”Caniler bunun hesabını verecek”

Başbakan Erdoğan, grup toplantısında Güngören'de yaşanan terör eylemleri hakkında konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Güngören'deki terör eylemini gerçekleştiren canilerin, bunun hesabını verecekleri belirterek, "Burada büyük acımızı milletimizle paylaşırken, yüreğimiz yanmış olması, terörle mücadelede bize asla bir adım dahi geri dönmeye veya bir adım geri adım attırmaya asla neden olmayacaktır" ifadesini kullandı. 

Erdoğan, AKP TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmasına, 'Bugün sadece AK Parti Grubumuza değil, bu kürsüden bütün milletime seslenmek istiyorum. Zira bugün yüreğimizdeki acıyı 70 milyon insanımızla yediden yetmişe, bütün milletimizle paylaşarak teselli bulabileceğimizi düşünüyorum" diye başladı. 

İstanbul Güngören'de alçak bir terör örgütü eliyle 10 dakika arayla patlatılan iki bombanın insanlık düşmanı terörün kalleş yüzünü bir daha gösterdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: 

"Teröristler, yalnızca çöp kutusuna iki bomba bırakmakla kalmamış, aynı zamanda çöp kutularına o kirli ruh dünyalarını, eşkallerini de bırakmışlardır. Şüphesiz büyük devletimiz, bu maskenin ardındaki yüzü er veya geç ortaya çıkaracaktır. Şeytanca tezgahladıkları cinayet planıyla 17 masum insanımızı aramızdan aldılar. 154 insanımızı yaraladılar. Dün arkadaşlarımla birlikte İstanbul Güngören'deydim. Milletimizle birlikte omuz omuza vermeye çalıştığımız o masum insanların tabutların gittiği şehirleri ve o sönen veya söndürülmek istenen ocakları, yaşadığımız müddetçe unutmayacağız. Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurlarken, biliyorum ki milyonların vicdanı, milyonların yüreği de oradaydı. O temiz yürekleri, o aydınlık 70 milyon vicdanı, ben de şahsım, grubum ve tekrar milletimizle kaynaşan o ruhla milletçe selamlıyoruz. 

Yüreklerimizden kopan canları sonsuzluğa uğurladık ama orada milletimizin bütün yüreğini gördük. O temiz yürekleri, o aydınlık 70 milyon vicdanı gördük." 

 

"Bunun hiçbir şeyle tarifi mümkün değil"

 

Hayatlarını kaybedenlere bir kez daha Allah'dan rahmet, ailelerine sabır, hastanelerde tedavileri devam edenlere yaralılara da şifalar dileyen Erdoğan, şöyle dedi: 

"Bize bu büyük acıyı yaşatanlar, masumiyetine bu kadar kast eden caniler, elbette bunun hesabını vereceklerdir. Milletimizin, bu konuda müsterih olmasını özellikle diliyorum. Caniler hak ettikleri cezaya er veya geç çarptırılacaktır. Bu konuda güvenlik güçlerimiz yoğun bir şekilde istihbarat örgütlerimizle birlikte çalışmalarını sürdürüyor. 

Burada büyük acımızı milletimizle paylaşırken, yüreğimiz yanmış olması, terörle mücadelede bize asla bir adım dahi geri dönmeye veya bir adım geri adım attırmaya asla neden olmayacaktır. Şunu çok açık ifade etmemiz lazım. Sıcak bir yaz akşamı, bir pazar akşamı, mutena bir semtte ki yaklaşık 20 yıl öncesi o semt çok farklı bir semtti ama 20 yıl içinde orada çok farklı bir semt meydana geldi. Vatandaşlarımızın birbirleriyle sohbet edecekleri, dertleşecekleri bir semt meydana geldi. Bu semtte, alışveriş yapacakları, oturup dertleşecekleri tamamen trafiğe kapalı, halkın dertleşme imkanını bulduğu bir zemin oluştu. Ve burada 10 dakika aralıkla yapılan bu terör eylemi, akılsız değil, akıllıca planlanmış bir olaydı. Çünkü bunlar insanlıktan nasibi almamış mahluklardı. Ve eylemlerini de bu şekilde gerçekleştirdiler. Bunun hiçbir şeyle tanımı, tarifi mümkün değil. Çünkü huzur içinde yaşanan bir şehirde, çocukların, kadınların, savunmasız insanların bu şekilde hedef alınması, ancak canice, kalleşçe insanlara kasteden terörün o bilinmeyen veyahutta tahmin edilen yüzlerinden biridir." 

"Caniler, ebediyen gün yüzü göremeyecek"

Erdoğan, ortada kararmış bir vicdanın bulunduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: 

"Bunlarda şefkat diye, merhamet diye bir şey kalmamış. Bunlar her herhalde iradeden falan tamamen soyutlanmış, tecrit edilmiş olan karakterler, vicdanlar, yapılar. Böyle seçilmiş. Zaten teröristlerin huzura, istikrara kardeşliğe düşman oldukları kadar, insanlığa, hayata, hatta çocuk masumiyetine bile ne kadar düşman oldukları, Güngören'de olduğu gibi bütün dünyada da ortadadır. Tesellimiz şudur ki bu ülkenin bütün evlatları, 70 milyon insanımız, derin acısını yüreğine gömerken, aynı yürekten çıkan sesle teröre lanet yağdırmıştır. İktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla askeriyle, polisiyle, yargısıyla, bütün kurum ve kuruluşlarıyla terör karşısında bu ülke tek sestir, tek yürektir. Her kim terörle, cinayetle, şiddetle, bombayla, silahla, kalleşlikle, ihanetle, Türkiye'nin istikrarsızlığa sürükleneceğini, Türkiye'nin yörüngesinden sapacağını düşünüyorsa, bilsinler ki hiç bir zaman bunu başaramayacaklardır. 

Geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da bu büyük milletin yüreğine ateş düşürerek bu ülkeyi durdurmak isteyenler, kendi karanlık ruhlarındaki planları gerçekleştiremeyeceklerdir. Kirli oyunlar, kirli tezgahlar, aşağılık planlar, milletimizin birlik ruhunu yaralamayacaktır. Bir Temmuz günü bir pazar gecesi İstanbul Güngören'de kan döken caniler, ebediyen gün yüzü göremeyecektir. Hep bunlar delik delik kaçacaklardır, delik delik gizleneceklerdir, mağara mağara gizleneceklerdir. Bunların hayata çıkmaları, bu halkın arasında yaşamaları, inanıyorum ki mümkün olmayacaktır. Aramızdan ayrılan 17 evladımızı ebediyete uğurladık. Yaraları saracağız ama biz milletçe hayata döneceğiz ve bu cennet vatanda birliğimizi ebedi kılmanın, kardeşliği daimi kılmanın mücadelesine kararlılıkla devam edeceğiz." 

 

"Gün birlik, beraberlik günüdür"

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün öğle vakti, Güngören'de de söylediğini, bir kez daha altını çizmek istediğini ifade ederek, şöyle dedi: 

"Aziz milletim gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. Teröre karşı milletçe ne kadar birlik ve beraberlik içinde olursak, terörle mücadelede o kadar başarılı oluruz. Terörü yalnızlaştırmak, onu toplumdan tecrit etmek, teröre karşı en etkili mücadeledir. Terör, dağa halkın arasından gençlerimizi çekebiliyorsa, çektiği sürece güçlü kalacaktır. Ama terör eğer dağa halkın arasından gençleri çekemiyorsa, o zaman yalnızlaşacak, zayıflaşacak ve ondan sonra bu işin kökü kazınacaktır. İşte gecenin karanlığında ülkenin huzuruna kasteden terör karşısında yapmamız gereken tek şey, milletçe birlik ve bütünlük ruhumuzu, vakarla, metanetle ortaya koymaktır. Öyleyse bu mücadelede hepimize düşen sorumluluklar var. Demokratik istikrarı güçlendirerek, birbirimizi her zamankinden daha çok sahiplenerek, birbirimize her zamankinden daha çok sarılarak, bu ülkenin huzuruna kastedenlere hak ettiği cevabı birlikte vermeliyiz. Kuşkusuz, sadece bunu yaparak değil, güvenlik güçlerimiz titizlikle çalışmalarını yaparak, daha önceki bir çok cinayeti aydınlattıkları gibi inanıyorum ki bunu da aydınlatacaklardır."