"Cumhuriyeti bir yaşam biçimi olarak görüyoruz"
DenizBank olarak 1997 yılında, bankacılık aracılığıyla ülkesinin dört köşesine hizmet götürmeye kendini adamış bir avuç insanla sektöre adımımızı attık.
Hakan Ateş / DenizBank Genel Müdürü
DenizBank olarak 1997 yılında, bankacılık aracılığıyla ülkesinin dört köşesine hizmet götürmeye kendini adamış bir avuç insanla sektöre adımımızı attık. Bugün itibarıyla, halka arz dahil olmak üzere 26 yıllık hikayesine dört hissedar değişimi sığdırmış, 81 ilde şubesi olan iki bankadan biri haline gelmiş, 15 bine yaklaşan çalışanıyla Türkiye’nin en büyük beşinci özel bankası olarak yolumuza devam ediyoruz. Biz bunu başardık; çünkü Cumhuriyetin kazanımlarını bize emanet eden Atamızın izinden yürüdük. İlk günden itibaren önümüze koyduğumuz, “çocuklarımızın gelecekte çalışmak isteyeceği kurumu yaratma” hedefine doğru ilerlerken ortak akılla bizi ileri taşıyacak fikirlerin doğması için, katılımcı ortamlar yaratmayı önemsedik. 2002’de sektörümüzde ilk olarak sahiplendiğimiz tarımın bankası olduk; bu alanın finansmanına dair örnek bir model yarattık. Ekonomimizin yapı taşı olan KOBİ’lerin darboğaza sürüklendikleri her an onlara can suyu sağladık, nefes olduk. Yerel yönetimlerin demokrasinin olmazsa olmazı olduğu bilinciyle belediyeleri finanse ettik, ülkemizin kalkınma stratejisinde hayati rolü bulunan turizmin ve geçiş ekonomisi olmamız nedeniyle denizciliğin yanında durduk.
Önemli projelerin en büyük finansörleri arasındayız
Ülkenin muasır medeniyetler seviyesine ulaşmasına aracılık etmek için aralarında üçüncü köprü, üçüncü havalimanı, Kıbrıs Barış Suyu ve Ankara Tren Garı’nın bulunduğu birçok önemli projenin en büyük finansörleri arasında yer aldık. Aynı zamanda, toplumsal gelişimin önemli iki sacayağı olan sanatı ve sporu, yaratıcı ve mücadeleci kuşaklar yetişmesine vesile olma düşüncesiyle destekledik.
Cumhuriyeti sadece yönetim şekli değil, yaşam biçimi gören bir kurum olarak Türkiye’de kalkınmayı, gelişimi, fırsat eşitliğini destekleyecek her alanda, bugüne kadar olduğu gibi yarın da elimizi taşın altına koymaya devam edeceğiz.