Dilim dilim, nedir senden çektiğim?
BURSA'DAN / Ömer Faruk Çiftçi
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı'nın son günlerde yaptığı açıklamaları duyunca yazının başlığını bu şekilde atmak geldi içimden. Yazıcı özellikle Valencia ile yapılan Şampiyonlar Ligi maçı öncesi ve sonrası yaptığı açıklamalarla sabırları zorladı. Bursaspor'un şampiyonluğunda kentin katkısını görmezden gelen Yazıcı, tüm kesimleri töhmet altında bırakmayı da ihmal etmiyor. Ama Yazıcı'nın unuttuklarını ya da görmezden geldiklerini hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Devlet Bakanı Faruk Çelik'in 2 yıl önce takımın zor günler geçirdiği dönemde kentin önde gelen sanayicilerini Almira Otel'de bir araya getirip, hatırı sayılır oranda bağış toplaması ve bu bağışla krizin aşılması nasıl göz ardı edilebilir? Geçtiğimiz yıl Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin Bursaspor'un hemen tüm maçlarında kulübün bir neferi gibi sürekli takımın yanında yer alması, tüm maçlarda yerini alması, ayrıca belediye işlerini bir kenara bırakıp, yoğun gündeminden zaman ayırıp sanayicileri ziyaret ederek yine hatırı sayılır oranda toplanan bağışlar nasıl görmezden gelinir? Altepe'nin yoğun çabası olmasa Atatürk Stadı lige, dahası Şampiyonlar Ligine yetişir miydi?
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren sanayiciler Bursaspor için Bayern Münih'in kullandığı otobüsün aynısını yaklaşık 265 bin Euro bağış toplayarak yaptırdılar. DOSAB Başkanı Ertuğrul Kaplan ve sanayici Mustafa Oran'ın öncülüğünde sanayicilerin yaptığı bu jest nasıl görmezden gelinir? Bursaspor Başkanı Yazıcı, kulübün düzenli gelir kaynağına ihtiyacı olduğunu, düzenli tek gelir kaynağı olan Bursaspor katlı otoparkını da kendisinin kulübe kazandırdığını savunarak o dönemin belediye başkanı ve Devlet Bakanı Turhan Tayan'a haksızlık yaptığını unutuveriyor. Şampiyon olan takımın bugün formasında reklamı yok. Sorumlusu kim acaba? Kentin valisi, belediye başkanı, sanayi odası başkanı daha da ötesi devlet bakanı ile arası serin olan bir başkandan kulübü sevimli kılacak, takıma sempati kazandıracak davranışlar beklemek kolay olmasa gerek.
Bursaspor şampiyon oldu eyvallah ama bir anda 4 büyüklerle aynı seviyede anılmak ve aynı itibarı görmek o kadar kolay değil. Gönül elbette ki şampiyon takımın daha fazla itibar görmesini istiyor ama maalesef bunun için istikrar da bekleniyor. Bursaspor şampiyonlukla beraber Şampiyonlar Ligi'ne de doğrudan katılmaya hak kazanarak önemli oranda gelire kavuştu. Yazıcı bunca gelire rağmen alınan oyuncularla Valencia B takımı karşısında düşülen durumu nasıl kabullenebiliyor, doğrusu merak ediyorum. Yazıcı'nın etrafındakileri eleştirmeyi bir kenara bırakıp, biraz da bu yöne bakmasında fayda olduğuna inanıyorum.
Not: Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıyla ilgili olarak TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman aradı. Yazıdaki "Konuyla ilgili gerek CHP milletvekili Kemal Demirel gerekse sivil toplum kuruluşlarının tepkileri idareye projeye Bursa'yı dahil ettirmeyi başardı" cümlesiyle kendilerinin ve hükümetin çabasının görmezden gelindiği kanısına varmış. Hassasiyetinden dolayı Sayın Karaman'a teşekkür ediyorum. Elbette ki yapılanlar AK Parti iktidarının ve dolayısıyla TCDD Genel Müdürü olarak kendilerinin çabası ve başarısıdır, bunun aksini söylemek mümkün değil. Ama Bursa'da yıllardır bu konuda mücadele veren ve adı 'çuf çuf Kemal'e çıkan Kemal Demirel ve konuya duyarlı kesimlerin de övgüye hakkı olduğuna inanıyorum.