Çin, ekonomisini dönüştürerek hızlı büyümeye devam edecek

Helen WONG - HSBC Holdings PLC, Çin CEO’su

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Çin ticaret ve ekonomisini yeniden şekillendirerek büyümeye devam edecek. Çin piyasalarında yakın zamanda yaşanan volatilite temel tabloyu değiştirmedi. Çin, Asya ülkeleriyle ticarette lider konumunu sürdürecek, ticari bağlantılarını şekillendirecek ve yeni kalkınma girişimleriyle ekonomik büyümesini hızlandıracak ve dönüştürecek. 

Ülkenin ileriki yıllarda devam edecek olan ekonomik gelişimi yurt dışına yapılan yatırımlardan olduğu kadar, yurt içindeki iyileşmeden de kaynaklanacak. Birçok liman inşasından, robot teknolojisi ve elektrikli araçlardan bahsediyoru olacağız. Öte yandan ekonominin tanımında, geçmiş yıllardaki ucuz oyuncaklardan, ucuz tekstilden ve ucuz elektronikten daha az bahsedilecek. 

Oxford Economics'in HSBC için gerçekleştirdiği son Ticaret Tahminleri araştırması Çin'in ticaretinin – dolayısıyla ekonomisinin – nasıl evrimleşeceği ve büyüyeceğine dair bir tablo çiziyor. Kısa vadede ekonomik büyümenin yavaşladığı mevcut görünüme rağmen, Oxford Economics önümüzdeki on – yirmi yılda Çin için sağlam bir büyüme hızı öngörüyor. Araştırma Çin'in ekonomik değer zincirini yükseltmesinin tüketime dayalı bir ekonomiye dönüşümü destekleyeceğini ve ihracat büyümesinin kapsamının genişleyeceğini öngörüyor. 

Bu değişimleri sürdürmek ekonomik politikaların en önemli iki ögesi olacak: 'Tek Kemer, Tek Yol' girişimi, Çin'in dış ticaret ve yatırımlarına odaklanırken, 'Made in China 2025' yurtiçi üretim kapasitesini bir üst seviyeye çıkartmaya odaklanıyor olacak. 

Birincisi, 'Tek Kemer, Tek Yol' projesi Çin'in ticaret ortaklarıyla, özellikle de Asya'lı komşularıyla ekonomik ilişkilerini, bir dizi ulaşım ve altyaı projeleri ağıyla güçlendirecek bir planın haritasını çıkartıyor. 'Kemer', Çin'in iç kesimlerini orta Asya üzerinden Avrupa'ya bağlayan İpek Yolu'nu temsil ediyor. 'Yol' ise Güneydoğu Asya'yı, Okyanusya'yı ve Doğu Afrika'yı kapsayan Deniz İpek Yolu'nu temsil ediyor. 

Asya'nın kentsel altyapı ihtiyacı 2030'da 11 trilyon dolar olacak 
Amaç, ürün, hizmet ve sermayenin kolayca akmasını sağlamak. Ki bunun karşılığında yurtiçi ve yurtdışı talep desteklenerek Çin ekonomisinin modernleşmesine yardımcı olunacak. Asya'daki kentsel altyapı ihtiyacı için 2030 yılının sonuna kadar toplam 11 trilyon dolar yatırıma ihtiyaç duyulması öngörülüyor. 

Bazı ülkelerin ekonomik büyümeyi destekleyecek elverişli altyapı eksiklerinin hayli eksik olduğu noktada, Çin'in bu projelere finansman desteği sağlayacak uzmanlığı, fonu ve kapasitesi var. 
Pekin Güneydoğu Asya ve Orta Asya'da yüksek hızlı trenyolları, köprüler ve limanlar gibi büyük inşaat projelerini destekleyecek bir İpek Yolu Fonu kurmak için 40 milyar dolarlık bir başlangıç yatırımı tahsis edeceğine dair taahhütte bulundu. Buna ek olarak Çin 57 kurucu ülkenin de desteğiyle uluslar üstü finans kuruluşu Asya Altyapı Kalkınma Bankası'nı kurdu. AIIB başlangıç olarak 50 milyar dolarlık kayıtlı sermayeyle kuruldu ve bu sermayenin er ya da geç 100 milyar dolara yükseleceği belirtildi. 

İkincisi, 19 Mayıs'ta duyurusu yapılan 'Made in China 2025' politikası gelişmiş sanayileri teşvik etmeyi ve ekonomiyi son yirmibeş yıldır muazzam büyümesini ateşleyen düşük değerli imalat modelinden uzaklaştırmayı hedefliyor. Bu Çin'in ucuz ihracat, yatırım ve ağır yük, düşük katma değerli imalattan ziyade daha çok hizmetlere ve son teknolojiye sahip üretime dayalı ekonomi vizyonunun bir parçasıdır.

Çin hükümeti 'Made in China 2025' kapsamında, bilişim teknolojileri, robot teknolojileri, hava- uzay, trenyolları ve elektrikli araçların da dahil olduğu on en gelişmiş teknoloji sektörünü destekleme kararı aldı. Pekin 2013 yılında yüzde 0.88 seviyesinde olan imalat gelirlerinden araştırmaya ayrılan bütçe oranını 2025 itibariyle 1.68'e çıkarmayı hedefliyor. Bu strateji Çin'in imalat sektörünü katma değer zincirinde bir üst seviyeye çıkartacak ve ülkenin ihracat büyümesini ateşleyecek. 

Oxford Economics'in raporuna göre Çin'in imalat sektörü kalkınmaya devam ediyor ve yurtiçinde gittikçe daha fazla yüksek katma değerli ürün üretiliyor. 

Çin katma değer zincirinde yükseldikçe, imal ürünlerin ihracat büyümesindeki payının artması bekleniyor. Makine aksamı ve taşımacılık ekipmanları 2020-2030 aralığında öngörülen toplam mal ihracının yaklaşık yüzde 50'sini oluşturarak Çin'in en büyük ihracat sektörü olarak kalmaya devam edecek. Öte yandan, ithalat cephesinde Çin'in zinde ekonomik genişlemesi ve daha tüketime dayalı bir büyümeye doğru dengelenmesi, yüksek kaliteli ürün ve hizmetlere olan talebi güçlendirecek. Örneğin, taşıma ekipmanlarının önemi artacak ve bilişim ve teknoloji ekipmanları ithala talebinin lokomotiflerinden biri olmaya devam edecek. Fakat endstriyel makineler açık ara farkla en büyük ithalat kategorisi koltuğunda oturmaya devam edecek. Makine ithalatının 2030 yılına kadar gerçekleşen toplam ithalat büyümesinin yüzde 29'unu oluşturulacağı öngörülüyor. 
Çin'in ekonomik dönüşümünün diğer motorlarından biri de vatandaşlarının refahının artıyor olması. Önümüzdeki on yıl içinde orta sınıf tüketicilerinin sayısı 250 milyondan 600 milyona yükselecek. Bu orta sınıf, harcamaları ve kapsamlılıkları arttıkça, daha yüksek kaliteli ürün ve hizmetlere olan talebi de artıracaklar. 

Gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerden ithalatı hızla artacak 
Oxford Economics Çin'in 2030 yılı itibariyle, çok geniş bir ürün yelpazesinde en büyük ithalatçılardan biri olacağını öngörüyor. Öte yandan bu ürünlerin muhtemelen gelişmiş ülkelerden veya Güney Kore gibi yeni sanayileşmiş ekonomilerden tedarik edileceği belirtiliyor. 

Bu trend gelişmiş ekonomilerle Çin arasındaki mevcut akışlardaki dengeyi tekrar kurmaya yardımcı olacak ve Çin'i küresel talep için daha da önemli bir hale getiecek. Giderek daha eğitimli hale gelen iş gücü ise küresel inovasyon için çok önemli bir güç haline gelecek. 

Çin ekonomisi, geçmişin iş gücü yoğun süreçlerinden, bilgi temelli ve yüksek katma değerli imalat ve hizmetlere, yurtiçi tüketimi artıran sağlam bir orta sınıf oluşturmaya, sınırlar arası ticareti liberalleştirmeye ve ticaret hacmini daha da artırmaya doğru büyük bir dönüşümünün tam ortasında. 

Çin'in küresel ticaret üzerindeki etkisi artmaya devam edecek. Sadece bölgesel altyapı yatırımlarının ana kaynağı olma rolüyle değil, dünyanın ürettiği ürün ve hizmetler için hızla çok heybetli bir pazaryerine dönüşmesiyle de bu etkisi büyümeye devam ediyor olacak.