”Dinlemelere ilişkin inceleme devam ediyor”

Yargıtay Başkanı Gerçeker, gazetecilerin "dinlemelerle ilgili bir incelemeniz vardı" şeklindeki sorusunu yanıtladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "dinlemelere ilişkin incelemenin devam ettiğini" söyledi.

Gerçeker, Ankara Barosunca düzenlenen "Yolsuzluklar" adlı açık oturuma katılmak üzere Ankara Barosu Eğitim Merkezi'ne gelişi sırasında, bir gazetecinin "dinlemelerle ilgili bir incelemeniz vardı" şeklindeki sorusu üzerine, "İçeride konuşma yapacağım şimdi. Konuşmada da değineceğim ona" dedi.

İncelemenin ne aşamada olduğu sorusuna ise Gerçeker, "Daha bitmedi. İncelememiz devam ediyor" diye yanıt verdi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise Ankara Barosu Eğitim Merkezi'ne gelişinde, CHP İstanbul Milletvekili Esferder Korkmaz'ın, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayı hatırlatarak, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, şunları söyledi:

"Esfender Hocamız, demokrasinin askıya alındığı, kaos ortamının yaratıldığı dönemlerde halkın marjinal düşüncelere sapabileceğini ve bu konuda iktidarın özellikle dokunulmazlıklar, yolsuzlukların önlenmesi, demokrasi ve hak arayışlarının genişletilmesi gibi bazı belirlemelerde bulunmuştur. Kendisi, özellikle bu konuda sözlü sataşmalara yönelik olarak tekrar kürsüye çıkıp amacını gayet net bir şekilde açıklamıştır."

Korkmaz'ın dün TBMM Genel Kurulu'ndaki konuşması sırasında kullandığı, "Ben demiyorum ki Türkiye'de illa müdahale olsun. Ama halk müdahalenin zaruri hale geldiğine karar verirse olur. Bunu halka söyletmeyin..." ifadeleri tartışmalara neden olmuştu.

"Yargı her zaman üvey evlat muamelesi görüyor"

Ankara Barosu Eğitim Merkezindeki paneli açılışındandaki konuşmasında ise Gerçeker, yolsuzluklarla mücadelenin, devletin en önemli konularından olduğunu ifade etti.

Yolsuzlukla mücadele için öncelikle mücadele edecek unsurların olanaklarının sağlanması gerektiğini anlatan Gerçeker, şöyle devam etti:

"Bunun için de yargı sistemimizin, salt bağımsız olarak ortaya konulması gerekmektedir. Ama ne yazık ki, son günlerde, son yıllarda, bunu üzülerek söylemek zorundayım, yargıya karşı sistematik bir saldırı, hücum, yargıyı yıpratma kampanyası... Bu, yargıya güveni sarsma, azaltma noktasında çok büyük zararlar vermektedir. Yargıya güvenin azalması, suçla mücadele konusunda da büyük zafiyetler yaratmaktadır."

Gerçeker, yargının her zaman üvey evlat muamelesi gördüğünü, olanaklarının yasama ve yürütmenin çok altında kaldığını ifade ederek, "Bu nedenle görevini, işlevini tam anlamıyla yapacak olanaklara sahip olmamış bir görünüm arz etmektedir" dedi.

"Temel hak ve özgürlükleri korumak bizim görevimizdir"

Yargıtay'ın sorunları konusunda bilgi veren Gerçeker, Yargıtay'ın dünyanın hiçbir yerinde görülmeyecek bir iş yükü altında ezildiğini söyledi. Bunu, geçmişte "Yangın var" sözleriyle dile getirdiğini kaydeden Gerçeker, bu ayın başı itibarıyla Yargıtay'a gelen dosya sayısının 1 milyon 560 binin üzerinde olduğunu bildirdi.

Bu dosyaların 700 bin civarının fedakarlıkla karara çıkarıldığını, 800 bin dosyanın gelecek seneye devrettiğini anlatan Gerçeker, bazı dairelerin, ancak 2-3 yıl önceki dosyalara baktığını belirtti.

Yargıtay'da personel, hakim ve savcı eksiği bulunduğunu belirten Gerçeker, 15 bin hakim kadrosunun yaklaşık 4-5 bininin boş olduğunu söyledi.

Ankara Adliyesinde, bazı mahkemelerde iki hakimin görev yaptığını ifade eden Gerçeker, bu kadar sıkıntı içindeki yargının, suçla etkin mücadele, kısa sürede adaletin sağlanması konusunda yeterli olamadığını söyledi.

Yargı reformunun her zaman gündemlerinde bulunduğunu vurgulayan Gerçeker, ancak yargının altyapı sorunları halledilmeden, en iyi sistemler bile getirilse, hiçbir şey sağlanamayacağını kaydetti. Öncelikle altyapı sorunlarının giderilmesi gerektiğinin altını çizen Gerçeker, şöyle devam etti:

"Bu konuda da yargı bağımsızlığının ne kadar önemli olduğunu söylemeye gerek yok. Yargı bağımsızlığı, Anayasanın, demokrasinin, hukuk devletinin, hukukun üstünlüğünü benimsemiş olmanın gereği. Yargı bağımsızlığı için arkadaşlarımızla, barolar olsun, üniversiteler olsun, hukukun üstünlüğüne inanmış bütün kişi ve kurumlarla el birliği içinde mücadele etmek zorundayız. Bu mücadeleyi de sürdüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın."

Atatürk'e ve onun ilkeleri doğrultusunda kurulan laik, demokratik Cumhuriyete çok şey borçlu olduklarını ifade eden Gerçeker, bunu söylediklerinde "yargının siyasallaştığı" eleştirileri aldıklarını belirtti.

Gerçeker, "Ama, biz her şeyimizi borçlu olduğumuz bu kurumları korumakla mükellefiz. Varlığımızın nedeni Cumhuriyettir, Cumhuriyetin getirdiği temel ilkelerdir. Biz bunları korumadığımız zaman kim koruyacak? Özgürlükçü demokrasiyi, demokrasinin gereği olan temel hak ve özgürlükleri korumak bizim görevimizdir. Bunu yerine getirmediğimiz zaman eleştirilmemiz gerekir" diye konuştu.

"Yasal olmayan dinlemeler"

"Yasal olmayan dinlemelere" değinmek istediğini belirten Gerçeker, iletişimin dinlenilmesine yasaların belli şartlarda izin verdiğini hatırlattı. Gerçeker, şöyle konuştu:

"Ama, ne yazık ki, bugün çok acı, çok somut örnekleri ortaya çıktığı gibi gerek yasal gerek yasal olmayan, hukuka uygun olmayan dinlemeler çok yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Bu da bizi derinden üzmektedir. Kamuoyunda sadece Yargıtay dinleniyormuş gibi imaj oluştu, ama bu sadece Yargıtay'ın sorunu değil. Bugün bütün kurumlar, bütün kişiler bu yasal olmayan, hukuka aykırı dinlemelerden şikayetçi. Bu, temel hak ve özgürlüklere, haberleşme özgürlüğüne, özel hayatın gizliliğine, insan onuruna doğrudan karşı olan davranışlardan mutlaka vazgeçilmelidir.

Bu konuda özeleştiri de yapmak istiyorum. Maalesef meslektaşlarımız da gereken özeni göstermiyorlar. Yasal koşullar yasalarda gösterildiği ve istisna olduğu halde, bu koşullar tam anlamıyla aranmadan, dinleme kararları verilmekte. O zaman, istisna olan bir kural genel bir kural haline dönüşmekte. Bu da, yasal olmayan, hukuki geçerliliği olmayan delillerin yargılama safhasında nazara alınmaması gerektiği için suçla, suçlularla mücadelede zafiyet yaratmaktadır. Bu konuda da gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerektiğine inanıyorum."

Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Salih Akgül

Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Salih Akgül ise yolsuzluk iddialarının peşinin bırakılmaması ve suçluların cezalandırılmasının, hukuk devletinin gereği olduğunu belirtti.

Yolsuzlukla mücadele için atılacak adımlardan birinin, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması olduğunu ifade eden Akgül, şunları kaydetti:

"Yolsuzlukların önüne geçilebilmesi için TBMM'nin, devletin harcamaları üzerindeki denetim görevini etkin biçimde yerine getirilmesine yönelik düzenlemelerin yapılması, yolsuzlukla mücadele konusunda güçlendirilmiş yeni yasaların yürürlüğe konulması, iktidar tarafından sürekli değişikliğe uğratılan Kamu İhale Yasasının, AB standartlarına uygun hale getirilmesi, kamu harcamalarında şeffaflığın sağlanması, kamu görevlilerinin dokunulmazlıklarının sınırlandırılması gerekir."