Çavuşoğlu: AB ile büyük zirve yapılacak

Çavuşoğlu, "NATO marjında 24-25 Mayıs'ta yapılacak zirvede AB yetkilileriyle görüşmelerin ardından, AB ile büyük zirve yapılacak." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme ilişkin soruları cevaplayarak, bazı Avrupalı liderlerin NATO zirvesi marjında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ikili görüşmeler yapmak istedikleri bilgisini verdi.

Brüksel’in ardından Türkiye ile AB arasında bir zirve yapılmasının da söz konusu olabileceğini ifade eden Çavuşoğlu, hazırlıklar için AB'den uzmanların Türkiye’ye gelerek gerekli çalışmaları yürüteceğini kaydetti.

"NATO Zirvesi'nin ardından Türkiye-AB Zirvesi olacak"

Çavuşoğlu, “NATO marjında 24-25 Mayıs’ta yapılacak zirveye AB liderleri de gelecek. Burada görüşmeler olacak. Daha sonra ise büyük zirve olacak, Türkiye-AB Zirvesi. Zamanlaması NATO marjındaki görüşmelerden sonra belli olacak. Yani tarihi belli değil.” ifadelerini kullandı.

Almanya’da eylül ayında yapılacak seçimler öncesinde böyle bir zirve beklemenin doğru olup olmayacağının sorulması üzerine Çavuşoğlu, zirvenin ülke seçimlerine bağlı olmaması gerektiğinin altını çizdi.

Bu süreci devam ettirmek istiyorsa AB'nin Türkiye'ye nasıl davranacağını öğrenmesi gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Hata yaptıklarını anladılar. Hatta bazı dışişleri bakanları Malta'da 'Hata bizde, düzeltmek için ne yapalım' diye sordu bana." dedi.

Türkiye'nin AB ile bir probleminin bulunmadığını ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Durup dururken niye düşman olalım veya bizim Avrupa'nın bizim de inandığımız ortak değerleriyle niye problemimiz olsun? Bunlar bizim de değerlerimiz. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler kimsenin tekelinde değil. Tek problem AB'nin yaklaşımında."

"Türkiye'ye nasıl muamele edeceğinizi artık öğreneceksiniz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliğine (AB) üyelik müzakere sürecine ilişkin sözlerini değerlendiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin 60 yıl önce üyelik başvurusunda bulunduğunu, 3 Ekim 2005'te de tam üyelik için müzakerelerin resmen başladığını hatırlattı.

Bugüne kadar sadece 18 faslın açıldığını anımsatan Çavuşoğlu, müzakerelere 3 yıl önce başlayan Karadağ'ın 26 fasıl açtığını, sürece Türkiye ile aynı zamanda başlayan Hırvatistan'ın ise AB'ye üye olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin herhangi bir faslı açmaya hazır olduğunu belirten Çavuşoğlu, ortaya konulan engellerin siyasi olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Göç anlaşmasını imzalarken de şartlardan bir tanesi, yani AB'nin atması gereken adımlardan bir tanesi de fasılların açılmasıydı. Esasen karşılıklı açacağız ama açması için AB'nin bu engeli kaldırması lazım. Henüz daha bir fasıl açılmadı. Oysa biz göç anlaşmasını uyguluyoruz. Burada Cumhurbaşkanımızın söylemek istediği şu; 'Bizimle yolda yürümek istiyorsanız, bizimle diyalog ve iş birliği içinde olmak istiyorsanız siz de yükümlülüklerinizi yerine getirin, bir. İkincisi,Türkiye'ye nasıl muamele edeceğinizi artık öğreneceksiniz. Yani bizimle görüşmek, iş birliği yapmak için bize ön şartlar koşmayacaksınız'. Esasen, bu şartları Malta Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda net bir şekilde Dışişleri Bakanı olarak ben de verdim."

"Fasıllar açılıp kapanmadan tam üyelik mümkün değil”

"Biz her faslın yani herhangi bir faslın ya da hepsinin açılmasına hazırız. AB'nin hazır olması lazım." diyen Çavuşoğlu, müzakere edilen tam üyeliğin, fasıllar açılıp kapanmadan mümkün olamayacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugünkü konuşmasındaki Avrupa'ya yönelik ifadelerinin hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, Erdoğan'ın kendine has üslubuyla verdiği mesajın, "Bizi bugüne kadar oyaladınız, bundan sonra da oyalamayın" olduğunu dile getirdi. Çavuşoğlu, Türkiye'nin artık kaybedecek vakti olmadığını belirtti.

Mevlüt Çavuşoğlu, "Tahmininize göre, fasıl açılabilir mi?" sorusuna karşılık "Her an açılabilir. Yeter ki kararlı olsunlar." dedi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve diğer yetkililerin "Önümüzdeki süreçte hangi fasılların açılabileceğini değerlendirelim." dediklerini, kendilerinin de "Yeter ki siz siyasi engelleri kaldırın, biz hazırız." mesajını verdiklerini hatırlatan Çavuşoğlu, gelecek süreçte vize serbestisi ile ilgili hangi konularda ne adım atılacağına yönelik hazırladıkları belgeyi de AB tarafına sunacaklarını hatırlattı.

Çavuşoğlu, belgeyi Başbakan ve Cumhurbaşkanından onay almalarının ardından en kısa sürede Brüksel'e vereceklerinin altını çizdi.

"Bir terör örgütünü kaptırmamak için rekabet etmek..."

ABD ve Rus askerlerinin terör örgütü PKK ve PYD'yi simgeleyen bez parçalarıyla fotoğraf çektirmesiyle ilgili Çavuşoğlu, süper güçler arasında bir terör örgütünü birbirine kaptırmama yarışı olduğunu belirterek, bugün Suriye'de tutunacak dal arayanlar ve orada yer edinmek isteyenlerin terör örgütlerine bel bağladığını vurguladı.

Çavuşoğlu, "Bir terör örgütünü kaptırmamak için rekabet etmek esasen biraz da acziyetin göstergesidir. Bunu çok açık söylüyoruz." diye konuştu.

"Bölücü terör örgütünün amacı Suriye'yi bölmektir"

Bakan Çavuşoğlu, Soçi'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yarın gerçekleştirilecek görüşmeye de işaret etti.

Putin ile yapılacak görüşmede, siyasi, ekonomik, ticari konuların yanı sıra ticaretin önündeki bazı engellerin kaldırılması konularının ele alınacağının altını çizen Çavuşoğlu, ayrıca Suriye ile ilgili bütün konuların ayrıntılarıyla görüşüleceğini ifade etti.

Çavuşoğlu, "Güven artırıcı adımlar var, ateşkesin yanında işte tutukluların değişimi ya da serbest bırakılması gibi önemli konular var, rejim ile muhalefet arasında güven artırıcı adımlar dediğimiz. Atılması gereken adımlar var. Bunların üzerinde çalışıyoruz. Tüm bunları yarın Rusya ile Putin ile Rus yönetimi ile Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hepimiz görüşeceğiz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, ABD ve Rusya'nın PYD/YPG ile saf tutmasının durumu daha da zor bir hale soktuğunu belirterek, "Bu bölücü terör örgütünün amacı Suriye'yi bölmektir. Suriye'de bir kanton hatta devlet oluşturmaktır." dedi.

Terör örgütü PYD'nin Suriye'nin istikrarı ve sınır bütünlüğü için değil daha fazla alan elde etmek için savaştığına dikkati çeken Çavuşoğlu, örgütün bu şekilde kendine ait bir kanton veya devlet oluşturmayı hedeflediğini kaydetti.

Çavuşoğlu, "Bu amaçla burada hareket edenlerle aynı safta olmak, bayrak taşımak Suriye'nin geleceğini karanlığa götürmek demektir." dedi.