Diktatör görmek isteyen Mısır'a baksın

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Erdoğan "Diktatörlükten bahsediyorlar. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, dergiler, televizyonlar sabah akşam 'diktatör' ifadesini kullanamaz, sallandırırlar" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"AK Parti, sırtını statükoya dayamış bir parti değildir, gücünü, yetkisini, mevcudiyetini, sırrını belli güç odaklarından, belli çevrelerden devşirmiş bir parti değildir, Hakka, millete inanarak bu günlere ulaşmıştır" 

"Biz zafere değil, hedefe değil, o zafere, o hedefe giden yola inanmış bir kadroyuz. Hedefe ulaşmak, zafere nail olmak, menzile varmak, sadece ve sadece Allah'ın takdiridir. Önemli olan o yolda sapmadan, tuzaklara düşmeden, aldanmadan ve aldatmadan ilerleyebilmektir"

"Bizi şiddete sevk etmek için tuzak kuranlar, tahrik edenler, provokasyonlara başvuranlar her zaman oldu. Bizi ezmek, yok etmek, silmek için kendilerine gerekçe, bahane arayanlar oldu. Hiçbirine bu gerekçeyi vermedik. Silah ve şiddet, davasının haklılığından kuşku duyanların yöntemidir. Silah ve şiddet arkasına halk desteğini almayanların yöntemidir. Biz davamızın haklılığına, halkımızın hissiyatına güvendik ve gayrimeşru yollara hiç bir zaman tevessül etmedik" 

"İşte şu anda Batı'nın demokrasi sandık değildir veya demokrasi sadece sandık değildir mantığı o zaman da işlendi ve şimdi bunu yine işlemek isteyenler var. Ama biz diyoruz ki demokrasinin yolu sandıktan geçer, sandık milli iradenin ta kendisidir. Şu anda işte Mısır'da uygulanan da budur. Mısır'da ne diyorlar 'demokrasi sandık değildir', arkasında neresi var, İsrail var" 

"2011 seçimleri öncesinde Fransa'da yapılan bir oturumda, Adalet Bakanıyla Fransa'dan bir entelektüel o da Yahudi, orada aynen şu ifadeyi kullanıyorlar, 'Mısır'da Müslüman Kardeşler seçimi kazansa da onlar kazanamayacaktır, çünkü demokrasi seçim değildir.' Aynı, uygulama bu. O zaman Batı, demokraside tanımı yakalaması, öğrenmesi lazım. Bu yakalanmaz, öğrenilemezse demokrasinin tanımındaki bu çelişkiler, bu çatışmalar dünyayı bir başka yere doğru taşıyacaktır"

"Mart ayında sandığın demokrasinin namusu olduğunu herkese göstermek zorundayız. Türkiye'yi, kendi ülkesini tüm dünyada karalamaya çalışanlara, kendi ülkesini şikayet edecek kadar alçalanlara, bu ülkenin ne kadar demokratik olduğunu bir kez daha göstermek zorundayız. Utanmadan, sıkılmadan diktatörlük türküleri söyleyenlere mart ayında gereken cevabı hep birlikte vermeliyiz" 

"Her seferinde ya sabır çektik. İşte bugün bu seviyelere o sabrın, o metanetin, o dirayetin ve tahammülün bir neticesi olarak ulaştık. Buradan öteye de yine sabırla hareket edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sabırdan, tahammülden en önemlisi Haktan ve halkla yol arkadaşlığından vazgeçmeyeceğiz. Sırtını statükoya dayayan, sırtını millet dışında güç odaklarına dayayan er ya da geç kaybetmeye mahkumdur. Sırtını hakka, sırtını millete dayayan ise her zaman hiç endişe etmeyin kazanacaktır" 

"Diktatör görmek isteyen Mısır'a baksın. Diktatörlükten bahsediyorlar, kimse kusura bakmasın, diktatörlüğün olduğu yerde hiç kimse diktatör kelimesini ağzına dahi alamaz. Diktatörlüğün olduğu yerde gazeteler, dergiler, televizyonlar sabah akşam 'diktatör' ifadesini kullanamaz, sallandırırlar"

"Anamuhalefete şunu hatırlatıyorum, gidin bakın bakalım milli şefiniz döneminde bir tek kişi cesaret edip de ona diktatör diyebilmiş midir? Darbeci arkadaşlarınıza bugüne kadar aranızdan bile diktatör diyebilen çıkabilmiş midir acaba"

"Gezi olaylarında benim milletim iradesine sahip çıktı ve gereken dersi gerekenlere gerektiği şekilde verdi. Ama cam çerçeve indirerek değil, molotofkokteyli kullanarak değil, sadece yasalar içerisinde, hukuk içerisinde meydanlarda ne söylenmesi gerekiyorsa bunu söyleyerek bu dersi verdi" 

 "Türkiye'yi o eski günlerine taşımak isteyen, bunun için pusuda bekleyenler var. Bu kadro, bu teşkilat olarak sizler tıpkı Sultan Alparslan gibi omuzlarınızda bir milletin mesuliyetini taşıyorsunuz. Sizler, tıpkı Sultan Fatih gibi omuzlarınızda bir milletin talihini değiştirecek sorumluluk taşıyorsunuz. Bu AK teşkilat, tıpkı Gazi Mustafa Kemal gibi, tıpkı Kurtuluş Savaşı'nın kahramanları gibi tarihin akışını değiştirecek bir vazifeyi yüreklerinizde taşıyorsunuz. Büyük Türkiye davasına kast edenler karşısında her biriniz bir kahraman, her biriniz bir lider, bir muhafız, bir nöbetçi şuuruyla demokrasinin önünde siper almak zorundasınız" 

"Hacı Bektaş'ta, o muhterem zatın manevi huzurunda bu ülkenin Başbakan Yardımcısına bir kendini bilmez, bir Hacı Bektaş düşmanı alçakça saldırıda bulunuyor. Anamuhalefet partisinin genel başkan yardımcıları, milletvekilleri anında saldırganın etrafında etten duvar örüyorlar. Saldırganı okşuyorlar. Adeta saldırgana sahip çıkıyorlar. Başbakan Yardımcımıza saldırıda bulunan bu kendini bilmez, kısa bir süre sorgulandıktan sonra bakıyorsunuz hemen ödüllendirilircesine tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Ondan sonra çıkıyorlar yine utanmadan sıkılmadan diktatörlükten bahsediyorlar" 

"Şu anda CHP'nin başında kimin olduğu, CHP'ye kimin yön verdiği en büyük muammadır. CHP şu anda sadece sokakta şiddet uygulayanlarla, yumruk atanlarla, cam çerçeve kıranlarla hatta eli kanlı terör örgütleriyle ancak gündeme gelebilen bir partidir. CHP'nin gündemi, artık vandallar, barbarlar, eli kanlı terör örgütleri, bunlara sahip çıkan medya kuruluşları tarafından belirleniyor" 

"Batı'nın Mısır'da yaşananlara 'darbe' diyemiyor. Bunun yenilir, yutulur hiç bir yanı yok. Bu, siyasi literatürde bal gibi, dört dörtlük darbedir. Bu darbede kan vardır, yaralılar vardır. Babasının elleri üzerinde, altı aylık yavrular, bu darbede 17 yaşındaki Esma, kadınlar vardır. Bu darbede insanlar acımasızca öldürülmüş ve bu sayı bini aşmıştır, yaralılar 5 bini aştı" 

"Siz o Müslüman kardeşlerinize nasıl silah doğrultuyorsunuz, nasıl bomba yağdırıyorsunuz? Sizin zerre kadar inancınızda, imanınızda bir titreme yok mu? Hiç bir zaman hukuka uygun olmayan talimata uyulmaz. Burada size böyle bir talimat veriliyorsa ve bu hukuksuzsa siz kalkıp da bunun karşısında o insanları öldüremezsiniz" 

"Şu anda İslam Dünyası adeta Hazreti Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerden farksız durumdadır. Ama Rabbim nasıl ki o Yusuf'u kuyudan çıkarıp Mısır'a sultan ettiyse, nasıl ki o kardeşleri Yusuf karşısında mahcup ettiyse bugün de kardeşlerinin ihanetine rağmen Mısır halkının, Mısır'ı idare etmesinin önüne hiç kimse geçemeyecektir"