Ekonomik geyik

Tuna TUNAMAN / Araştırıcı Teknokrat

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İçinde bulunduğumuz kriz her ne kadar ABD kaynaklı bir olay gibi gösterilse de, 2000 yılıyla başlayan karma ekonomi karşıtı kapitalist ekonominin de tabii neticesidir. 2001'de kendi icadımız ilk krizde, o zamanki yüzde 6.5 işşizlik 10 oldu. Onca istatistiki büyümeye rağmen oralarda kaldı. Yaşadığımız krizle birlikte 13.5 oldu. Dikkat edilirse çıkan bir daha inmiyor. Buna karşılık 1994 krizi ile oluşan işşizlik, daha sonraları İMF de olmadan kendi gayretimizle Batı'daki ile eş değer düzeye çekilebilmişti. Ama ekonomi politikalarımız değiştiğinden beri işsizlik dikiş tutmuyor. Gözlerimiz ABD'de. Orada da ekonomi profesörü Nouriel Roubini'nin ağzının içine bakıyoruz. Krizden çıkış U mu V mi W mi olur diye.
Bilindiği gibi ekonomi bilimi de, arz ve talep dengesi deyimiyle, İsaac Newton'un bilimlerin temel kanunu olan etki tepki dengesi kuralından başka bir şey değildir. Arz ve talep dengesinde, arz üretilen herşey, talep paradır. Üretim zaman gerektiren bir uğraş olduğundan süre gerektirir. O zaman, ortaya çıkacak süreye bağlı finansman gereksimini karşılamak için otomatik olarak bir güven faktörü lazımdır. Bu güven faktörü, kapitalist sistemde kendine özgü yarattığı sanal para ile üreticilere finansman sağlar. Örneğin; piyasada senetlerin ciro edilmeleri ile değerinden çok fazla işin yapılmasını sağlaması gibi. Talep tarafındaki nakitle beraber olan bu sanal para krizle birlikte uçtu yok oldu. Talep düştü arz beklemede. Bu beklemenin iflasa dönüşmemesi için Batı'da sıfıra yakın faizle devasa paralar ortaya çıkarıldı, stoklar finanse edildi, bankalara güven sağlandı. Güveni sağlayarak sanal parayı ortaya çıkaracak ortam için kişinin para harcaması gerekmektedir. Herkesin İsviçre bankasında keyfi istediği gibi harcayacak parası olmadığına göre, kaybolan bu paranın kredi ile destek yerine, vatandaşın cebine konması gerekmektedir.
1930 krizi de, eldeki karşılığı, giderek değer yitiren ipotekli gayrimenkullere yatırılan kredilerin kaybı ile başlamıştı. İpotekli olanlar, o zaman çiftçilerin tarlalarıydı. Şimdiki ise evler. İkisinde de vahşi kapitalist rekabeti içinde olan firmalara karşı bankaların güven eksikliği etkili olmuştur. Zamanın ABD Başkanı Franklin Roosevelt büyük çapta devlet yatırımları ile ilk etapta üç milyon insana iş vererek ekonomide talep yaratıp çarkların dönmesini sağladı. Bunu vatandaşın cebine bir yoldan para koyarak  yaptı. Buna rağmen bu krizin etkisi, uzun bir V şeklinde 8 yıl sonraki 2. Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür. Yaşadığımız kriz de, hem ABD menşeli, hem gayrimenkul temelli olduğundan, krizden çıkış şekli benzer de olabilir. O zaman kriz şekline en uygun görünüşlü Nike'nin amblemi dikkate alınarak, krizden çıkış şekline bir de Nike çıkışı eklenebilir (ünlü spor giyim firması). Bu da yazarın geyiği..
Bu geyiklerin varlığı bile ülkemiz için daha da endişe kaynağıdır. Krizsiz dönemde de sürekli yükselme trendinde olan işsizlik denkleminin boyutu bellidir. Her yıl nüfus denkleminden giderek artacak şekilde 800 000 üzerinde iş isteyen gelmektedir. Son verilere göre 40000 ancak istihdam sağlanmış. Yalnız yeni gelene bunun 20 katı gerekli. Kalanlarda hiç umut yok. Zaten geçmişte bile bu rakam sağlanamıyordu. Artık hepten umutsuz vaka. Bu gidişi durdurmak  için, mutlaka kapsamlı bir radikal siyasal misyon ortaya çıkaracaktır. Bunlara örnekler ekonomi tarihinde bulunmaktadır. Bugünkü şartlarda istihdam dostu olmayan bu ekonomik politikadan çıkmak istenirse, yavaşça dümen kırarak işe,TCMB'den başlanabilir. Sermaye dostu enflasyon hedeflemesi görevinden affedilerek, istihdam dostu kur hedeflemesi görevi verilebilir. (Zaten enflasyon hedeflemesi için eline verilen faiz düğmesi bozuktu. Hiçbir zaman çalışmadı. Krizde de kendiliğinden indi. Nasıl olsa sırtında İMF küfesi  de yok...) Tabii bu hedef, sıcak parayla paldır küldür kur düşüklüğü değil, tersi olarak özel sektörümüzü dış rekabete karşı koruyucu istihdam dostu bir hedef olmalıdır.
Artık çok şükür bu gerçek anlaşıldı. Bu görev değişikliği ile elbette arkasında bir çok ezberin de değişmesine neden olarak, ekonomi gemisinin yavaş da olsa doğru rotaya girmesi sağlanabilir. Tabii gerekli değişiklikler için ön yargılar kırılabilirse...