Cezaevleri her türlü denetime açık

Türkiye'deki ceza infaz kurumları, idari, adli, sivil toplum, parlamento ve uluslararası olmak üzere 5 ayrı denetime tabi tutuluyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
İSTANBUL - Türkiye'deki ceza infaz kurumları, idari, adli, sivil toplum, parlamento ve uluslararası olmak üzere 5 ayrı denetime tabi tutuluyor.
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) heyetinin, odasına LCD televizyon konulan terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın kaldığı cezaevinin şartlarını yerinde görmek için İmralı Cezaevi'nde incelemelerde bulunması, cezaevlerinin hangi şartlara göre denetime tabi tutulduğunu da gündeme getirdi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye'deki ceza infaz kurumları, beş temel denetim türüne tabi tutuluyor.
Ceza infaz kurumları, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'ne bağlı Kontrolörler Kurulu Başkanlığı'nca iki yılda bir olağan şekilde ve gerekli görüldüğünde de ise her an idari olarak denetlenebiliyor.
Cezaevleri, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu gereğince de adli denetim altında. Kurum idaresinin yaptığı işlemler ile aldığı kararlar, yapılan şikayet ve itiraz üzerine cezaevleri her zaman infaz hakimliklerince denetlenebilmekte. İnfaz hakimliklerinin kararları da itiraz yoluyla ağır ceza mahkemelerine götürülebilmekte.
Sivil toplum denetimi ise sivil toplumdaki gönüllülerden oluşan kişilerin ceza infaz kurumlarını zaman zaman ziyaret edip, hükümlü ve tutuklularla görüşerek, onların kurumdaki yaşam koşullarına ilişkin şikayetlerini incelemesi, kurumun işleyişini denetlemesi şeklinde gerçekleşiyor.
Ayrıca, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanunu gereği kurulan il ve ilçe insan hakları komisyonları da itirazlar üzerine ceza infaz kurumlarında sivil denetim yapabiliyor.
 
Parlamento denetimi
 
Parlamentodaki iktidar ve muhalefet partilerine mensup bazı parlamenter ve uzmanlardan oluşan bir komisyonun, gerektiğinde hükümlü ve tutukluların yazılı şikayetlerini inceleyerek ceza infaz kurumlarına ziyaretler yapması da parlamento denetimi olarak ifade ediliyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun denetimi de bu kapsamda uygulanıyor.
Cezaevlerinin tabi tutulduğu bir başka denetim şekli de uluslararası denetim. Uluslararası denetim, uluslararası sözleşmeler gereğince oluşturulan ve ceza infaz sistemi, insan hakları, kötü muamele gibi konularda uluslararası düzeyde uzmanlıkları bulunan denetçiler tarafından yürütülüyor.
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi başta olmak üzere Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle yetkisi kabul edilen kurum ve kuruluşların temsilcileri tarafından ceza infaz kurumları uluslararası denetime açık bulunuyor.
 
İzleme kurulları da rapor hazırlıyor
 
Avrupa İşkenceyi Önlemesi Komitesi'nin, 16-24 Temmuz 2000 tarihli raporunda, cezaevleri için otoritelerinden bağımsız sivil toplum izleme kurullarının kurulmasının tavsiyesi üzerine de Türkiye'de cezaevi izleme kurulları oluşturuldu.
Cezaevi izleme kurulları, İngiltere sistemi esas alınarak, 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu gereğince kuruldu. İzleme kurulları ilgili olduğu ceza infaz kurumu veya tutukevini en az iki ayda bir olmak üzere gerekli gördüğü her zaman ziyaret edebiliyor, dört ayda bir hazırladıkları raporları da ilgili makamlara gönderiyor.
Türkiye'de 131 merkezde kurulan izleme kurullarının başlıca görevleri ise şöyle:
''Ceza infaz kurumları, tutukevlerindeki infaz ve ıslah uygulamalarına ilişkin işlem ve faaliyetleri yerinde görmek, incelemek, yönetici ve görevlilerden bilgi almak, hükümlü ve tutukluları dinlemek. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde infaz, ıslah ile hükümlü ve tutukluların sağlık ve yaşam koşulları, iç güvenlik, sevk ve nakil işlemleriyle ilgili olarak gördükleri aksaklık ve eksiklikleri yetkili mercilere bildirmek. İsyan, rehin alma gibi önemli bir olayın olması halinde, kuruma giderek olay sonuçlanıncaya kadar izlemek. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri ile ilgili tespitlerini ve aldıkları bilgileri değerlendirerek en az dört ayda bir rapor düzenlemek, raporun bir örneğini Adalet Bakanlığı'na, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı'na, izleme kurulunun bulunduğu yargı çevresindeki Cumhuriyet başsavcılığına ve görev alanına giren bir şikayet söz konusu olduğu takdirde infaz hakimliğine göndermek.''