ECB kararları nasıl değerlendirilmeli?
Murat BERK / YAPI KREDİ YATIRIM
Geçen haftanın ve belki de son ayların en önemli makro beklentilerinden olan ECB toplantısının, geneli itibarıyla piyasalar açısından olumlu yönde sonuçlandığını düşünüyoruz.
Fakat piyasalar açısından dikkate alınması gereken bazı noktalar olduğunu da belirtmek istiyoruz.
Öncelikle varlık fiyatlarının bulunduğu seviyeler niceliksel gevşeme (QE) ve ilk uzun dönem refinansman operasyonları (LTRO) gibi önceki merkez bankası hamlelerinin yapıldığı noktaların oldukça üstünde bulunuyor. Volatiliteler ise tarihi bir şekilde düşük seviyelerde seyrediyor. Dolayısıyla önceki örneklerin bazısında gördüğümüz oranda olumlu fiyat hareketlerini görmek daha zor olacak.
Ayrıca alınan kararların gelişmekte olan ülkelerdeki carry trade’leri özendirmesinden ziyade İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda ve Yunanistan gibi AB içindeki carry trade’leri arttırması mümkün olabilir. Yukarıda bahsedilen bu AB ülkelerindeki, şirket bonosu ve hisse senedi piyasalarının da göreceli olarak daha olumlu bir performans sergilemesi olası görünüyor.
Öte yandan Draghi’nin basın toplantısında faizler için gerçekçi anlamda alt banda gelinmiş olduğunu söylemesi, bundan sonra faiz indirme olasılığının son derece düşük olduğunu gösteriyor. Nitekim karardan sonra kısa vadeli euro faizlerindeki düşüşün son derece sınırlı kaldığını gördük.
Yukarıdaki bahsettiğimiz nedenlerden ve yeni finansmanın AB içinde kalmasının özendirilmesinden dolayı, beklentilerin aksine euronun önümüzdeki dönem önemli oranda değer kaybetmeme ihtimali yüksek görünüyor.
Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi ise beklentilerin biraz üzerinde olması nedeniyle olumlu karşılandı. Ancak detaylara baktığımızda verinin ABD ekonomisinin ivme kazanmaya devam ettiği yönünde olduğunu görüyoruz. Nitekim ABD 2 yıllık bono faizlerinin dün 6 Mayıs’tan beri ilk defa %0.4 seviyesine geldiğini görüyoruz.