Cumhurbaşkanı Gül'e veto çağrısı

BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Gül’e internet düzenlemesini veto etme çağrısında bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Sayın Cumhurbaşkanı, internet ile ilgili düzenlemeleri içeren yasanın, haber alma hakkını, ifade özgürlüğünü engelleyen, fişleme yetkisi tanıyan maddelerini veto edip TBMM'ye geri göndermeli" çağrısında bulundu. 

Demirtaş, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmada, internetle ilgili düzenlemelerin TBMM aşamasında geri çekilmesi için çalıştıklarını ancak bunların AK Parti'nin çoğunluğu ile geçtiğini kaydetti. 

Cumhurbaşkanı makamının bu tür durumda demokrasi içerisinde bir emniyet supabı görevi gördüğünü ifade eden Demirtaş, "Sayın Cumhurbaşkanı, internetle ilgili düzenlemeleri içeren yasanın, haber alma hakkını, ifade özgürlüğünü engelleyen, fişleme yetkisi tanıyan maddelerini veto edip TBMM'ye geri göndermelidir" dedi. 

Cumhuriyet döneminde hiçbir zaman medyanın özgür olmadığını dile getiren Demirtaş, 2007'den sonra en amansız en zalimce sansür uygulamalarının hayata geçirildiğini öne sürdü. 

Demirtaş, "Hiçbir dönemde Erdoğan döneminde olduğu kadar basına müdahale yaşanmadı. Sansür her zaman vardı ama Fas'ta oturup televizyon izlerken bile eleştiriye tahammül edemeyip telefon açacak kadar sansür anlayışı bu ülkede gelişmemişti. Hiçbir dönem bir Başbakan, bu kadar açık, cüretkar biçimde genel yayın yönetmenlerine, patronlara ayar vermeye çalışmadı" diye konuştu. 

TRT'nin BDP'den 40 kat fazla AKP haberi yaptığını savunan Demirtaş, TRT'nin "AKP kanalı haline geldiğini" savundu. Demirtaş, şunları söyledi: 

"Her kanalda Başbakan'ın Fatihi var. Her yeri fethetmiş. Bunun dışına çıkmaya çalışanlar ya işinden olmuşlar ya da vergi kıskacıyla, mali baskılarla karşılaşmışlar, itibarsızlaştırılmışlar, RTÜK baskısı uygulanmıştır. 

Bizzat rüşvet parasıyla kanal satın almak yetmedi bunlara. Kendi iş adamlarına kurdurdukları kanallar yetmedi. AKP'nin onlarca ulusal, yüzlerce yerel kanalı vardır. Bizzat AKP parasıyla kurulmuş kanallardır bunlar. Gayri resmi olarak sahibi AKP'dir. 

Başbakan 'Biz iktidara geldiğimizde 20 bin internet kullanıcısı vardı, şimdi 34 milyon, biz interneti bu kadar destekledik' diyor. Böyle bir çarpıtma olabilir mi? Ona bakarsanız Abdülhamit döneminde hiç internet kullanıcısı yoktu. İnternetin 15-20 yıllık yaygınlaşma süresi var. Bunu da kendine bağlıyor. 'Ben icat ettim' diyecek de yüzü tutmuyor.  

'Deniz Baykal'ın kasetlerini yarım saat içinde engelledim' diyor. Madem böyle gücün var, 4 yıl önce sen bunu yarım saat içinde durdurabiliyorsun, bu yasaya ne gerek var? Hemen ardından 'bu yayınları durdurmamız 5 gün sürüyor' diyor. O mu doğru bu mu doğru? Çocukları ve kadınları korumak istiyorsanız bu mevcut yasalarda var zaten. Yetki tanınmış ve TİB bu yetkiyi kullanabiliyor ancak dertleri, ortaya çıkan ses kayıtlarının, görüntülerin toplum tarafından hızlı şekilde öğrenilmesini engellemek.

"Mağduriyetten oy dönemi bitti"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "Paralel devletle ilgili soruşturma yok" dediğini aktaran Demirtaş, "50 gündür o zaman neyi konuşuyoruz? 17 Aralık'tan beri siz paralel devletin varlığın itiraf etmiyor musunuz? Suç değilse herkes kendine paralel devlet kursun. Suçsa soruşturma niye yok? Paralel devlet suç değilse biz de istiyoruz bir tane. Neden soruşturma yok biliyor musunuz? Çünkü paralel yapıyla beraber çalışıyorlar" dedi.  

Demirtaş, "Mağduriyetten aldığın oy dönemi bitti. Şu anda sen zalim durumundasın, mazlum değilsin. Ezilen değilsin bizatihi ezenin kendisisin" görüşünü savundu.

"Uyduruk videolarınız"

"Çözüm süreci koptu kopacak. Sabırlar taştı taşacak" ifadesini kullanan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Kamuoyunun huzurunda verdiğiniz sözler var: 'Barışı getireceğiz, savaşı bitireceğiz; Demokrasiyi inşa edeceğiz;  21 marttaki bildiriye bağlıyız' dediniz. Bir yıldır PKK sınır dışında bekliyor. İlanihaye orada mı kalacaklar? İnmeyecekleri mi dağdan? Hani bunun yasası? Müzakereler sürdürülüyor. 16 defa İmralı'ya gitmişiz. Hani bunun yasası? Yurttaşın güvenliği AKP'nin umurunda değil. Onların derdi 30 Mart'ı atlatmak. Kendi güvenlikleri için binlerce polisin yerini değiştiriyorlar. 

Çözüm sürecinin bitmemesi için canla başla çalışıyoruz. 'Süreç bitsin' diye bekleyenler, 'bir şey çıkmaz' diyenler sizleri cephede en önde görmek isteriz. Kiminiz PKK, kiminiz ordunun saflarında savaşmaya hazır olun o halde. Biz savaş istemiyoruz çözüm olsun istiyorsanız baskıyı bize değil hükümete yapacaksınız. 

1999'un görüntülerini ortaya koyanlar, bu halk kimin ne mal olduğunu iyi biliyor. Gerçekten Kürt halkına karşı saygınız varsa, Kürt halkının talepleri ortada, bunların arkasında durun. Uyduruk videolarınız ne halkın kafasını karıştırır ne de bu sürece etki eder. Kendi kendinize izler durursunuz. Orada neler söylendiği, savunmalarda nelerin yazıldığını biz iyi biliyoruz. Her birinizi 15 saat o odaya koysalar bütün değerlerinizi satarsınız be.  

Artık çözüm süreciyle ilgili ciddi, somut adım atma zamanıdır. Ortada bir çözüm süreci var mı yok mu o kadar muğlak durumdayız. Hükümet açısından orada çözüm süreci yok. Bütün çabaları devleti kontrol etme, ele geçirme, kendi güvenliklerini sağlama hamleleri olarak gerçekleşiyor." 

Dershanelerle ilgili yasa tasarısını eleştiren Demirtaş, "Utanmasalar sınıf başkanlarını bile seçecekler" dedi.