Canlı hayvan pazarından mesaj var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR'DAN / Mahir SOLMAZ

diyarbakir@dunya.com

Yerinde görmek her zaman daha iyi bilgi ve fikir sahibi yapar. Bu bilinçle can çekişen hayvancılık sektörünün durumu yerinde görmek için Diyarbakır Kasaplar ve Besiciler Odası Başkanı Salih Güden ile cumartesi sabahı 06.00'da randevulaşıp, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne ait Canlı Hayvan Pazarı'na gittik. Başkan, 'Bu saatte uyanacağına  hiç inanmıyordum' deyince, 'Görev aşkı' diye tebessümde bulundum. Hayvan pazarının giriş kapısının önünde, gözlerim eski günlerdeki kalabalığa alışkın olduğu için biraz şaşkınlık yaşadım. Eskiden iğne atsanız yere düşmeyen pazarda, şimdi yerinde bir deyim olacaktır muhakkak, 'İn cin top oynuyor'.

Besicilerle ve kasaplarla koyu bir sohbete başladık. Demli demli çayların biri geliyor biri gidiyordu. Şikâyetler hep ilgili bakanlık üzerine yoğunlaşıyor. Sorun çok olunca beklentiler de çok oluyor ve söylemler de bir o kadar ağırlaşıyor. Bir üretici 'Bakan Bey 8 katrilyon destek vermiş. Gelsin, burada destek verdiği bir kişi göstersin' diye söze başlıyor. Ardından, 'Buranın yolunu bile bilmiyordur' diye ekliyor. Başka bir ses devreye giriyor, 'Neden bizim malımız küpesiz? Batıda her doğumda bir tarım il müdürlüğü görevlisi bulunuyor ve hayvan hemen kayıt altına alınıyor' diyor. Başka bir üretici 'Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi madem bizim için yapılıyor, neden bana yer verilmiyor, neden işin ehilleri oradan yer alamıyor ?' diye devam ediyor. En güzel mesaj, geçmişte çok büyük besi sahibi olan ancak şimdilerde '30 - 40 hayvan ile evime sadece ekmek götürmeye çalışıyorum' diyen bir başka besiciden geliyor. Ankara Çubuk'tan, Hakkâri Çukurca'da vatani görevini yapan oğlunu görmeye gelen bir baba, besicimizi de alarak Çukurca'nın yolunu tutuyor. Çocuklarının  vatani görevini yaptığı birliğinin önüne gelip çocukları ile görüşmek istediklerini dile getiriyorlar, aldıkları cevap 'Bugün olmaz, yarın gelin'. Geceyi Çukurca'da geçirip, sabah tekrar birliğin önüne gidiyorlar. Orada görevli bir rütbeliye tekrar çocukları ile görüşmek istediklerini ifade ediyorlar. Rütbeli bunun mümkün olamayacağını söylüyor. Misafirperver besicimiz devreye girip, 'Komutanım, bu adam oğlunu görmek için 2 bin kilometre yol gelmiş. Bir kolaylık yapın' diyor. Ancak tutum değişmeyince oğlunu görmeye gelen baba ağlamaya başlıyor. Besicimiz de, "Ağlama, ağlama... Biz 30 yıldır ağlıyoruz, sesimizi kimse duymadı. Emin ol senin sesini de kimse duymayacaklardır' diyor ve Çukurca'dan ayrılıyorlar.

Hayvancılık sektörü Diyarbakır'da direk olarak 30 bin insanın ekmek kapısı. Diyarbakır'ın işsizlik rakamları ortada. İşsizlerimize yenilerini eklemeyelim. Geçim kaynağı büyük ölçüde hayvancılık olan Diyarbakır gibi illere pozitif ayrımcılık gözedilerek  kontrollü devlet desteği  şart. Artık bölgede ağlayanların sesini birileri duymalı.