Çin'de beşinci kuşak liderler işbaşında

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Prof. Dr. Seriye SEZEN

Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Üyesi
seriyesezen@hotmail.com

Çin Halk Cumhuriyeti'nde mart ayında yapılan 12. Ulusal Halk Kongresi (Parlamento) toplantısı sonucunda başta devlet başkanı ve başbakan olmak üzere, yasama, yürütme ve yargı organlarının üst düzey yöneticileri yenilendi. Böylece, geçen yıl kasım ayında yapılan Çin Komünist Partisi (ÇKP) Ulusal Kongresi sonucunda ÇKP kadrolarının yenilenmesiyle başlayan süreç, devlet yöneticilerinin atanmalarıyla tamamlandı ve Çin yeni bir döneme girdi.

Çin'de liberal demokrasilerde olduğu gibi resmen bir erkler ayrımı olmasa da, uygulamada erkler arasında bir ayrışmadan söz edilebilir. Yasama yetkisi, yaklaşık 3 bin üyeden oluşan Ulusal Halk Kongresi tarafından, yürütme yetkisi de Devlet Başkanı ile Devlet Konseyi (hükümet) tarafından kullanılmaktadır. Yargı düzeni ise Halk Mahkemeleri ve Halk Savcılıkları eliyle yürütülmektedir.

Yılda bir kez toplanan Ulusal Halk Kongresi (UHK); hükümetin yıllık raporunu onaylamak, temel yasaları kabul etmek, yasama, yürütme ve yargı organlarının yöneticilerini seçmek gibi işlevlere sahiptir. 2.987 üyeyle toplanan 12. UHK'de, işçiler ve çiftçiler (göçmen işçiler  dâhil) 401 (%13.42) üye ile temsil edildi. UHK üyeleri arasında Çin'in en zenginleri listesinde yer alan 90 kişi de (%3) vardı.

Beşinci kuşak liderler: Xi Jinping ve Li Keqiang

Çin Halk Cumhuriyeti'nde devlet başkanı, başkan yardımcısı ve başbakan, UHK tarafından beş yıllığına seçilmekte ve en fazla iki dönem görev yapabilmektedirler. Hu Jintao ve Weng Jiabao emekli olurken, beklendiği gibi devlet başkanlığına ÇKP Genel Sekreteri Xi Jinping (60), başbakanlığa da Li Keqiang (57) atandı. Her iki lider de, 2007'de ÇKP Politbüro Daimi Komitesi üyesi olmalarından beri bu görevler için en güçlü adaylardı. Kasım 2012'de yapılan ÇKP Kongresi'nden sonra da neredeyse bu atamalar kesinleşmiş gibiydi.

Zemin'den itibaren devlet başkanları ve başbakanların iki dönem görevde kalmaları olağanlaştığından, Çin'in 2023 yılına kadar Xi ve Li'nin liderliğinde yönetilmesi bekleniyor. Devlet başkanı yardımcılığına Li Yuanchao, UHK Daimi Komitesi  Başkanlığı'na ise Zhang Dejiang atandı.

Kimya mühendisi olan ve hukuk doktorası diplomasına sahip Xi, 2002'den itibaren ÇKP Merkez Komitesi üyeliği, 2007'den itibaren Politbüro Daimi Komitesi üyeliği ve Merkezi Parti Okulu Başkanlığı, 2008'den bu yana da devlet başkanı yardımcılığı yapmaktaydı. Kasım 2012'den beri partinin Merkezi Askeri Komisyonu Başkanı da olan Xi, Çin'e yön veren üç erkin (parti, devlet ve ordu) yönetimini elinde topladı.

Xi, devlet başkanlığına atanmasının ardından yaptığı konuşmada, halkı ön plana alan bir politika sözü verdi. Çin halkının, fırsat eşitliği, gönençli bir yaşam ve kalkınmanın nimetlerinden yararlanma hakkı olduğunu vurgulayan Xi, halkın beklentilerini gerçekleştirecek bir "Çin rüyası" ve ulusal yenilenme sözü vererek herkesi bu rüyayı gerçekleştirmek için çaba göstermeye çağırdı.

Yeni Başbakan Li'ye gelince. Hukuk eğitimi görmüş ilk başbakan olan Li, ülkenin en geniş tarım eyaleti olan Henan ile Liaoning gibi büyük sanayi eyaletinde görev yapmış bir yönetici. Li 2008'den bu yana Başbakan Yardımcılığını yürütmekteydi.

Li ilk basın toplantısında, hükümetin önündeki öncelikleri; büyümeyi sürdürmek, yaşam koşullarını iyileştirmek, sosyal adaleti korumak ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek olarak belirtti.

Yeni kabine

Çin'de bir tür bakanlar kurulu olan Devlet Konseyi, başbakanın başkanlığında, başbakan yardımcıları, bakanlar, komisyon başkanları, devlet bakanları, Devlet Konseyi Genel Sekreteri ve Mali Denetim Dairesi (Sayıştay benzeri) Başkanı'ndan oluşmaktadır. Başbakanla birlikte Konsey üyeleri de önemli ölçüde yenilendi.

Başbakan yardımcılıklarına, Zhang Gaoli, Wang Yang, Mai Kai ile kabinenin tek kadın üyesi olan Liu Yandong atandı. Dışişleri Bakanlığı'na ise Asya uzmanı olarak bilinen ve 2004-2007 yılları arasında Japonya Büyükelçiliği yapmış Wang Yi atandı. Japonya ile Çin arasında Diaoyu/Senkaku adaları üzerindeki anlaşmazlığın sürdüğü bir dönemde, Japonca bilen ve Japonya'yı iyi tanıyan Wang'ın Dışişleri Bakanlığı'na getirilmesi dikkat çekti. Ticaret Bakanlığı'na, doktorasını Fransa'da yapmış Gao Hucheng, Maliye Bakanlığı'na ise Çin Yatırım Bankası'nın başkanlığını yapmış Lou Jiwei atandı. 10 yıldır merkez bankası başkanlığı yapan ve "piyasa sorunu çözebiliyor ise bırakınız çözsün" felsefesine bağlı olan Zhou Xiaochuan yerini korudu.

Kamu yönetiminde yeniden yapılanma

Ulusal Halk Kongresi, atamaların yanı sıra merkezi yönetim kuruluşlarının yeniden yapılandırılmasını öngören düzenlemeleri de onayladı.

Çin'de merkezi yönetim; bakanlıklar ve bakanlığa denk komisyonlar ile genel müdürlük, daire gibi çeşitli örgütlerden oluşmaktadır. Mao sonrası dönemde, kamu yönetimi bir dizi yeniden yapılanmaya tabi tutuldu. 1982'de 52 olan bakanlık ve komisyonların sayısı, sonuncusu 2008'de yapılan düzenlemeler ile 27'ye indirilmişti. Ayrıca, Batı örgütlenme modeli esas alınarak, komisyonların sayısı bakanlıklar lehine azaltılmıştı. Ekonomik politikalardaki değişimin izdüşümünü yansıtan yönetsel reformların hedefi, kamu örgütlerinin makro düzenleme ve denetleme işleviyle sınırlandırılmasıdır. Nitekim görev çakışmalarının ve bürokrasinin azaltılması, işlemlerin basitleştirilerek hizmetlerde etkililiğin arttırılması gibi gerekçelerle yapılan son düzenlemenin de, "makro düzeyde yönetsel kapasitenin artırılmasına, mikro yönetsel konuların piyasaya ve topluma bırakılmasına" yönelik olduğu Başbakan Li tarafından açıklandı.

Yeniden yapılandırmanın yönü: Merkezileşme

Kamu örgütlerinin yeniden yapılandırılmasının yönü "merkezileşme"dir. Farklı kurumlar eliyle görülen bazı kamu hizmetleri tek çatı altında toplandı.
Sağlık Bakanlığı ve Demiryolu Bakanlığı kaldırılarak, bakanlık ve komisyon sayısı 27'den 25'e indirildi. Ulaştırma, medya, gıda ve ilaç, sağlık ve aile planlaması, elektrik ile kıyı yönetimi alanlarında yapılan birleştirmeler sonucunda bazı bakanlık ve komisyonlar daha yetkili hale geldi.

Demiryolu Bakanlığı ile Ulusal Demiryolu Bürosu ve Çin Demiryolu Şirketi kaldırılarak işlevleri Ulaştırma Bakanlığı'na aktarıldı. Demiryolu Bakanlığı yakın dönemde yolsuzluklarla gündeme gelmiş ve 2011'de, dönemin bakanı yolsuzluk nedeniyle görevden alınmıştı. Öte yandan yüksek hızlı tren yatırımları nedeniyle bakanlığın borcu 2,7 trilyon yuana ulaşmıştı. Bu yapılanma sonucunda demiryolu sektörünün yönetimi ile ticari işlevlerinin ayrıştırılması amaçlanıyor. Yönetim Ulaştırma Bakanlığı'nda kalırken, ticari işlevler, 165 milyar dolar sermaye ile kamu işletmesi olarak yeni kurulan Çin demiryolu şirketince yerine getirilecek. 2008'deki düzenlemede kara, deniz ve hava taşımacılığını bünyesinde toplayan Ulaştırma Bakanlığı, böylece her tür taşımacılıkta yetkili konuma geldi. Çin'de 1980'de 49 bin 900 km olan demiryolu ağı günümüzde ikiye katlanmış durumda. Halen yüksek hızlı tren (YHT) hattında dünyada ilk sırada olan Çin, Pekin ve Guangzhou'yu birbirine bağlayan 2 bin 300 km'lik dünyanın en uzun YHT hattını da geçen yıl hizmete açmıştı.

Medya sektörünün iki düzenleyici örgütü, Basın ve Yayın Genel Müdürlüğü ile Devlet Radyo, Film ve Televizyon Müdürlüğü; Devlet Basın, Yayın, Radyo ve Televizyon Genel Müdürlüğü adıyla birleştirildi. Çin'de halen basın-yayın sektörü kamu tekelinde olmakla birlikte, işletme hakkının verilmesi suretiyle özelleştirilmektedir.

Gıda ve ilaç yönetimi de yeniden yapılandırıldı. Bu sektörde örgüt sayısı azaltılarak, yetkiler, gıda ve ilaç güvenliğini artırmak amacıyla Gıda ve İlaç Genel Müdürlüğünde toplandı.

Sağlık Bakanlığı ile Ulusal Nüfus ve Aile Planlama Komisyonu, Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu adıyla birleştirildi. Tek çocuk politikasının izlendiği Çin'de hem kadın-erkek nüfus dengesinin kadınlar aleyhine bozulması hem de nüfusun yaşlanması (%13) sonucunda üretken nüfusun azalma tehdidi karşısında bu politikanın esnetilmesi tartışılmaktadır.

2003'te, elektrik sektörünün düzenleyicisi olarak kurulan Elektrik Düzenleme Komisyonu, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'na bağlı kuruluşu olan Ulusal Enerji Bürosu ile birleştirildi. Elektrik Düzenleme Komisyonu'nun sektör üzerindeki etkisi zaten tartışmalı idi. Asıl yetkinin, ekonomi yönetiminin güçlü kuruluşlarından Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu olduğu öne sürülmekteydi. Bu yapılanma ile bir anlamda fiili durum resmileşmiş oldu.

Bir deniz gücü olmayı da hedefleyen Çin, komşu ülkelerle Güney Çin Denizi adalarına ilişkin yaşadığı anlaşmazlıkların ardından, resmi haritasını değiştirerek bu adaları net biçimde kapsayan yeni bir harita yayımlamıştı. Son düzenlemede kıyı güvenliği yönetimi de yeniden yapılandırıldı. Farklı kurumlarca kullanılan deniz güvenliği ile ilgili yetkiler (sınır kontrolü, balıkçılık, kaçakçılıkla mücadele), yönetimde birliği sağlamak amacıyla, kıyıların yönetiminden ve denetiminden sorumlu Devlet Okyanusya Dairesi'ne aktarıldı.

Sonuç

Siyasal rejimini koruyarak piyasa ekonomisine yönelen Çin'de iktidarın kaynağı (ÇKP) değişmemekle birlikte yönetim kadrolarının seçimi, nitelikleri ve iktidar süreleri önemli ölçüde değişime uğramıştır. Batı yazınında "demokrasi yoksunu" Çin'in bir holding gibi yönetildiği, ÇKP Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı'nın bu holdingin CEO'su olduğu yönünde değerlendirmeler vardır. Bu değerlendirmelerin, Batı kapitalizminin yaşadığı krizden çıkış için bazı Avrupa ülkelerinde seçilmiş iktidarların yerlerini teknokrat hükümetlere bırakması karşısında herhalde yeniden yorumlanması gerekecektir. Ama Çin'in, parti ve devlet yönetiminde uzmanlığı yücelten, teknokrat bir devlete çevrildiği gerçektir. Yönetim kadrolarının genel özelliği, ülkenin seçkin üniversitelerinden diplomalı olmalarıdır. Sistem, biçimsel olarak siyasal rejimin dayandığı sınıfları, işçileri, köylüleri yerel/ulusal siyasette dışlamamakla birlikte yönetim, artık uzman ve teknokratlarındır.
Bununla birlikte, önceki kuşaklar gibi, yönetime gelen beşinci kuşak da sosyalist Çin'de dünyaya gelmiş, sosyalist eğitim sisteminden geçmiş; gençliklerinden itibaren ÇKP'nin taban örgütlerinden başlayarak hem parti hem de devlet yönetiminde yerel ve ulusal düzeylerde deneyim kazanmış kişilerdir. Kadrolar parti okullarında, kuramsal bilgi ile uygulama deneyiminin dengelendiği liderlik eğitimlerinden geçirilmekte, değerlendirme ve yükselmeleri de performanslarına göre yapılmaktadır.

Güçlü ve karizmatik bir kişinin yaşam boyu süren liderliği de sona ermiş durumdadır. Kolektif liderliğe dayalı bir yönetim anlayışının yanı sıra getirilen emeklilik sistemiyle sistem yönetim kadrolarının sürekli yenilenmesini sağlamaktadır.

Bir başka özellik, ülkenin sosyalizmden kapitalizme yönelişinde olduğu gibi liderlerin yetişmesinde de uzun ve aşamalı bir sürecin izlenmesi; bir liderin, gerekli yetiştirme sürecinin ardından bu konuma gelmesidir. Örneğin, eski Devlet Başkanı Hu Jintao 1998'de devlet başkanı yardımcılığına, 2003'te Jiang Zemin'in emekli olmasıyla devlet başkanlığına atanmış ve 10 yıl görevde kalmıştı.

Xi ve Li ikilisinin, seleflerine oranla daha medyatik bir görüntü ve söylem bazında halka daha yakın bir tutum sergileyecekleri anlaşılmaktadır. Ancak bu üslup farklılıklarının dışında temel politikalarda köklü bir değişim beklemek, ulusal politikaların yönünün Parti kongrelerinde belirlendiği dikkate alındığında gerçekçi olmayacaktır. Gerek oluşturulan yeni kadro gerekse kamu yönetimindeki yeni yapılanmalar, izlenen liberal politikalarda bir sapma işareti vermemektedir. Çin 2004 yılında yeni bir büyüme modeli benimsemiştir. Bu model, ucuz işgücüne, katma değeri düşük üretime ve ihracata dayalı birikim modelinden nitelikli emeğe, yüksek teknolojiye, iç tüketime daha çok dayanan üretime ve gelirin adil paylaşıldığı bir toplumsal yapıya geçiştir. Yeni yönetimin önündeki en önemli sorun ekonomik büyümenin kalkınmaya dönüştürülmesi ve toplumsal eşitsizlikler, yolsuzluklar karşısında ÇKP'nin meşruiyetinin korunmasıdır. Yeni yönetimin önündeki bir diğer uzun vadeli hedef; ülkenin ekonomik gücünün sürdürülmesinin yanı sıra bu gücün; askeri, siyasal, bilimsel, teknolojik ve kültürel, kısaca, ülkeyi küresel bir güce dönüştürmeyi sağlayacak alanlarda da ilerlemenin sağlanmasıdır.