Çılgın Türkler yine şaşırtabilir
"Türkiye'nin yüzde 3 ila 4 büyüyeceğini öngörüyorum ama Çılgın Türkler yine şaşırtabilir" diyen Gedik Holding CEO'su Dr. Mustafa Koçak, Gedik Holding'in 2012'de 100 milyon dolarlık yatırımla döküm kapasitesini 5'e katlayacağını ve 250 milyon dolara ulaşan
Özlem ERMİŞ BEYHAN
O, Avrupa'daki finansal krizin Türkiye'yi 2012'de zorlayacağına dair görüşlere katılmıyor. Gedik Holding CEO'su Dr. Mustafa Koçak, "Ben kötümser görüşleri paylaşmıyorum. Ben Türkiye'nin yüzde 3 ila 4 büyümesini bekliyorum ama Çılgın Türkler yine şaşırtabilir" diyor. Koçak, işlerde son aylarda hiçbir yavaşlama gözlemlememiş. "Aralık 2011 bazında 3 vardiya ile çalışıyoruz" diyor. Koçak'ın olumlu bakışı dünya pazarında Türkiye'nin imajının sürekli güçlenmesinden kaynaklanıyor. "Avrupa ne kadar küçülse de bizim için önemli bir pazar ve Uzakdoğu'ya giden siparişlerinde Türkiye'ye yönelik ciddi bir kayma var" diyor.
Çin Avrupalıları büyük bir hayal kırıklığına uğrattı
Bir zamanlar Çin ve Uzakdoğu'yu ana tedarikçi olarak gören Avrupalıların çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını bizzat gözlemlediğini anlatan Koçak, "Made In China denildiğinde kaliteyi ifade eden bir logo değil bu, Çin bunu kıramadı. Bunun ötesinde Çin'in lojistiği, ticaret zorluğu Türkiye'yi önemli bir tedarik zinciri haline getirdi. 2012'de Türkiye'nin Avrupa sanayisine entegre konumunu güçlendireceğine inanıyorum" yorumu yapıyor. Ancak bu yolda Türk sanayicisine düşen de önemli görevler var: "Türkiye sanayicisinin mutlaka kalite, Ar-Ge ve inovasyon konusunda yapması gerekenler var. Buna orta ve uzun vadeli bakılması gerektiğine inanıyorum. Bunu yapmayan bir sanayi sektörü, bilgi üretmeyen, know how'ını yenileyemeyen sektörlerin konumlarını sürdüremeyebileceklerini düşünüyorum. Avrupalı partnerlerimizle aynı göz hizasında çalışacaksak onların kalite ihtiyacını karşılamak zorundayız."
Kapasitesini 2012'de 5 kat artıracak, tamamını satacak
Gedik Holding işte tam da bu nedenle 2012 yılında yeni döküm tesisini faaliyete geçiriyor. Kapasiteyi bir anda 5 kata çıkaracak bir fabrika bu. Gedik Holding'in 2012'de yüzde 30 gibi çok yüksek bir büyümeyi hedefleyebilmesinin de ana nedeni. Koçak yeni yatırımı şöyle anlatıyor:
"Gedik Holding çok cesaretli yatırımlar yapan bir şirket. 2009 krizinde yatırım yaptı. Bu bizi tanımlayan karakteristiklerimizden biri. 2012'de de yatırımlarımıza devam edeceğiz. Sektörümüzde büyümeyi hedefliyoruz. Bildiğimiz işte yatırım yapacağız. Adapazarı Hendek'te, Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi'nde 250 milyon dolarlık bir yatırım paketimiz var. Birinci faz tamamlanmak üzere. Bir Alman heyeti orayı geziyor şu anda. Buraya ilk olarak kum döküm fabrikamızı götürüyoruz. Döküm kapasitemizi 5 katına çıkarıyoruz. Ocak ayı itibarıyla Hendek'teki modern tesisimizi faaliyete geçiriyoruz."
Kum döküm klasik bir sektör olmasına rağmen burada bir fırsat gördüklerini anlatıyor Gedik Holding CEO'su. "Avrupa döküm emek yoğun bir sektör olduğu için buradan çekiliyor. Biz bu anlamda bir ihracat potansiyeli görüyoruz. Eskiden Uzakdoğu'ya, Hindistan'a giden Avrupalı şirketler şimdi bize geliyor. Bu nedenle 2012'de 25 bin tonluk bu yeni tesisimizle iyi sonuçlar alacağımızın göstergelerini şimdiden alıyoruz" diyerek içi dolu bir iyimserlik içinde olduğunu belirtiyor. Aldığı siparişler Gedik'e 5 kat artsa da 2012'de kum döküm kapasitesinin tamamını doldurabileceğini gösteriyor. Koçak, şöyle devam ediyor: "Biz Avrupa küçülüyor kötümserliğini paylaşmıyoruz. Bizim yaptığımız ürün olmazsa olmaz. Bizim ürünümüzün kalitesi bir barajın, köprünün, termik santralın, binanın kalitesini belirler. Oradaki kaynak iyi kalite olmalı. Gedik, kendi Ar-Ge'sini ve know-how'ını oluşturan bir firma. Şimdi onun meyvalarını yiyoruz."
Yüzde 30 büyüme ile yatırımın meyvesi toplanacak
Gedik Holding'in 2012 yılında imza atacağı bir diğer yatırım ise vana fabrikası. Ayrıca hassas döküm denilen komplike, küçük fakat pahalı parçaları üretmek için yeni bir fabrika daha kuracak. Bu iki tesisin de 50 milyon dolarlık yatırım anlamına geldiğini belirten Koçak, "2012'nin içinde yeni kaynak fabrikamızı Sakarya'da olaştıracağız. 40 milyon dolarlık bir yatırım da bu olacak. 2012'de 100 milyon dolarlık bir yatırıma start vermiş olacağız böylece" diyor.
Gedik Holding 2011 yılında hedeflerini aşarak cirosunu 250 milyon dolara taşımış. Koçak 2012'de planlanan tüm bu yatırımlar sonrası Gedik Holding'in 2012 yılında büyüme hedefini yüzde 30 olarak açıklıyor. "Yeni yatırım devreye girecek. Bu bize bir ivme katacak. Bu kapasite artırımı yaptığımız yatırımın harekete geçeceği bir yıl olacak. Hem Pendik'de, hem de Sakarya'da üretime devam edeceğiz" diyen Koçak, Türkiye'yi büyük bir fırsat ülkesi olarak görüyor. "Ara elemanları şu anda yeterli değil ama potansiyelini iyi kullanabilirse 2020'lerde Türkiye çok farklı bir konuma gelecektir" diyor.
Çift haneli enflasyon tadımızı biraz kaçırdı
Gedik Holding CEO'su, 2011'in çok iyi bir yıl olduğunu açıklıyor. Ancak son bir iki ay genel ekonomi açısından biraz keyifleri kaçırmış. "2011 yılı güzel bir yıldı. Gerek cari açık, gerek enflasyonun yükselmesi nedeni ile son ay biraz tadımızı kaçırdı. İki haneli bir enflasyona ulaşarak seneyi başladığımız gibi iyi bitirmemiş olduk. Cari açıktaki fazlalık ve bunun ekonomi üzerindeki gölgesi bizi son çeyrekte oldukça rahatsız etti. Bunun yanında biz Gedik Holding olarak iyi bir yıl geçirdik. 2011'i hedeflerimizin üzerinde kapatıyoruz. Bu bizim 2012'ye her şeye rağmen olumlu bakmamıza yol açıyor. Biz imalat sanayiinin ana girdilerinden olan kaynak elektrotları, telleri, saf malzemesi, vana veriyoruz. İmalat sanayiinde rekor seviyesine ulaşılması bizi elbette olumlu etkiledi. Yurtdışı dinamikleri Türkiye için çok iyiydi."
Gedik Holding ihracatta Arap Baharı ile yaşanan ticari olumsuzluklara rağmen yeni pazarlar peşinde koşmuş. "Azerbaycan, Gürcistan pazarlarında çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Türki cumhuriyetlere odaklandık. Petrolle yarattığı gelirle, talep artışı olan ülkelere ihracat için çalışmalar yaptık" diyen Koçak Kuzey Afrika'ya dair 2012'ye dair de çok umutlu değil. Koçak, "Kuzey Afrika ülkelerinde bizi zorlu bir 2012 bekliyor. Bu pazarın eski konumuna dönmesi biraz zaman alacak. Kuzey Afrika ülkelerindeki istikrarsızlık başka pazarlara ağırlık vermemizi zorunlu kıldı. Uzak Asya ülkelerine, Türki Cumhuriyetlerine, Rusya’ya ağırlık verdik. Diğer taraftan hızlı büyüyen ve yabancı yatırımcılar için çekim merkezi olan Afrika kıtası bizim için orta ve uzun vadede önemini koruyor…" diyor.
İnovasyona odaklanırsa Türkiye bir Kore olabilir
"Cari açığı önleyebilmek için uzun vadede inovasyona yatırım yapmalıyız. A ve B ürünlerini yaparken hala C ve D ürünlerini almamız gerekiyorsa bunu sürdüremeyiz. Türkiye'de cari açığı kapatabilmek için know-how katarak bunu bir artı değer haline getirmeliyiz. Burada Kore örneği mutlaka incelenmeli. Türkiye bu iç dinamiği ve insan gücü ile doğru stratejiler izlerse bir Kore olabilir.
Ürettiğimiz ürünler cari açığı azaltan ürünler. Yerli malı kullanımını özendirici, bunu şart koyucu, yerlileştirme projelerinin tüm sanayi sektörlerinde mutlaka olması gerektiğini düşünüyorum. Milli tren projesi mutlaka olmalı diye düşünüyorum. 30 yıl yurtdışında kaldım. 2009'a kadar İngiltere ve Almanya'da mühendislik, yöneticilik yaptım. O ekonomilerin nasıl kıskançça korunduğunu yaşayan bir insanım. Türkiye'nin de kendi girdileri ve kendi insan gücüyle oluşturduğu ürünleri kullanılmasının gerekli olduğuna inanıyorum."
Tek tedirginliğim komşularla olan ilişkilerimiz...
2011 yılında sizi en çok ne zorladı?
Zorladı demek biraz ağır olur ama geçen yıl hammadde fiyatlarında ve döviz kurlarında oynaklık operasyon anlamında en büyük zorluktu. Fiyatları müşterilere yansıtma açısından zorluklar yaşadık.
2012'ye dair bir tedirginliğiniz var mı?
2012 ile ilgili tek tedirginliğim komşularımızla olan ilişkilerimizin durumu... Suriye, İran ile ilgili gelişmeler tedirginliğimin ana nedenleri. Türkiye'nin yakaladığı dinamizm tdirginliğe yer açmayacak kadar güçlü. Türkiye güzel bir imaj yarattı Avrupa'da. Cari açık kamburumuz olsa bile iç dinamiğimiz akıllı biçimde kanalize edilebilirse eksilerimizi artıya çevirebilme şansına sahip olacağız.
Karadeniz'de santral yapan Çinliler pirinçlerini bile Çin'den getirdi
"Çok acı deneyimlerimiz oldu. Bir enerji santraline gitmiştim. Karadeniz kıyısında bir termik santral. Biz yerli üretici olarak hiçbir ürünümüzü veremedik. Bütün santral Çin'den anahtar teslim alındı. Çalışanlar pirinçlerine kadar Çin'den getirmişti. Oradaki esnaftan bile alışveriş yapmadılar. Malzemeler, çalışanlar Çin'den... Bunun olmaması gerektiğine inanıyoruz. Bunu bakanlıktan yetkililerle de paylaştık. Böyle olayların olmaması için atılan adımları coşku ile karşılıyoruz. Yerli malı kullanılmasına dair genelgenin olumlu sonuçlarını yaşamayı dört gözle bekliyoruz."
Yabancı firmalar 'yerli' genelgesini yönteme uydurmaya çalışacak
"Yurtdışından girdi verenler yerli ürün kullanma yolundaki genelgeyi yöntemine uydurmaya çalışacaklardır. Teknik spesifikasyonları yurtdışı ürünlerine yönelik yazılmasına çalışacaklardır. Örneğin bir Nabuco projesinde belirlenen teknik spesifikasyonlar ürünlerin yurtdışından gelmesine yönelik olursa bu çok yazık olur. Buna meydan verilmemesi lazım. Siz tedarikçi bir projenin ürünlerini aldığınız zaman teknik spesifikasyonlara, şartlara göre almalısınız. Bu şartlar oluşturulurken Türkiye'de üretilen ürün olacak kaydının konulması gerekir. Siz herhangi bir proje için bir teknolojinin yeterli olduğu ortadayken, şu olsun derseniz, onun tedariği aşamasında 'bu teknik şartnameye uymuyor' diyebilmenin yolunu açmış olursunuz. Bu çok üzücü olur. Bu tip girdaplara kapılmamak gerektiğine inanıyorum.".