”Dediğim şeyin arkasında dururum”
Devlet Bakan Çiçek, "DTP'nin Iğdır'ı almasıyla Ermenistan sınırına dayandı" şeklindeki sözleriyle ilgili olarak konuştu
ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "DTP'nin Iğdır'ı almasıyla Ermenistan sınırına dayandığı" şeklindeki sözleriyle ilgili olarak, "Evvela şunu söyleyeyim, ben bir şey söylediysem sonra 'dedim, demedim' tarzında gitmem. Dediğim şeyin arkasında dururum" dedi.
Çiçek, NTV'nin soruları yanıtladı. "DTP'nin Iğdır'ı almasıyla Ermenistan sınırına dayandığı' şeklindeki sözleriniz kamuoyunda tartışma yarattı. Sayın Başbakan da dün 'Böyle şey olmaz, ayrımcılığı kabul edemem, tarzı hoş değil' dedi. Başbakan'ın tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, Çiçek, "Evvela şunu söyleyeyim, ben bir şey söylediysem sonra 'dedim, demedim' tarzında gitmem. Dediğim şeyin arkasında dururum" diye konuştu.
Kastetmediği şeylerin dışında yorumlar yapılıyorsa bunu düzeltmenin hakkı olduğunu ifade eden Çiçek, belli çevrelerin bunu bir linç kampanyasına dönüştürdüğünü söyledi.
Çiçek, "Sandık önemlidir ama sandıktan çıkan iradeye saygı duymak da en az sandık kadar önemlidir. Ben buna hayatım boyunca vurgu yaptım. Sandıktan çıkan sonuca herkesin itibar etmesi lazım" dedi.
Seçim sonuçlarını her partinin kendi açısından değerlendireceğini söylediğini anımsatan Çiçek, şunları kaydetti:
"Haritaya baktığımızda bir partimiz sadece belli bir bölgede var. Hatta bu partimiz Güney Doğu ve Orta Anadolu'da 'neden biz orada olamadık' diye heyet görevlendirdi. Bir partiye bakarsanız belli bir bölgede gözüküyor. Bazı partilerimiz bir kaç vilayette nokta olarak gözüküyor. Dolayısıyla Türkiye'nin her tarafında il genel meclisi açısından baktığınızda ana parti AK Parti gözüküyor. Ama öbür taraftan baktığımızda böyle siyaseten çok parçalı bir yapı var. Bu sonucun ortaya çıkardığı da bazı telkinlerin, düşündürücü bazı hususların olması lazım. Bu da ancak her partinin kendi içinde yapacağı değerlendirmelerle bilimsel araştırmalarla olur. Partiler üstü stratejik bir bakış... Neden? Çünkü her parti esas itibarıyla -belki birisini bunun dışında tutabiliriz- çünkü o 'Türkiye partisi' demiyor 'ben bir kimlik siyaseti yapıyorum' diyor, Türkiye'yi yönetmeye, söz sahibi olmaya çalışıyor. Ama seçim sonuçlarına bakarsanız bölgesel sonuçlar çıkıyor. AK Parti bunun dışında. Dolayısıyla bu haritanın bize telkin ettiği hususları bir düşünmemiz gerekiyor.
Biz bu seçimlerde hizmet esaslı bir siyaset yaptık. Doğru, yanlış, bunu kendi içimizde değerlendireceğiz. Tartışma konusu olan yerler açısından da Başbakanımızın ağzından 'biz kimlik siyaseti yapmıyoruz' dedik. Eğer biz Türkiye'de siyasetin merkezine kimlik siyasetini koyacak, bunun üzerinden siyaset yapacaksak bu Türkiye açısından tehlikeli bir noktadır."
"Kimlik siyaseti biraz daha yukarı doğru çıkıyor"
"Sınırla bağlantı ihtiyacı nasıl duydunuz?" sorusu üzerine Çiçek, 2004 yılı seçim sonucu haritasını göstererek, "2004 haritasına bakarsanız bu belli bir bölgedeydi. Şimdi kimlik siyaseti biraz daha yukarıya doğru çıkıyor ve sonra bu tarafa doğru gidiyor" dedi.
Çiçek, "Kimlik siyasetini merkeze alarak siyaset yaparsanız, parti olarak biz bunu doğru bulmuyoruz, o taktirde artık hizmeti filan bir tarafa bırakacak, yanlış üzerinden 'sen bunu verdin, ben bunu verdim, o şunu dedi, ben ondan bir adım daha ileri...' Eğer bu Türkiye'nin yararınaysa bunun üzerinden siyaset yapılması lazım. Değilse herkesin bunu oturup düşünmesi lazım" diye konuştu.
"Yani yanlış olarak nitelendirdiğiniz bir politikanın boyutlarının genişlediğini söylüyorsunuz" sözlerine Çiçek, "Elbette, gayet tabii. Söylediğim tam da budur. Ama şimdi bunun üzerinden, benim maksadımın ötesinde birileri bir yorum yapıyorsa ve bir kısmının da belli ön yargıları varsa benim karşı çıktığım konu burasıdır. Bunun ötesinde bir anlam taşıyorsa ben orada yokum. Bu anlaşılmadan sayın Başbakan'a sorular soruluyor sayın Başbakan da o konuda bir cevap vermiş. Ben her zaman kendisine bu bilgiyi veririm" dedi.
Çiçek, "Partide yanlış anlayan bir çok kimse var? Bunlardan birisi de grup başkanvekiliniz. Düzeltme istedi" sözleri üzerine de "Olabiliyor. Ben kendisiyle konuştum. Zaman zaman yapıyoruz bu hatayı. Ben de yapmışımdır. O da yapar, başkaları da. Şimdi belki şöyle bir yola gidebilsek o daha doğru olacak, böyle bir konuşma gazetede yer aldıysa ben onu, o beni arayarak 'ne düşünüyoruz?' deriz. Birinci elden bilgi aldıktan sonra yine aynı fikri söyleyebiliriz, ona bir itirazım yok. O, okuduğu gazete açısından bakıyor. Bu hatayı zaman zaman hepimiz yapıyoruz. Bir araya geldiğimizde de bu işleri böyle aceleye getirmesek diye de tespit yapıyoruz" dedi.
Çiçek, "Kimlik siyasetinin bu noktalara doğru kaymış olmasının getirdiği sıkıntıları ifade ediyorum. Kimlik siyasetinde bir genişleme var. Ha 'kimlik siyaseti de bu ülkede yapılabilir, bunda yanlışlık yoktur' diyenler var. O, onların fikirleri. Ama bunun doğru olmadığını da biz baştan beri parti olarak savunuyoruz" diye konuştu.
Çiçek, bir soru üzerine, Başbakan ile bu konuyu konuşmadıklarını bildirdi.
Demokrasi konusunda sınavdan geçmiş bir politikacı olduğunu belirten Çiçek, şunları kaydetti:
"Benim demokratlığım, memleketimi sevme, devlete milleti bağlılığım, partime sadakatim noktasında kimseyle bir tartışmaya da girmem ve bunu tartışmaya da açmam. Ben Sayın Başbakanı çok iyi tanırım. Türkiye için önemli olduğuna inanıyorum. Türkiye için bundan sonraki dönemde bir siyasi aktör olarak en etkin konumda olmasını hep arzu ettim. Bunu kendisi de bilir. Bu partinin de bu süreçte ne kadar önemli olduğunu, kapatma davası vesilesiyle de elli defa söyledim, onun için bu parti için elimden geleni çabayı sarf ettim. Bunun en iyi tanıkları, beni en iyi tanıyacak olan da sayın Başbakandır."