Demir fiyatlarındaki artış devam edecek
Serdar İSKENDER / Makina Yüksek Mühendisi Mitaş Cıvata Genel Müdürü
2010 yılı, demir ve çelik kullanıcıları için beklentilerin ötesinde kötü başladı. Son iki ay içerisinde demir-çelik fiyatları, ortalama %50 oranında bir artış gösterdi. Demir-çelik fiyatları, hız kesmeden artmaya devam ediyor. Korkulan senaryo, demir fiyatlarının ikiye katlayacağı yönünde. Son üç yılda bu film ikinci kez vizyona giriyor. Ancak, her iki senaryo arasında küçük değişiklikler var.
Kasım 2007'de başlayıp, Haziran 2008'e kadar olan süreçte demir-çelik fiyatları iki kata yakın bir artış göstermişti. Temmuz 2008'den itibaren de nedeni daha sonradan anlaşılacak şekilde, fiyatlar hızla aşağıya düşmeye başlamıştı. 2008'in Temmuz ayında bir ay gibi kısa bir süre içerisinde demir fiyatları %40'a yakın değer yitirmişti. 2008'in Eylül ayında patlayan küresel finansal krizle birlikte demir fiyatlarındaki düşüş hız kazanmıştı. Fiyatların bu hareketiyle, küresel finansal kriz tüm dünya tarafından duyulmadan önce demir sektörü tarafından duyulmuş ya da hissedilmişti.
2009'un başlarında ise demir fiyatları 2003 yılındaki seviyelerine kadar düşmüştü. Çin'in demir talebinin azalması, Körfez'de ki inşaat yatırımlarının durması, tüm dünyada otomotiv ve inşaat sektörlerinde yaşanan durgunluk, demire olan talebinde durmasını beraberinde getirmişti. Demire olan talebin düşmesi, başta Avrupalı demir üreticileri olmak üzere, dünyadaki büyük demir-çelik üreticilerinin üretimlerini yavaşlatmalarına ya da kısmi olarak durdurmalarına neden olmuştu. Bu şartlar altında, 2009'un ikinci yarısında demir fiyatları neredeyse sabit olarak hareket etmişti. 2010'un başından itibaren ise 2007-2008 döneminde izlemiş olduğumuz oyun yeniden "perde" dedi.
2007-2008 döneminde yaşanan, 21. yüzyılın Birinci Demir-Çelik Krizin'de, dünyanın en büyük üç demir cevheri üreticilerinden biri olan Avustralya'lı BHP Billinton'un, İngiliz Rio Tinto'yu satın alma girişiminde bulunması üzerine, başta Çinli üreticiler olmak üzere, tüm dünyadaki demir-çelik üreticileri endişelenmişti. Demir cevherinde tüm dünyada tekelleşmenin önünü açacak bu birleşmeden çekinen demir-çelik üreticileri, demir cevheri üreticilerinin astronomik sayılabilecek demir cevheri fiyat artışlarını kabul etmek durumunda kalmışlardı. Bu sayede, 2008 yılı için demir cevheri üreticileri, demir cevherinde fiyatların ortalama % 70 artacağını, demir-çelik üreticilerine kabul ettirmeyi başarmışlardı. Demir-çelik üreticilerinin girdi maliyetlerinin artışıyla birlikte, demir fiyatları sıçrama yapmıştı.
2010 başında yaşamaya başladığımız İkinci Demir-Çelik Krizin'de de, demir cevheri üreticileri yine başrolde bulunuyorlar. Dünyanın önde gelen demir cevheri üreticileri olan Brezilyalı Vale, İngiliz Rio Tinto ve Avustralya'lı BHP Billinton, demir cevherinin fiyatlandırılmasında 40 yıldır kullanılan yıllık kontratlar yerine, üç aylık kontratlarla spot piyasadan demir cevheri satışına geçmeleriyle birlikte, demir cevheri fiyatları hızla artmaya başladı. Demir cevheri fiyatlarındaki beklentilerin üzerindeki artış, tüm dünyadaki demir-çelik fiyatlarının hızla artışını da beraberinde getirdi.
Demir cevherindeki fiyat artışlarıyla birlikte, hurda fiyatlarındaki artışta soluksuz yükselişine devam ediyor. Küresel finansal krizin olumsuz etkilerinin azalması ve dünya ekonomisindeki hızlanma nedeniyle, talepteki aşırı canlılık hurda fiyatlarındaki artışı da beraberinde getiriyor. Çin, Hindistan gibi ülkelerin demir-çelik taleplerinin yükselmesi, buna karşılık arz yönündeki sıkıtılar da fiyatların artışına yardımcı oluyor.
2010'un başında yükselişe başlayan demir-çelik fiyatlarının demir cevheri, hurda, enerji fiyatlarındaki artışın yanında, arzdaki problemler nedeniyle 2010'un ikinci çeyreğinde de artmaya devam edeceği bekleniyor. Demire olan yüksek talep nedeniyle, dünya ekonomisinin küresel finans krizden çıktığı ve büyüme sürecine girildiği söylenebilir. Demir cevheri üreticileri dışında, fiyatlardaki artıştan ne üretici, ne de kullanıcı şu an için kimse memnun değil. Özellikle demir çelik ürünlerini yoğun olarak kullanan otomotiv, beyaz eşya, gemicilik ve inşaat gibi sektörler, beklentilerin ötesindeki fiyat artışlarından rahatsızlık duyuyor.
Üç ay içerisinde %50 artan demir-çelik fiyatlarının, bu hızla %50 daha artış potansiyeli bulunuyor. Bu kaos ortamı içerisinde, 2010'un ikinci yarısında olabilecekleri tahmin edebilmek ise şu an da imkansız gözüküyor.