Efes: Mahalle baskısı satış noktası açmayı zorlaştırıyor
Efes Türkiye, son 4 yılda 17 bin satış noktasının ya kapandığını ya da bira satışından vazgeçtiğini açıkladı
ŞANLIURFA - Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, son 4 yılda 17 bin satış noktasının ya kapandığını ya da bira satışından vazgeçtiğini belirterek, "Satış noktası açmaya istekli olan insanlar da 'mahalle baskısıyla' satış noktası açmakta zorlanıyorlar. Zincir mağazalar da bakkalları yok ediyor" dedi.
Ağırbaş, Efes Pilsen Turizm Eğitimleri projesinin Şanlıurfa'da gerçekleştirilen bölümünün sertifika töreninden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu'da yapılan bu tarz projelerin çok uzun süreli yatırımlar olduğunu düşündüklerini ifade ederek, ''Efes Pilsen olarak bu ülkede kazandığımızı bu ülkeye yatırma prensibini sürdürüyoruz'' dedi.
Ağırbaş, Türkiye'deki hedeflerinin pazarı büyütmek olduğunu belirterek, son 4 yılda 17 bin satış noktasının kapandığını ya da bira satışından vazgeçtiğini ve 100 binden 83 bin seviyelerine geldiğini bildirdi.
Türkiye'de satış noktası açmakta zorlandıklarını belirten Ağırbaş, şöyle konuştu:
''Türkiye'de kişi başına bira tüketimi 12-13 litre. Herhalde Avrupa'da en sonuncuyuz kişi başına tüketimde. Avrupa ortalaması 100 litre, Ukrayna 90 litre, Çekoslovakya 160 litre, Rusya 85 litre. Bu işi körükleyen açık noktalar, restoranlar, cafeler, publar... Türkiye'de her bir tüketicinin aldığı her şişede ödediği ÖTV oranı Almanya'nın 9 katı. Satış noktaları ruhsat almakta zorlanıyor, yenilemekte zorlanıyor. Yeni nokta açarken zorlanıyorsunuz. Bira bakkallar ve büfeler için çok önemli bir gelir kaynağı. Sadece rakı, bira ve sigara bir bakkalın cirosunun yüzde 70'ini oluşturuyor. Rakı ve birayı çıkarttığınızda o bakkal zorlanıyor. Satış noktası açmaya niyetli olanlar kiralık yer bulamıyorlar. Satış noktası açmaya istekli olan insanlar da 'mahalle baskısıyla' satış noktası açmakta zorlanıyorlar. Zincir mağazalar da bakkalları yok ediyor.''
"2010 zor bir yıl olacak"
2010 yılının zor bir yıl olacağını dile getiren Ağırbaş, 2009 yılında birada yaklaşık yüzde 45'lik bir ÖTV artışı olduğunu hatırlattı.
Ağırbaş, ÖTV atışı dolayısıyla fiyatları tüketicilere minimum düzeyde yansıtmak istediklerini, ancak son yapılan zamlarla satış fiyatlarının yüzde 52'sinin ÖTV ve KDV'den oluşur duruma geldiğini anlattı.
Bunun da hem üretimi hem de tüketimi etkilediğinin altını çizen Ağırbaş, şunları kaydetti:
''Dolayısıyla 2010-2011 yılında kapasite artışı gibi çok büyük yatırımlar düşünmüyoruz. Son 5 yılda Türkiye'de 340 milyon dolar civarında yatırım yapmışız. Bunlar ağırlıklı pazar yatırımlarıdır. Taleplerin arttığı Türkiye dışındaki ülkelerde bu yatırımlarımız devam edecek. Satın alma veya yatırımlarla da büyüyebiliriz. Yurt dışında da alacak çok fazla bir şey kalmadı. Aslında baktığınızda Rusya'da dokuz sene önce ben gittiğimde 40-50 tane şirket varken şu anda 7-8 şirkete kadar düştü. Toplam 450 milyon dolarlık satın alma gerçekleştirdik Rusya'da. Ama satın alma fırsatları da olabilir. Büyük satın almalardan sonra büyük şirketlerin bazı bölgelere konsantre olup daha küçük pazar payı olan yerlerden çıkabileceklerini düşünüyoruz. Öyle fırsatlar çıkabilir. Onları değerlendirmek niyetindeyiz.
"Avrupa'da 5. dünyada 13. sıraya yükseldik"
Dünyada özellikle de bira sektöründe son dönemlerde çok fazla satın alma gerçekleşti ve aramızda espri yapıyoruz, 'Daha da devam ederse Avrupa'da birinci dünyada ikinci olacağız' diye. O kadar fazla birleşmeler var ki dünyada 4-5 tane büyük oyuncu kaldı. Olduğumuz ülkelerde kendimizi daha da geliştirmeye çalışıyoruz. 2009 yılı itibariyle Avrupa'da Efes bira grubu olarak 5. sıraya dünyada da 13. sıraya yükseldik."
Almanya'da 2-3 ay içerisinde lisanslı üretim yaptırmayı düşündüklerini de vurgulayan Ağırbaş, Almanya'nın Einbeck kentinde Einbecker şirketine 3,5 milyon litre lisanslı bira ürettirip Avrupa Birliği'ne satmayı planladıklarını söyledi.
''Tekel bira bizim açımızdan çok üzücü bir konu"
Tuğrul Ağırbaş, gazetecilerin Tekel Birası için son gelinen noktayı sorması üzerine de şunları kaydetti:
''Tekel bizim açımızdan çok üzücü bir konu. 2007'de üretimine son verilen bir marka. 1,5 sene sonra markayı almak için Mey ile görüşüyoruz. Başka bir alıcısı olmadığı için anlaşıyoruz. Rekabet Kurulu'nda yaklaşık 1 senedir devam ediyor görüşmeler. En son geldiğimiz nokta da Ağustos sonu 2009, Rekabet Kurulu'nun onayı çıktıktan sonra biz yasal sürenin dolmasını bekliyoruz. Bu arada bir başvuru oluyor iptali için ve 4 Şubat'ta da Danıştay 3. Dairesi işlemi durduruyor. Biz de yürütmeyi durdurmayı durdurma açtık. Müdahil olarak Rekabet Kurulu ile beraber, çünkü biz davacı değiliz, Rekabet Kurulu burada kaybeden taraf. Müdahil olarak Danıştay'a karşı Tekel'in bize geçmesi için devam edeceğiz.