Doğu'nun verimli bir proje finans sistemine ihtiyacı var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr.Yüksek Mühendis Yılmaz KUŞKAY / Erzurum Almanya Fahri Konsolosu

Bilindiği üzere yeni teşvik paketi uygulaması başlamış durumda. Eski teşvikte Doğu Anadolu  Bölgesi illerinin tümünde kişi başına düşen milli gelir ortalaması bin 500 doların altında olduğu için ithal makine ve teçhizat alımlarında % 100 gümrük muafiyeti, ithal ve yerli makine ve teçhizat alımlarında % 100 KDV muafiyeti ve faiz farkı iadesi teşviklerinin yanı sıra 5084 sayılı Kanun'un getirdiği istihdam desteği, enerji desteği ve kamu arazilerinin bedelsiz tahsisi gibi teşviklerden de yararlanılmaktaydı. Ancak Maliye Bakanlığı gerekli kaynağı aktarmadığı için dış kredilerde 2 puan ve iç kredilerde 5 puan olan faiz farkı iadesi adlı teşvik aracı fiilen uygulanamıyordu. 1969 yılından itibaren 474 sayılı kanunla uygulanmaya başlayan teşvik sisteminin bölgemizde arzu edilen başarıyı ve sonucu getiremediği açıkça ortadadır.

Yeni Teşvik Paketi ile mevcut araçlara ek olarak , 23 Ocak 1998 tarihli "Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile ilgili 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki" 4325 sayılı Kanun'la uygulanmış olup da 5084 sayılı Kanun'la uygulanması kaldırılan "kurumlar vergisi indirimi" yeniden uygulamaya konulmaktadır. Kurumlar Vergisi İndirimi değişik oranlarda tüm ülkeye yaygınlaştırılmış bulunmaktadır. Gelişmiş Marmara ve Ege bölgelerinde kurumlar vergisi indirimi,  toplam sabit yatırımın % 20'si ile sınırlı kalmak kaydıyla % 50 oranında , 4. bölge kapsamına giren bölgemiz illerinde ise indirim tutarı tavanı toplam sabit yatırımın % 60'ı ile sınırlı kalmak üzere % 90 olarak uygulanacaktır. Mevcut kurumlar vergisi oranı % 20 olduğuna göre her iki bölge arasındaki fark 8 puan yani % 40 olacaktır. Böylece bölgede yatırım yapacak müteşebbisler 7-10 yıl arasında kurumlar vergisi İndiriminden yararlanacaktır. Bu ise mevcut işletmelere göre cari KDV oranı kadar bir ek destek anlamına gelmektedir. Aynı şekilde gelişmiş yörelerde 2 yıl müddetle uygulanacak istihdam desteği bölgemiz için 7 yıl boyunca uygulanacaktır.

Acaba bütün bu olumlu teşvik araçları Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kalkınmasını sağlayacak mıdır? Bana göre hayır. Çünkü sistemin finans ayağı eksiktir. Türkiye'de mevcut bankacılık sistemi bilhassa özel bankalar bölgedeki yatırımlara sıcak bakmamaktadırlar. Birçok firma yeterli teminat bulamamaktadır. Kredi Garanti Fonu'nun limitleri yetersizdir. Bölgede teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin değeri çok düşük tespit edilmekte ve böylece birçok yatırımcı yeterli teminat bulamadığı için kredi kullanamamaktadır. Birçok yatırımcıdan bölge dışı, örnek olarak İstanbul ve diğer gelişmiş illerde gayrimenkul varlığı sorulmaktadır.

Bankaların en azından bölgeden topladıkları mevduatların ve Avrupa Yatırım Bankası ve Dünya Bankası gibi kuruluşlardan devlet garantisi ile alınan kredilerin belli bir oranının kalkınmada öncelikli yörelerdeki yatırımlara tahsisi sağlanmalıdır. Aksi takdirde teşvik belgesi, yatırımcılar için emredici fakat bankalar için ihtiyari bir belge olmaktan öteye gidemeyecektir.

Büyük şehirlere göç ancak bu şekilde durdurulabilir. Diyarbakır, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Malatya, Samsun, Sivas, Trabzon ve Şanlıurfa gibi iller metropol kentlere dönüştürülmelidir. Göçün daha büyük sosyal ve ekonomik maliyetler doğurduğu unutulmamalıdır. Bunun yolu ise mevcut teşvik araçlarına ek olarak getirilecek verimli bir 'proje finans sistemi' olacaktır.