”DTP'ye PKK'lı gözüyle bakılması yanlış”

Bakan Arınç, "DTP'ye PKK'lı ve yahut da İmralı'yla bağlantılı bir siyasal örgüt gözüyle bakanlar olabilir ama bu bence yanlıştır" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "DTP'ye PKK'lı ve yahut da İmralı'yla bağlantılı bir siyasal örgüt gözüyle bakanlar olabilir ama bu bence yanlıştır. Çünkü, DTP parlamentoda siyaset yapan bir partidir, bir siyasal partidir" dedi.

Arınç, bir grup gazeteciyle Başbakanlık Yeni Bina'da sohbet toplantısı yaptı.

Bakan Arınç, DTP konvoyunun İzmir'e girişinde yaşananlar anımsatılarak yöneltilen, "Sayın Cemil Çiçek'in de bugün bir açıklaması var. 'DTP adeta bizi kapatın' diyor' şeklinde... Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Ben meseleye bir kaç açıdan bakıyorum. Tamamen, 'evet aynen böyledir' deme noktasında değilim. Ben farklı bir perspektiften bakıyorum. Bir defa baştan bu yana çok hatalar yapıyor, konuşmalarıyla davranışlarıyla eylemleriyle... Biz de bunları zaman zaman dile getiriyoruz. İzmir'de doğrusu her yerde yaptıklarından farklı olarak, ne yaptılar bunu tam tespit edemedim. Yani yine bildik görüntüler vardı. Ellerinde parti bayrakları mı vardı, yoksa flamalar mı vardı? Ama bir genel başkan geliyorsa bir şehre, mutlaka karşılanır. Taksiler, otobüsler olur, o bölgenin her tarafından insanlar gelir. Mesela Tayyip Bey, Manisa'ya gelse Manisa'ya sadece Manisa'lılar gelmezler. İzmir, Afyon, Balıkesir gelir, bu böyledir. Diyelim ki Baykal, Elmadağ'a gidecek, Kırıkkale'den de Ankara'dan da Çorum'dan da insanlar gelir. Yani genel başkanın gittiği her yere parti, bütün ağırlığını koyar. çok doğaldır. Dolayısıyla İzmir'de de görkemli bir karışılama yapmak istemiş olabilirler, bu da onların doğal hakkıdır. Yani kanunsuz bir eylemde bulunmuşlarsa sloganlarla taşkınlık yaparak, davranışlarıyla veya Siyasi Partiler kanunu'na aykırı bir durum varsa bunu doğrusu bilmiyorum. Bugüne kadar da 'şöyle bir aykırılık vardı' diyen görmedim."

Arınç, ekranlara yansıyanlara bakıldığında, taksilerden sarkan insanların, eliyle "kurt" işareti yapan insanların görüldüğünü söyledi.

Arınç, şöyle devam etti:

"Bunlar o partinin tabanında, kabul görmüş bir takım gösteriler olabilir. İkinci hadise, tabii Türkiye'de özellikle batı bölgelerinde demokratik açılıma karşı da 'Kürt eşittir PKK, PKK eşittir İmralı, eşittir DTP' formülünü benimsetmeye çalışan bir takım guruplar var, maalesef siyasetçiler var. Sayın Baykal, Sayın Başbakan'ın DTP ile görüşmesinden sonra bir tv kanalında, 'Sadece DTP ile görüşmüş sayılmaz, İmralı'yla da PKK'yla da görüşmüş sayılır' demişti. Sonra ben ekrana çıktığımda bunun çok tehlikeli ve yanlış olduğunu söylemiştim. Çünkü, 'Kürt' denildiği zaman PKK'lı akla getirilirse bu Kürt kökenli vatandaşlarımıza çok büyük bir haksızlık olur, Türkiye'de bölünmeye de yol açar, terör örgütünün de güçlenmesine yol açar. Hiçbir siyasetçi, böyle yanlış bir söz söylememeli, demiştim.

DTP'ye PKK'lı veyahut da İmralı'yla bağlantılı bir siyasal örgüt gözüyle bakanlar olabilir ama bu bence yanlıştır. Çünkü, DTP parlamentoda siyaset yapan bir partidir, bir siyasal partidir. Her ne kadar hakkında kapatma davası açılmış olsa bile, bir zamanlar AK Parti hakkında da kapatma davası vardı ama AK Parti iktidarını devam ettirdi, DTP'de şu anda siyasi faaliyetlerine devam ediyor. Dolayısıyla siyasi faaliyet yapmasının önünde hiçbir engel olmaması lazım. Biz, herhangi bir partiye nasıl bakıyorsak, DTP'ye de öyle bakmalıyız. Yanlış yaparlar, yanlışlarını söyleriz. Eğer anayasal bir hataya düşerlerse zaten Anayasa Mahkemesi bir kapatma davası açmıştır, sonucunun ne olduğunu bilmesek de...

Ancak Türk-Kürt çatışmasını hiçbir siyasetçi körüklememelidir. Bölgeler arasındaki farklılıkları hiçbir siyasetçi, bir çatışma zemini olarak görmemelidir. Hiçbir siyasal parti, DTP'ye, PKK'lı veya İmralı'yla bağlantılı bir örgüt gözüyle bakmamalı ve topluma hedef göstermemelidir. Çünkü böyle yapmaya devam ederlerse öncelikle bunu Sayın Baykal'ın yaptığını söylemeliyim, Sayın Bahçeli de buna benzer ifadelerle bir etkilemede bulunmuş olabilir. Bu Allah korusun, sadece DTP'ye gösterilmiş bir tepki olarak da kalmaz, Kürt kökenli vatandaşlarımıza batıda, kuzeyde, güneyde nerede yaşıyorsa yaşasın, bulunduğu her yerde kendilerine tepki gösterilecek, maalesef olumsuz eylemler olarak dönebilecek bir etkileme de söz konusu olabilir."

"Çok yanlış ve hatalı bir davranış"

İzmir'deki olaylarda gördüğü kadarıyla, "MHP'nin işaretlerini yapanların, taksilerin önüne geçenlerin, belki taş kullananların", "DTP'ye karşı, onun liderine karşı, bir siyasi partinin işaretini vererek, onları İzmir'e sokmamaya çalışmak veya İzmir'de onlara hayat hakkı olmadığını" ifade etmenin, "çok yanlış ve hatalı bir davranış" olduğunu düşündüğünü belirten Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii o işareti verdiklerine göre, herhalde MHP'li olmaları gerekir. Ancak Sayın Bahçeli'nin 3-5 gün önce bu tür eylemlere hiçbir mensuplarının katılmayacaklarını söylemesi, bize güven vermiştir. Olaydan sonra da buna sahip çıkmaması yine çok olumlu bir davranıştır. O zaman bu insanların fotoğrafları her yerde yayınlandı. İzmir örgütü de bu kişilerin kendileriyle ilişkili olup olmadıklarını doğrusu bilecek noktadır. Eğer bu eylemi yapanlar, DTP'ye karşı MHP'nin üyeleriyse veya MHP'li olarak bilinen ve partide kayıtları olan kişilerse onlara karşı herhalde partinin bir tepkide bulunması doğru olur, diye düşünüyorum.

Sayın Bahçeli de sorumlu bir insan olarak zaman zaman örgütü sokağa taşmaktan, bir takım kırıcı hareketlerde bulunmaktan ve çatışma doğurabilecek olayların içinde olmaktan her zaman men ediyor. Bu çok güzel bir davranıştır. Ama İzmir'deki olayları yapanlar bütün bu talimatlarına rağmen, MHP teşkilatına ait kişilerse... 'MHP İzmir İl Başkanı olayları yatıştırdı' deniliyormuş, ondan haberim yok. O zaman ya kendi insanlarıdır 'yapmayın etmeyin' diye yatıştırmak istiyordur, genel başkanının talimatını harfiyen uygulayan bir insan olarak veya  'kesinlikle bu olaylar doğru değil, İzmir'e bu olaylar yakışmaz, siz bunlardan vazgeçin' demek istemiş olabilir."