Dolar 3.03’ün altında

Dolar/TL yeni yurtdışı piyasaların desteğiyle güne gevşeme eğilimiyle başladı. Dün 3.03 civarında kapanan dolar/TL, güne 3.0180/3.0190 seviyesinden başladı.

Küresel piyasalarda neredeyse bir haftadır gelişmekte olan para birimleri genelinde yaşanan satış baskısı dün ve bugün yerini iyimserliğe bırakırken dolar/TL de güne sınırlı bir düşüşle başladı. 

Asya borsaları Çin'den açıklanan ticaret verilerinin beklentilerin üzerinde çıkmasının ardından yaşanan rahatlamayla bu yılın ilk hızlı yükselişini gerçekleştirdi.

Ham petrol fiyatları ABD'de stokların geçtiğimiz hafta beklenmedik bir şekilde düşüş göstermesinin ardından ABD ham petrolünün 30 dolar seviyesinden uzaklaşmaya başlamasıyla son sekiz gündür ilk defa yükseldi.

İstanbul'da yaşanan patlama nedeniyle TL dün küresel iyimserlikten benzer para birimlerine göre daha az iyimser bir seyir izlemişti. Dün patlamanın ardından 3.0488'i test eden ardından küresel risk iştahındaki artışla günü 3.03 civarında tamamlayan dolar/TL, bu sabah güne 3.0180/3.0190 seviyesinden başladı. Kur böylece 23 Eylül'de test ettiği 3.0750 olan tarihi rekor seviyelerden de uzaklaşmış oldu. 

Merkez’in atacağı adımlar izleniyor 

Bankacılar TCMB'nin son günlerde likidite politikasını sıkılaşmaya başladığına da dikkat çekiyorlar.  Bankaların TCMB'den sağladığı fonlamanın ortalama maliyeti dün itibarıyla yüzde 9'a yaklaştı. Fonlama maliyeti Aralık ayı başında yüzde 8.65 civarında idi. 

Çin ve Ortadoğu'da artan jeopolitik risklerin global risk iştahını olumsuz etkilemesinin yanı sıra TCMB'nin gerekli para politikası adımlarını atmaktan kaçınacağı endişeleri de TL'nin son dönemde dolar karşısındaki kayıplarını artırmasına neden oluyor.

Analistler, yüksek enflasyon verilerinin de ardından yakın dönemde gerekmesi halinde TCMB'nin sert para politikası adımları atacağı konusundaki endişelerin TL'nin dış şoklara karşı kırılganlığını artırdığı belirtiyor.

Geçen hafta başından bugüne Suudi Arabistan ile İran arasındaki gerginliğin giderek tırmanmasının bölgede siyasi istikrarın kısa vadede sağlanamayacağını göstermesi ve Çin'de yönetimin ekonomi üzerindeki kontrolünü kaybediyor olabileceği endişeleri ile gelişmekte olan ülke para birimleri baskı altında kalmasının ana nedeni olmuştu.