Çeltik üretiminin ekonomi politiği

Prof. Dr. Havva TUNÇ / İÜ İktisat Fakültesi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

2014 Aralık ayı itibarıyla pirincin birim fiyatı yeni mahsule rağmen son iki ayda %20 arttı. Başta pirinç olmak üzere hububatlardaki bu fiyat artışı hem hane halkları hem de fiyatlar genel seviyesi (enflasyon) üzerinde artış yönünde baskı oluşturmakta. Çeltik (pirinç) başta Trakya olmak üzere değişik bölgelerimizde üretilmekte olup üretiminde modern teknoloji ve yöntemler uygulanmaktadır. Çeltik üretimi yıllar itibarıyla artış trendi içerisindedir. Örneğin, toplam üretim 2006’da 418 bin ton, 2007’de 389 bin ton, 2008’de 753 bin ton, 2009’da 750 bin ton, 2010’da 860 bin ton, 2012’de 880 bin ton ve 2013’de 900 bin ton olmuştur. 

Çeltikte verimlilik artışının elde edilmesine rağmen, fiyat artışındaki temel neden çeltik üretimindeki azalıştır. Çeltik üretimindeki azalış pirinç birim satış fiyatını artırmaktadır. Diğer bir deyişle, çeltik üretimindeki azalışın ana nedenlerinden biri Türk tarımında izlenmekte olan yanlış çeltik üretim ve fiyat politikası yanı sıra tarım sektörünün yapısal özelliğidir. 

Çeltiği, üreticiden satın alan ve birim fiyatı (taban fiyatı) belirleyen kuruluş Toprak Mahsulleri Ofisi’dir (TMO). TMO taban birim fiyatı, TL/ton olarak, 2011’de1.40 TL 2012’de 1.20 TL olarak belirlemiştir. 2013’de piyasa fiyatı üretici lehine oluştuğundan müdahale fiyat, açıklanmamıştır. Çeltiğin birim fiyatının belirlenmesinde prim sistemi uygulanmaktadır.

2012 yılında tahmin edilen toplam çeltik üretimi 900 bin ton olup 880 bin ton gerçekleşmiş, 2013’te de 900 bin tona ulaşılmıştır. Toplam pirinç tüketimi 550-600 bin ton dolayında olup yaklaşık 800-900 bin ton çeltiğe eşittir. Türkiye ekonomisinin 2005-2006 yılında yüzde 35 olan pirinç arzında kendi kendine yeterlilik düzeyi 2012’de yüzde 90’a ulaşmış, 2013’de ise yeterlilik düzeyi % 86.9’a inmiştir. Çeltik üretimindeki sürekliliği mevsimsel koşullar aksatmakta, yüzde yüz yeterliliğe ulaşılmayı önlemektedir. 

Çeltik ithalatı “piyasadan satın alınan çeltik kadar ithalat yapma” koşuluna göre yapılmaktadır. Diğer bir deyişle iç piyasadan çeltik satın alan tüccar satın aldığı çeltik miktarı üst limit teşkil edecek şekilde, çeltik ithalatı yapabilmektedir. Bunun yanı sıra yapılan çeltik ithalatına %45'den daha fazla gümrük vergisi alınacak biçimde vergi konulmaktaydı. Türkiye’nin çeltikte izlediği bu vergi politikası çeltik üreticisi ülkeler tarafından Dünya Ticaret Örgütüne (WTO) şikâyet edilmiştir ve bunun üzerine bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerde ithalatı yapılan çeltiğe %45’den daha fazla gümrük vergisi konulmayacağı belirtilmiştir ve 2006 yılında çeltikteki ithalat kotası sıfırlanmış yani kaldırılmıştır. Diğer bir deyişle, tüccar istediği kadar çeltik ithal etme gücünü elde ederek iç pazarda yerli çeltik üreticisi aleyhine avantajlı konuma gelmiştir.

Çeltikte bu düzenlemeler yapılırken çeltik üreticisi de yapılan düzenlemelere duyduğu memnuniyetsizliğini değişik platformlarda belirtmektedir. Diğer bir deyişle, üreticiler belirlenen birim fiyattan (taban fiyat) zarar ettiklerini bu koşullarda üretimi sürdüremeyeceklerini ifade etmektedirler. Şöyle ki, 2006 yılında mazot ve gübrenin birim fiyatı 2005’e göre sırasıyla %70 ve %50 artmış olmasına rağmen çeltiğin birim fiyatı, girdilerin fiyat artışı yönünde olmamıştır. Belirlenen bu fiyatın, yüzde onları aşan bir enflasyonist ortamında, “değil kar elde etmek, ortalama değişir maliyetleri bile karşılamada yetersiz kaldığı” konunun uzmanları tarafından ifade edilmektedir. Benzer şekilde, 2012 döneminde çeltiğin birim satış fiyatı 2011’e göre %60 artarken mazot ve gübrenin fiyatı sırasıyla %102 ve %167 artmış olup çeltik birim satış fiyatı maliyetin gerisinde kalmıştır.2013 döneminde 2012’ye göre fiyat artış ise %11.8 olmuştur. 

TMO yetkilileri Türk çeltiğin birim fiyatını uluslararası çeltik fiyatlarına yakınlaştırmak için düşük tuttuklarını katıldıkları toplantılarda açıkça dile getirmektedirler. TMO üst düzey yetkilisi Türk çeltiğinin birim fiyatını dünya fiyatlarına yaklaştırmak zorundayız derken unuttuğu ve gözden kaçırdığı şey  “çeltik üreticisinin, çeltik sektörünün ve daha da önemlisi Türk tarım sektörünün (çeltik bağlamında) piyasa koşullarına terk edilmiş olduğudur”. Yani, ulusal ekonomideki çeltiğin birim fiyatı dünya fiyatlarına yakınlaştıkça ulusal ekonomide bu durumun yaratacağı olumsuzlukların olmayacağı varsayılmaktadır. Örneğin, 2013’de çeltik üretimindeki artışın düşük kalmasında izlenen fiyat politikası etkili olmuştur. 2012’de çeltikte kendi kendine yeterlilik düzeyi %90 aşmışken 2013’de %87’lere inmiş olup kendi kendine yeterliliğin 2014’de daha düşük olacağı tahmin edilmektedir. Bu durumu son iki ayda (2014 Ekim, Kasım) pirincin birim satış fiyatında %20’leri bulan artış açıklar niteliktedir.

Dünya çeltik fiyatı gelişmiş ülke üreticisinin maliyet yapısına göre belirlendiğinden Türk çeltiğinin birim fiyatını uluslararası çeltik fiyatı düzeyine çekecek uygulamalar Türk çeltik üretiminin gelişimini önleyecek ve hatta Türk çeltiği ve üreticisi uzun dönemde yok olacaktır. Bunun yanı sıra, uluslararası piyasada belirlenen birim fiyatta Türk çeltik üreticisinin diğer çeltik üreticisi ülkelerle rekabet edemeyecektir. Yani, Türk çeltik üreticisi hem iç piyasada kotalar kalktığı ve gümrük vergi oranı düşük kaldığı için hem de belirlenen uluslararası fiyatta dış pazarlarda rekabet edemeyeceği için zor durumda kalacaktır. Bu durum Türk çeltik üreticisinin gelir kayıplarına uğramasına yol açacaktır. Yaşanan gelir kayıpları uzun dönemde ürerim azalışı olarak ekonomide etkisi görülecektir.
Çeltiğin birim fiyatı dünya çeltik fiyatına yakınlaştırmanın yarattığı ve/veya yaratacağı olası etkileri sıralarsak;

1.Çeltik sektöründe üretim daralması yaşanır.

2.Çeltik üreticisi gelir kaybına uğrar, birkaç dönem sonra tarımdan (çeltikten) kopuş başlar.

3. Tarımdan kopuş, plansız programsız yapıldığı için işsizlik artar, köyden kente göç yoğunlaşır,zaten var olan bu hareket ivme kazanır. Gelir kayıpları yanı sıra tüketim daralır.

4. Yukarıda saydıklarımız üretim daralmasına yol açacağından, iç talebi karşılamak için ithalat artar. İthalat artışı ticaret açıklarının artmasına ve çeltikte dış pazara bağımlığa yol açar.

5.Dış dünyadan yapılan çeltik ithalatı dövize olan talebi artırır. Döviz talebindeki artış beraberinde açık ve kayıplara yol açacaktır.

Çeltik üretiminde ve çeltik sektöründe yapılması gerekenler

1. Çeltiğin birim fiyatını dünya çeltik fiyatları ile rekabet edebilir hale getirmek için sektör korunmalı ve iç pazardaki çeltik fiyat ile dünya çeltik fiyatı arasındaki fark, üreticiye fiyat desteği olarak ödenmelidir. Böylece çeltik üreticisi ürününü, yüksek birim fiyata mal olmuş olmasına rağmen, düşük fiyattan satar. Yani, aradaki fiyat farkı fiyat desteği adı altında üreticiye ödenir (Avrupa Birliği'nde olduğu gibi). Ancak bu tür uygulamalar maliyetlidir. Finansman kaynağı bulunmaz ise destekleme politikasının gerçekleşme şansı yoktur. Bu nedenle politikanın uygulama başarısı sektöre ayrılacak finansman ile sınırlıdır.

2. İç Pazar dış dünyanın kaliteli ve ucuz çeltiğine karşı korunmalıdır. Koruma sonsuz olmamalı sektörün gelişmesini ve güçlenmesini sağlayacak koşullar oluşuncaya kadar koruma sürdürülmeli, hedeflenen gelişime ulaşınca, belli bir dönem sonra, sektör dış dünyanın rekabetine açılmalıdır.

3. Çeltik üreticisinin ürününü toplayacak, ürün fazlalığının olduğu dönemde bunları stoklayacak “çeltik üretici birlikleri” oluşturmalı ve bu kurumların özerk olması sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra bu kurumlar kendi haline bırakılmamalı denetimi ve kontrolü devletin ilgili birimlerince yapılmalıdır.