'CHP olarak Cumhurbaşkanı adayı çıkartacağız'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha epey vaktimiz var, CHP olarak elbet bir aday çıkartacağız. Bugünden ben adayım demek kadar yanlış birşey yok. Kimse meraklanmasın tanınmış biri olacak" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, özel bir televizyonda merak edilen soruları yanıtladı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "Şükrü Kızılot yaklaşık 40 yıllık dostumdur. Önemli bir şahsiyetti. Vergi gibi bir konuyu bile topluma anlaşılır bir şekilde anlatmıştır. En son Hürriyet'in yazarıydı. Allah rahmet eylesin diyorum" dedi.
CHP lideri, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sorusu üzerine, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha epey vaktimiz var. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi olarak bir aday çıkaracağız. Ama ben bugünden adayım demek kadar yanlış bir şey yok. Cumhurbaşkanlığına bizim seçeceğimiz adayların niteliklerini ifade edeyim ben. MYK’da da konuştuk belki parti meclisinde de görüşürüz önümüzdeki süreçte.
Cumhurbaşkanı adayımız parlamenter demokratik sistemi savunması lazım, Cumhurbaşkanı adayımızın seçildikten sonra 80 milyonu kucaklayacak yeni bir anayasa sözü vermesi lazım, sağlıklı çalışan bir siyasi partiler yasası çıkarması sözü vermesi lazım, yüzde 10 barajını kaldırması lazım, milli iradenin meclise tam yansımasını sağlamak lazım. Devlette saydamlığı sağlaması lazım. Her kuruşun hesabına vatandaşına veren bir devlet anlayışını getireceğim demesi lazım.
Bu niteliklere sahip kişi çıkacak bizden. Bugünden öyle bir şeyimiz yok bizim. Bu niteliklere sahip parti içinde ve parti dışından pek çok isim var. Sonuçta belli niteliklere sahip toplumun güne duyduğu insanlar olacaktır. Belki tek başına değil bir ekip olarak çıkacaktır. Ben başkanım yardımcılarımda bunlar diye bir programla da çıkabilir. Bugünden netleştirilmesi gereken bir tablo değil. Daha önümüzde kurultay var. Bugünden balıklama atlayıp şu aday olacak ben olacağım gibi bir şey değil. Toplumun sevdiği, güven duyduğu, gerçekten cumhurun başkanı olacak niteliklere sahip, yaşantısı ile mütevazi olan, kibirli olmayan, vatandaşına kızmayan, dövmeyen, küfretmeyen, toplumun tanıdığı bir insan çıkacaktır. Kimse meraklanmasın tanınmış biri olacaktır" cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, " Erdoğan ilginç bir insan aslında. Ama bir zaafı var, kendisinde Kılıçdaroğlu hastalığı var. Şunu unutmaması lazım, herkesi susturacağım, STK'ları sivil toplumu susturacağım diyorsa ayrı bir şey... Onun konuşmasından şikayetçi değilim, o konuşuyor da havuz medyasında biz de yer alıyoruz. Hayatım boyunca doğruları söyledim ve söylemeye devam edeceğim. Beni sürekli eleştirebilir ama düzeyi düşüyor, böyle olunca ben de aynı düzeyde cevap vermek zorunda kalıyorum. Bu beni zorluyor. Kendisine yine aynı çağrıyı yapıyorum. Buyursun gelsin canlı yayında konuşalım. Hatta ben 10 dakika konuşayım o yarım saat konuşsun. Meydanlarda her gün bağırıyor, Eyy Kılıçdaroğlu... Ben buradayım.
Gelelim MİT tırlarına... Enis Berberoğlu neden içeride? Suç yok ki ortada. MİT tırları hadisesi hem Enis Berberoğlu'ndan hem Cumhuriyet'in yazmasından önce haber oldu. Herkesin bildiği nasıl devlet sırrı olur? Meşru bir devleti gayrimeşru yapamazsınız. Devlet sırrı olması için valinin de haberi olması lazım. Bunlara müdahale edilmeyecek diye uyarılması gerekiyor. Size ihbar gelse müdahale etmez misiniz, edersiniz yoksa başınız belaya girer. MİT tırları birilerinin sırrıdır, devletin sırrı değil" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Milyonlarca belgeyi FETÖ'ye teslim ettiler. Bunu yapan kimdi, Enis Berberoğlu mu? Kim açtı kozmik odayı? Terör örgütüne devletin kozmik odasını niçin açtınız?
Adalet Yürüyüşü pek çok kişinin ezberini bozdu. Önce inanmıyorlardı. 'Bolu'da durur, yürüyemez' dediler. Yürüyüşe benim beklediğimden de büyük destek gördü. Çünkü bu toplum adalete susamış. Bakın rakam veriyorum, bu ülkenin yüzde 73'ünün adalete güveni yok. Bu sadece sokaktaki vatandaşın değil, avukatların, hakimlerin, savcıların da görüşü. Gölgede 40 derecede yürüdüm. Benim mahkemelerle sorunum yok ama bu ülkenin insanının var. Bu ülkenin insanı adalet istiyor. Her gün 3-4 gömlek değiştirdim. Tabii yemek yemem gerekiyor. O fotoğrafa bakın, bir toplu iğne başı kadar yapmacıklık göremezsiniz. O fotoğraf Anadoludan bir ailenin fotoğrafıdır. Kızımla huzur içinde yemek yiyiyorum. Ben saraylardan gelmedim, ben sıradan, sade, halktan birisiyim. Hâlâ abimle karşılaştığımla gider elini öperim, babamız öldü artık büyüğümüz odur. Ben sıradan vatandaşım. Kızıyor, köpürüyor o fotoğrafa. Diyor ki 'Benim vatandaşım böyle değil.' Sen sıradan vatandaşı unuttun. Kayseri'de bir vatandaş işsizlikten kendisini yaktı. Ey saray senin bundan haberin var mı?
Bilerek böyle bir mizansen yapıldığı iddia ediliyor. Hayır efendim. Zaten orada karavanda kalıyorum. Karavana da kızıyordu. Eminim yedeğim yoğurda da kızmıştır. Kalkıyorsunuz bana bu fotoğraf üzerinden saldırıyorsunuz. Ben adalet diyorum o atlet diyor. Evet efendim ben o atleti giydim. O fotoğrafta bir kibir yoktur. Sıradan, sade bir vatandaş vardır. Benim görevim zaten sıradan sade vatandaşın sorunlarını çözmek. Ben zaten sıradan sade vatandaşı bilmezsem onun sorunlarını çözemem."