Düelloya devam
AKP'li Fırat ve CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı iddiaları bugün de sürdü
ANKARA - AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mir Dengir Fırat bugün öğle saatlerinde düzenlediği basın toplantısıyla CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu'nu yalanladı ve çeşitli iddialarda bulundu. Kılıçdaroğlu ise tam 1,5 saat sonra düzenlediği basın toplantısıyla Fırat'a cevap verdi.
İşte açıklamalar ve iddialar:
Fırat'ın açıklaması
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun benimle ilgili iddiası iki konu üzerinde idi. Bunu gerek televizyonlarında gerek meclis'te dile getirdi. Benim bu iki konuda konuşacağımızı söylememize rağmen olay böyle gelişmedi. Temel konular o tarihte ortağı olduğum ama yönetiminde yer almadığım Menas şirketinin yaptığı ihracat nedeniyle, Bayram Çolak tarafından düzenlenen soruşturma raporuyla benimde sanık olarak gösterildiğim olaydı. Birinci konu buydu. TBMM'de de bu konu tartışılmıştır.
Mersin Cumhuriyet Savcılığı'nın kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin incelemesi sonucunda bu karar kesinleşmiştir.
Şimdi bu kesin karar gösterilince o ana kadar hep Ukrayna Ukrayna diye başlayan kılıçdaroğlu bu kez, daha evvel hiç dile getirilmeyen bir Danıştay kararından bahsedilmiş, bu bu belge tarafımdan istenmiş ve basın mensuplarına benim tarafımdan dağıtılmıştır. Bu dosya incelendiğinde, konuyla ilgili olmadığı tarafımca iddia edilmiş, bu belgeyi CHP'de milletvekili aday adayı olan biri tarafından hazırlanmıştır.
Daha evvel dile getirilmeyen ve 14 sene öncesine ait bir iddia hakkında o anda bir şey söylemem beklenemez.
İhracat 1994'te olmasına rağmen inceleme 2000 yılında başlatılmıştır. İktisat Bankası'nın hesaplarının incelenmesi sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. Zaten şirketin kusuru bulunmadığı için herhangi bir cezai işlem yapılmamıştır. Hayali ihracat olması için belirtilen malın ihrac edilmemiş olması gerekir. Hayali ihracat ile ilgili tahkikat gümrük müsteşarlığı tarafından yapılır ve bu dosya müsteşarlığa gönderilerek inceleme konusu yapılmıştır.
Dün bu belgeye ulaştım. Bu olayla ilgilenen müfettiş beni arayarak kendisinin bağımsız bir devlet memuru olduğunu ancak ondan bir gün önceki tartışmayı izlediğinde vicdan azabı çektiğini ve bu yüzden beni aradığını söyledi. Kendisinden bu dosyayı istediğinde bayram tatili nedeniyle ailesiyle bir ilde bulunduğunu, bayramdan sonra bu raporuda göndereceğini beyan etti.
'Uyuşturucu' iddiası
İkinci iddia, uyuşturucu madde ile ilgili iddiadır. Adı geçen şirketten hisselerimi devrederek ve bana ödenen bedelin büyük bir kısmını hesabıma yatırarak ortaklığım sona ermiştir.
Bu işlemin karar defterine tescil edilmesini ben istedim. Şirketin noterlikte tasdikli olan karar defterine 01,09,2007 tarihinde bu devir işlemi yönetim kurulu kararıyla işklenmiştyir. Ancak yapılan iddialardan birisi de bu belgenin noter tasdikinin çok snra yapılmış olması ile ilgilidir.
Bir şirketin defterleri noterce tasdik edilir. Kararlar buraya işlenir ve bir sıraya göre gider. Ancak ben yurt dışında bulunduğum sırada, Türkiye'de bir televizyonunda bu uyuşturucu ile ilgili bir konunun görüşüldüğünü, olayın bir süre sonra Vatan Gazetesi Ankara temsilcisi beni arayarak sordu. Ben o sırada yurt dışındaydım. Ben aynı şeyi söyledim. 01.09.2007 tarihinde ilişkimin kesildiğini söyledim ve şirket yetkililerini arayarak rica da bulundum. Karar defterinin o sayfasını notere götürülüp tasdik edilerek, Ankara temsilcisine fakslanmasını rica ettim. Noterin sonardan gözükmesinin sebebi budur.
Biraz sonra sizlere dağıtılacak olan belge var. Bu belgede, benim hissemi satmış olduğum kişinin, bankaya verdiği bir talimat var. Benim hesabıma gelen 300 bin dolarında dekontu bundan önceki toplantıda sizlere dağıtılmıştır. Dolayısıyla bu şirketle Ortak olan ortaklık ilişkilerim o tarih itibarı ile bitmiştir.
Bu yakalanan TIR'ın MENAS'a ait bir araçmış gibi görüyorum. Bu araç Turgut Nakliyat adlı bir şirkete aittir. Menas nakliyat yapmamaktadır, yakalanan şoförde bu firmanın şoförüdür. Bu olayla ilgili olarak Menas hiçbir şekilde suçlanmamış ve sorgulanmamıştır.
Bu arada Menas şirketinin kırmızı hatta olduğu ile ilgili bir iddia dile getirilmiştir. Yaptığım araştırmaya göre Menas hiçbir zaman kırmızı hat takibatına uğramamıştır. Ancak Turgut Nakliyat ise bir ay süreyle meslekten men cezası almış ve 9 ay da kırmızı hat'ta sokulmuştur.
Benim adımın bir belgede olmasına üzülmüştüm. Onu kendisinden istedim, fotokopisini çektim. İnanın ki ben onu okumadım.
Ertesi gün o evraklarımı toplarken bu belge elime geçti. Bu belge ne diyordu Kılıçdaroğlu, Dengir Fırat bu belge ile gümrük müsteşarlığından Menas'ın kırmızı hat çıkarılmasını istemiştir diyordu ve biraz önce Dengir Fırat bu şirkete ortak olmadığı iddiasındayken dahi, bu yazının altında Dengir Fırat'ın ismi var, dolayısıyla siyasi nüfus kullanılmıştır diyordu.
Önce tarihe bakalım. Bunun tarihi 02,08,2007. Peki burada ne diyor? Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiş, gümrük baş kontrolörü Bayram Çolak tarafından düzenlenen 06,12,2006 tarihli soruşturmaya dayalı olarak vekil edenlerin Abdulkadir Gürbüz, Dengir Mir Mehmet Fırat ile,Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar örneği ile Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi'nin kovuşturmaya yer olmadığı karara itirazına reddine ilişkin belgeler ekte bulunmaktadır. Peki bunun neresinde kırmızı hattan Menas A.Ş.'nin çıkarılması talep edilmiştir. Bu TIR 28/03/2008'de yakalanmıştır. Yani şu yazının yazılmasından 7 ay sonra. Kırmızı hat uygulamasının neye istinaden yapılması lazım, bir uyuşturucu maddenin yakalanması lazım. Peki 7 ay önce bu uyuşturucu maddenin yakalanacağını bilmek mümkün mü?
Ama ayıp olan. Bunu alıp, işte kırmızı hattan çıkarılması için Dengir Fırat'ın belgesi diye göstermek. Bunu yapabilmek için ruhen sahtekar olmak lazım veya karşınızdaki herkesi aptal zannetmek lazım. Ancak beni üzen bir şey olmuştur. Bu kırmızı hattan çıkarılması ilişkin Dengir Mir, Kılıçdaroğlu'nun iddiasını cevaplandıramadı diyen köşe yazarları, gazeteler, televizyonlarda ahkam kesen ve sıfatları bulunan insanların zavallılığını gördüm.
Neden Dengir Fırat hedef alınıyor. Aslında çok basit. Ben çok basit soru soruyorum. Bu sorudan kaçabilmek istiyorlar. Bir daha soracağım. Haftada 3 defa basın toplantısı yapacağım.
Deniz Baykal ve eşinin mal beyanları
İstediğim şey şu. Sayın Deniz Baykal neden şu ana kadar kendisinin ve eşinin aynı anda ve kanunda belirtilen format içerisinde mal beyanı bildirmekten neden kaçıyor? Eğer formatı bilmiyorsa, T.C. Başbakanlığın sitesine girsin, orada sayın Başbakan'ın ve eşinin mal varlığı var. Oradan görebilir.
İkincisi sayın Baykal şu iddiada bulunuyor. 2 tane gayri menkul bana miras kalmıştır. Ama onun dışındakiler, yasaklı dönemimde avukatlıktan elde etmiş olduğum gelirle elde ettim diyor. Saygı duymak lazım. Eğer alın teriyle böyle bir servet yapılmışsa saygı duymak lazım. Ama avukatlık serbest bir meslektir. Şunu soruyorum. Sayın Baykal hangi tarihten hangi tarihe kadar avukatlık yaptınız. Hangi vergi dairesin kaç numaralı mükellefiydiniz. Her yıl beyan ettiğiniz gelir ve vergi miktarı nedir bunu açıklayın. Sizin servetinizin helal olduğuna inanalım.
Ama kendisi cevap vermiyor. Birilerine görev veriyor. Onlarda şunu soruyor. Kimin haddine bunu sormak. Benim haddime. Ben milletvekiliyim, vatandaşım.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın halka arz ettiği, menkul değerlerin bir kısmını kendi adına bir kısmını eşi ve kızı adına almıştır. Hakkıdır böyle bir işlem yapabilir. Ancak anlayamadığım, CHP kontenjanından iş bankası yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş olan bir kişinin, iş bankasındaki şoförü üzerine neden böyle bir alım yaptınız.
Yine o yönetim kurulu üyesinin eşi olan avukat hanımefendinin sekreteri üzerine neden bir alım yaptınız ? Bir de Türkiye Sınai bunlara halka arz ederken bunlara bir limit koymuş muydu? Baykal bundan fazla almış mıdır? Bana istedikleri kadar saldırmakta serbestler benden bir şey çıkmaz. Ben bu işin peşini bırakmam, geri adım atmam. Her fırsatta ben bunu soracağım.
Medya bunu sorsun, söylesin yazsın yazmasın çok önemli değil. Bu medyanın ayıbıdır. Hergün bazı gazete ve televizyon kanallarında, CHP Çankaya Belediye başkanının sesinden hangi şartlarda rüşvet alındığını görmezden gelen bir medya var ise Allah sonumuzu hayır etsin diyorum. Benim sorduğum sualleri de her gazetenin yazacağını düşünmüyorum. Ben her yere giderim, kongrelerde bunu sorarım. Sayın Baykal da servetinin kaynağını açıklamasını istiyorum."
Kılıçdaroğlu yanıtladı
İddiaların muhattabı CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun cevabı ise gecikmeden geldi. İşte Kılıçdaroğlu'nun tam 1.5 saat sonra düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalar:
"Sayın Fırat ile tartışmayı aslnıda noktalamayı ve halkımızın vicdanına bırakmayı düşünmüştüm. Ama sunduğum belgelere, yayında yanıt verememiş olacak.
Sayın Baykal'ın bir önerisi var. Sayın Baykal'ın ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarını kaldıralım. Biz CHP olarak hodri meydan diyoruz. Sizin AKP'nin bunu yapmaya yüreği vardı. Biz söylediğimiz her sözün arkasında duruyoruz. Kimseye yalan söylemiyoruz.
Benim yaptığım açıklamaya paralel olarak, Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal'ın dokunulmazlıklarını eş zamanlı kaldıracağız demeye yüreğiniz var mı? Eğer yoksa Sayın Baykal'ın dokunulmazlığını kaldırın diyoruz. Buna da yüreğiniz yetmiyorsa sayın Baykal ile Sayın Erdoğan yine burada yine Sayın uğur Dündar'ın yöneteceği bir programda tartışsınlar.
Sayın Fırat'a göre Menas kırmızı hatta değilmiş. Gümrük müsteşarı Menas'ın kırmızı hatta olup olmadığını söylemem diyor. Daha ne desin.
1999'da ilişkimi sonlandırdım diyordu. Mademki şirketin yönetiminde değilsiniz o halde Menas'ın kırmızı hattan çıkarılmasını niçin istediniz diye sordum. 27 Ağustos 2007'de eline alan bir bürokrat sizin adınızı okuduğun da ne düşünecek.
Efenim şirket ortağı olduğum için adımı kullanmış olabilir diyebilir. Peki diğer ortakların adı neden yazmıyor da sizin adınız yazıyor.
Bir denetim elemanı kaçakçılık raporu yazdığında bu rapor risk analizleri şubesine gider ve ilgili firma hatlarda yerini alır Menas'ın kırmızı hatta yer aldığı gibi.
Kırmızı hat dışındaki yaptırımların tümü gümrük idaresinin dışındadır.
Açıkça mahkeme diyor ki, gerçekte ihracat işlemlerine konu olmayan ne demektir bu hayali ihracattır. Bu yasalarda yer alan bir tanım değildir. Bu kararı 21-03-2006 tarihinde yani Fırat'ın AKP Genel Başkan yardımcısı olduğu tarihte aynen ve oy birliği ile onaylıyor.
Sayın Fırat bu sahtekarlıkların yapıldığı dönemde Menas'ın ikinci başkanıdır. Sayın Fırat ispata da lüzum yok diyordu. Biz Fırat'a bu sözlerini bir kez daha hatırlatıyoruz. Biz şüphe edilecek bir şey değil, sizin alnınıza yapıştırılmış Danıştay kararını yapıştırıyoruz Sayın Fırat.
Biz İngiltere'deki ihracattan bahsediyoruz. Sayın Fırat, bir müfettişin aradığını söyledi. Vicdan azabı çektiğini, dosyayı da bayramdan sonra Sayın Fırat'a dosyaları gönderecekmiş. Fırat bunu da açıklasın.
24.10.2000 günlü hazine kontrolörünün raporu. Sayın Fırat siz hisselerinizi 1 Eylül 2007'de 300 bin dolara devrettiğini açıklamıştınız ve bunların da bankaya yattığını açıklamıştınız. 300 bin dolara sattığınız hisse devrini 200 bin doları hangi tarihte sizin banka hesabınıza yattı?
Amerikalı bir firmadan Menas'a geldi mi? Sayın Baykal'ın bir önerisi var. Sayın Baykal'ın ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlıklarını kaldıralım. Biz CHP olarak hodri meydan diyoruz. Sizin AKP'nin bunu yapmaya yüreği vardı. Biz söylediğimiz her sözün arkasında duruyoruz. Kimseye yalan söylemiyoruz.
Benim yaptığım açıklamaya paralel olarak, Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal'ın dokunulmazlıklarını eş zamanlı kaldıracağız demeye yüreğiniz var mı? Eğer yoksa Sayın Baykal'ın dokunulmazlığını kaldırın diyoruz. Buna da yüreğiniz yetmiyorsa sayın Baykal ile Sayın Erdoğan yine burada yine Sayın uğur Dündar'ın yöneteceği bir programda tartışsınlar.