Doğu'nun 3 ilinde aile işletmelerinde kurumsallaşma
Prof Dr Osman DEMİRDÖĞEN / Erzurum ABİGEM Direktörü
Atatürk Üniversitesi'nden bir ekiple önceki yıl başlattığımız 'Aile İşletmelerinin Kurumsallaşma Eğilimi ve İhtiyacının Belirlenmesi' isimli projesi kapsamında Erzurum Alt Bölgesindeki Erzurum, Erzincan, Bayburt illerinde yapılan anket çalışması bize bazı veriler sunuyor.
Örnaeğin Erzurum il merkezindeki 44 küçük ölçekli işletmenin büyük bir çoğunluğunda kurumsallaşma kriterlerinin büyük bir kısmı mevcut. Erzincan'daki 22 küçük ölçekli işletmede ise bu kriterlerin bulunma oranı düşük. Bayburt'ta sayıları 8 olan küçük ölçekli işletmelerin tamamında bu kriterler yer almakta.
Üç ildeki işletmelerde bulunma düzeyi en düşük olan kurumsallaşma kriterleri; aile şirketleri anayasası, aile meclisi prosedürü, insan kaynakları prosedürü ve profesyonel destek alma kriterleridir.Orta ölçekli işletmelerin kurumsallaşma düzeyleri her üç ilde de çok yüksek çıkmadı. Orta ölçekli işletmelerin hiçbiri aile şirketi anayasası, aile meclisi prosedürü, denetim prosedürü, kuruma özgü kültür ve profesyonel destek alma kriterlerine sahip değildir. Bayburt il merkezindeki orta ölçekli işletmede sadece aile şirketi anayasası bulunmamaktadır. Araştırmadan elde edilen bu sonuçlar doğrultusunda şu önerilerde bulunmak mümkün.
Kurumsallaşma çalışmalarına önem veren işletmelerin büyüdükleri anlaşılıyor. Bu nedenle özellikle küresel rekabetin yoğunlaştığı günümüzde avantaj elde etmek isteyen işletmeler bu çalışmalara önem vermeli. Kurumsallaşmanın verimliliği ve karlılığı da artırdığı görülmekte. Bu açıdan da rekabet üstünlüğü sağlayabileceği de söylenebilir. Kurumsallaşmanın zamanla gerçekleşebildiği anlaşılmakta. 2. ve 3. kuşak işletmelerde kurumsallaşma faktörlerinin büyük bir kısmının uygulanması bu fikri destekliyor. Bu çalışmalarda profesyonel destek alınması sürecin kısalmasına katkıda bulunacaktır.
Kurumsallaşmanın aile işletmelerindeki kararları daha objektif ve rasyonel hale getireceği, aile fertleri arasındaki olası çatışmaları işbirliğine dönüştüreceği, işletme içi ve dışı ilişkileri daha profesyonel hale getireceği, daha uzun ve güvenilir ekonomik ilişkilere yol açacağı ve işletme içerisinde kariyer planlaması dahil aile ile ilgili birçok geleceğe yönelik konu için planlama yapılabileceği bilinmekte. Bu anlamda Erzurum ve Bayburt'taki aile işletmelerinin kurumsallaşma ihtiyaçlarının farkında oldukları, kurumsallaşma eğiliminin ise olumlu yönde geliştiği söylenebilir. İç ve dış rekabetin iç içe gelişmesi nedeniyle firmaların kurumsallaşma için gereken süreyi kısaltması, daha planlı hareket etmesi gerekiyor.
Aile işletmeleri destek almadan kurumsallaşmayı başaramaz. KOSGEB ve ABİGEM gibi kurumların kurumsallaşma konusunda eğitim faaliyetleri, aile işletmelerinin daha rasyonel ilkelerle yönetilmesine katkı sağlayabilir. Erzincan'daki işletmelerin kurumsallaşma çalışmalarında Erzincan Üniversitesi'nin öncü olması, Sanayi İşbirliği Geliştirme ve Girişimcilik Araştırma ve Uygulama Merkezi gibi birimleri faaliyete geçirmesi yararlı olabilir.
İşletmelerimizin daha uzun ömürlü olması ve büyümeleri büyük ölçüde kurumsallaşmalarına bağlı. Kurumsallaşmanın aile fertlerinin şirket yönetimindeki etkilerinin azaltılmasına yönelik bir çalışma olmadığı, firmanın belirli amaç ve hedefler, ilke ve değerler çerçevesinde yönetilmesi; sistemleşme ve kurallaşma süreci olduğu düşünülerek bu çalışmalara ağırlık verilmeli.