde 13.5 oldu. Bu yıl da benzer bir gelişme yaşanma olasılığı bulunuyor. Ancak, küresel koşullardaki olumsuzlukların artması durumunda ise öngörülen düzeyin de aşılması riski bulunuyor. 
2012 yılında toplam bütçe büyüklüğünün yüzde 9.2'si oranında 32.2 milyar liralık yatırım ödeneği ayrıldı. Yatırım ödeneği, geçen yılki gerçekleşmenin yüzde 14.1 altında kaldı. Ancak, geçen yıl yatırım harcamalarında başlangıç ödeneğinin çok üzerine çıkılması, bu yıl da ekonomideki gelişmelere bağlı olarak bu ödeneğin ve bütçedeki payının daha yüksek çıkabileceğini gösteriyor.