Çiçek'e göre anayasa önünde engel kalmadı
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Bugün Meclis'te yaşadığımız karşılıklı saygı ve müzakere üslubu birkaç yıl bu ülkede siyasete egemen olsa, emin olun bugün tartıştığımız konuların çoğunu geride bırakmış olacağız" dedi.
TBMM - TRT Haber'in canlı yayın konuğu olan Çiçek, TBMM Genel Kurulu'nda bugünkü görüşmeleri millete güven veren, demokrasi açısından güzel tablo olarak değerlendirdi. Çiçek, demokrasi ve uzlaşma adına her zaman başka ülkelerden örnekler verildiğini ancak artık bu konular değerlendirilirken, Türkiye için bugünkü birleşimin hafızalarda kalacağını söyledi.
Cemil Çiçek, bu mutlu tabloyu ortaya koyan siyasi partilerin genel başkanlarına, başkanvekillerine, grup başkanvekillerine, milletvekillerine ve bu noktaya gelinmesinde katkısı olan eski genel başkanlara, aydınlara, yazarlara, sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etti.
Bugün Meclis'te yaşanan tablonun milletin Meclis'e olan güvenini artırdığını belirten Çiçek, aslında milletin, bu sorunu Meclis'ten daha önce çözdüğüne dikkati çekti. Çiçek, Genel Kurul'daki tablonun yurt dışında da olumlu değerlendirmelere sahne olduğunu dile getirdi.
Cemil Çiçek, şöyle devam etti:
"(Demokrasi Türkiye'de hangi noktaya geldi) diye merak edenler olacaksa, bugün yaşadığımız saatler, dakikalar bu yönüyle hepimizi sevindiren bir durum oldu. TBMM, Türkiye'nin her meselesinin en önce konuşulacağı mekandır. Bugün bu sözümüzün bir yansıması olarak bir tablo ortaya çıktı.
Daha pek çok çözmemiz gereken sorun var. Geçmişten bugüne devredilmiş, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bugüne kadar gelmiş, 20, 30, 50 yıldır tartıştığımız konular var. Bugün bu Meclis'te yaşadığımız atmosfer, diyalog, karşılıklı saygı ve müzakere üslubu birkaç yıl bu ülkede siyasete egemen olsa, emin olun bugün tartıştığımız konuların çoğunu geride bırakmış olacağız.
Meclis çatısı altında her konuyu konuşacağız, konuşuyoruz da. Ancak bir kaç günlük haberlerde, bugün neredeyse Genel Kurul'da bir derbi maçı olacak, bir gladyatörler savaşı olacak... Bir olumsuz hava estirilmeye çalışıldı. Meseleye kötümser bakıldı. Halbu ki parlamentolar kavga yerleri değildir. Müzakere yerleridir. Herkes fikrini söyleyecek. Benim söylediklerim ne kadar saygı gösterilmesi gereken fikirler ise başkalarının söylediklerini de aynı anlayışla kabul etmemiz lazım. Demokrasi böyle güçlenecek.
Bugün de farklı düşünenler oldu ama herkes saygılı bir üslup içerisinde görüşlerini dile getirdi. Bundan sonra da Meclisimizi ne kadar çok müzakere mekanı haline getirir, birbirimize saygı gösterirsek, bu, demokrasiye olan güveni daha fazla artıracaktır.
Bu durum siyasetçinin de itibarını artıracaktır. Maalesef geçmişte yaşadıklarımız, bizim de zaman zaman ortaya koyduğumuz kötü örnekler sebebiyle itibar noktasında epey sıkıntımız vardı. İnanıyorum ki bugün milletimizin müşahade ettiği tabloyu devam ettirebilirsek birçok noktada bu, ülkemizi huzur, barış, kardeşlik getirecektir.
Türkiye'nin halen tartıştığı konular var. Bugün aklı selimle ortaya konulan tablo keşke 20-25 sene evvel ortaya konulabilseydi. O gün gerçekleştirebilseydik, bir kısım sıkıntıları, acıları, mağduriyetleri yaşamazdık. Ama ne yapalım, demokratik kazanımlar da çok kolay olmuyor."
"Milletimizden alacağımız çok dersler var"
Türkiye'nin, siyasi gerginliklerden arınmasına, barış ortamına ihtiyaç olduğunu kaydeden Çiçek, sorunların, bugün Genel Kurul'da yaşanan atmosferle çok daha kolay çözüleceğini ifade etti.
Türkiye'nin mevcut sorunlarının daha fazla ötelenmemesi gerektiğini belirten Çiçek, siyasetin dilinde başlamak üzere yumuşamaya, barışa, dilayoğa ihtiyaç olduğunu kaydetti. Cemil Çiçek,"Bügünkü tablodan sonra herkes herkese daha fazla saygı göstermeli, herkes herkese karşı düne göre bugün daha sorumlu davranmalı" dedi.
Halkın, siyasetçilerden de aydınlardan da daha ileride olduğunu ifade eden Çiçek, "Bugün hepimizi mutlu eden görüşmeleri, ortaya çıkan tabloyu, milletimiz geçmişte çoktan çözmüştü. Hatta iddia ediyorum, milletimizin büyük bölümünde böyle bir sorun da yoktu. Milletimiz bugünkü tabloyu zaten yaşıyordu. Dolayısıyla bizim milletimizi iyi anlamamız lazım. Bizim, milletimizden alacağımız çok dersler var. Biz biraz toplumun gerisinde kaldık, siyaset kurumu ve ülkenin aydınları olarak" diye konuştu.
"Zaman itibariyle zaten çok kritik noktaya girdik"
Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda uzlaşılan 60 maddenin yasalaştırılması kapsamındaki girişimlerin anımsatılması üzerine, "Bugünkü tablo gerçekten kalıcı hale getirilebilirse, bana göre yeni bir anayasa yapmanın önünde engel de kalmadı" dedi.
Çiçek, şöyle devam etti:
"60 madde üzerinde duruyoruz ama 100 madde, 120 maddeyi yasalaştırmak için de önümüzde engel yok. Ama '60 maddeyi yasalaştıralım' deniliyorsa, bu, komisyonun kuruluş gerekçesinden farklı bir konu. Bu teklife muhatap olan partimiz ne diyecek, onu şahsen bilmiyorum.
Bugün nasıl 25-30 yıllık sorun geride kaldıysa ki geride kalması için de herkesin çaba sarf etmesi lazım. Bugün Meclis'te bu tablo ortaya çıktı, Meclis dışında bunu gerçekten hak etmemiz lazım siyaset kurumu olarak. Bu tabloyu kalıcı kılmamız lazım. Bu tablodaki anlayışı komisyonda da bu yönde değerlendirebilirsek, 60 madde 80, 90, 100, 120 olur.
Türkiye bir seçim atmosferine girdi. Seçim çalışmaları devam ederken anayasa çalışması yapmak fiilen imkansız. Zaman itibariyle zaten çok kritik noktaya girdik. Yeni anayasa yapabilseydik çok iyi olacaktı. Bunu yapamazsak Türkiye anayasadan kaynaklanan birçok sorunu yaşamaya devam eder.
Örneğin tutuklu milletvekilleri... Beyanat vererek bu sorunu çözemezsiniz. Sorunlara kaynaklık eden anayasa hükmü durduğu sürece sorunu çözemeyiz."
İçtüzük konusuna da değinen Çiçek, "Siyaset kurumu kendi hukukunu düzenleyemiyorsa, kendi kendine sıkıntı çıkarıyor demektir. Bunları değiştirmek bizim işimiz" dedi.
"Türkçe meselesini Türkiye halletmek mecburiyetinde"
Çiçek, "Önümüzdeki dönemde nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?" sorusu üzerine, milletlerin hayatında güzel fırsatların geldiği dönemlerin olduğunu, bu fırsatların kaçırılması halinde bir daha yakalanamayabileceğini ifade etti.
Çiçek, "Millet olarak önümüze çıkmış çok güzel fırsatlar var. Önemli riskler, sıkıntılar da var. Bu fırsatları bir kaçırdığınızda bir daha bu fırsatlar gelir mi gelmez mi bilemiyorum. Onun için bunları iyi değerlendirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye'nin ortaya koyduğu bir hedef olduğunu, buna "2023 vizyonu" denildiğini belirten Çiçek, aslında bunun doğru ifadesinin "2023 tasavvuru" olduğunu ifade etti. Yabancı kelimelere taşeronluk yapılmaması gerektiğine dikkati çeken Çiçek, "2023 tasavvurudur. Türkçe meselesini Türkiye halletmek mecburiyetinde. Başta devlet kurumlarımız, belediyelerimiz olmak üzere yabancı kelimelere taşeronluk yapıyoruz. Ankara'da, bu mülakatı yaptığımız yerin yanı başındaki iş merkezlerine bakın, uyduruk isimler. Bunları yapanlara bakarsak, hepsi de ülkesini seven insanlar. Niye, Türkçe mi kafi gelmiyor, dilimiz mi yetmiyor da böyle yabancı kelimelere taşeronluk yapıyoruz. Ümit ederim, hükümetimiz de bu konuda bir genelge mi yayınlayacak, başka türlü bir şey mi yapacak; herkesin biraz hassasiyet göstermesi gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 hedefi olduğunu ancak rakip ülkelerin hedefinin 2050 olduğunu belirten Çiçek, "O ülkeler, '2050'de dünya nereye gelecek' diye hesap yaparken, biz ancak 2023'ü planlayabildik. Türkiye vaktini boşa harcamaması lazım. Faydasız çekişmelerden, bilek güreşlerinden kurtulmamız gerekiyor. Elin oğlu 2050 için çalışma yaparken biz 2023 hedeflerini bile ıskalarsak o zaman karşımızdaki riskler bizi esir alır" dedi.