Ekonomik yozlaşma üzerine

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Ali GÜVEN / Stratejik Yönetim Danışmanı

[email protected]

Günümüz de ekonomik ve sosyal gelişmenin önündeki en büyük engellerden biri uluslararası refah ve gelişimden sorumlu birçok ehil organın da kabul ettiği üzere "yozlaşma"dır. Yozlaşmanın yarattığı doğrudan yıkımı rakamlarla ifade edecek olduğumuzda her yıl o yıla ait Gayrisafi Milli Hasıla'nın %15-25 arasında bir bedelden bahsetmek mümkündür. CIA Küresel Bilgi Bankası'na göre Türkiye'nin GSMH'sı resmi takas oranı hesabı ile $ 593.5 milyar iken; SAGP (Satın Alma Gücü Paritesi) esası ile $861.6 Milyar'dır. Bu verilerden hareketle Türkiye'nin yozlaşma maliyetinin $ 90 Milyar civarında olduğunu söylemek mümkündür. 

Yozlaşmanın yönetim bağlamındaki en yaygın ve belirgin biçimi yolsuzluklardır. Çevremizde ufak bir kamuoyu yoklaması yapsak büyük bir çoğunluğun herhangi bir yolsuzluğun yarattığı olumsuzluktan doğrudan etkilendiğine şahit olmamız muhtemeldir. Ancak yine de herkesin tecrübe ettiği bu durum soruna karşın etkin bir kamuoyu oluşturmak için yeterli değildir.

Yolsuzluğun toplumda ve devlette bu denli yaygın olmasına karşın net bir biçimde  tanımlanamamasının başlıca nedeni kavramın matematiksel karşılığının tespit edilmesindeki zorluk ve yine kavramın yapısından kaynaklanan doğal bir belirsizlik potansiyelidir. Bu durum, yolsuzluğun nesnel, ekonomik bir problem zemininden ziyade duygusal ve bireysel bir kolektif bilinçaltında yer alması gerektiği algısına yol açmaktadır. Bunun sonucu olarak da işin ciddiyeti ve önemi göz ardı edilmektedir. Yolsuzluğun nitelikli ve organize yapısı ise problemi muhatapları açısından son derece karmaşıklaştırarak; çözümün imkansız olduğu mesajını pompalamaktadır.

Tüm bu belirsizliklere rağmen ülkelerin yozlaşma seviyeleri iki temel endeks üzerinden belirlenmeye çalışılmaktadır. Bunlar Transparency International'ın (Uluslararası Şeffaflık) Yozlaşma Algı Endeksi (CPI) ve Dünya Bankası Enstitüsü'nün Yozlaşma Kontrol Endeksi'dir (CCI). Özellikle düzenli olarak yenilenen CPI bir kamuoyu yaratması bakımından çok önemli bir rol oynamaktadır.

Dünya Bankası 2009 verilerine göre %70 güven aralığında, Türkiye dünyadaki devletler içerisinde yozlaşmışlık düzeyi olarak yüzüncü sıralardadır. Çalışmalar devlet kurumların yaklaşık %45'inde ciddi bir yozlaşmanın mevcut olduğunu göstermektedir. Kanada, Belçika, Japonya gibi ülkelerde bu oran %10'un altındayken Finlandiya % 0.3 civarındaki yozlaşma ile en başarılı ülke konumundadır.  Türkiye geçen on yılda yozlaşma konusunda mesafe kaydetmiş görünmekte ise de bu resimde kurumsal ve yapısal düzenlemelerden ziyade siyasi istikrar ortamının etkisi hissedilmektedir.

Yozlaşma Endeksleri hazırlanırken sınırlı veri imkanına bağlı olarak parametrik olamayan test tekniklerinin yoğun olarak kullanıldıkları bir metodoloji izlenmektedir. Ülkelerde varlık gösteren, yabancı iş adamları, tecrübe sahibi büyük patronlar, ulusal ve bölgesel ülke uzmanları, konuyla doğrudan alakası olmayan iş anketleri bazı durumlarda da vatandaşa direkt olarak ulaşan ev anketleri temel veri kaynakları olmaktadırlar. Yapılan çalışmalar neticesinde Rüşvet Endeksi (BPI), Kamu Entegrasyon Endeksi (PII) gibi özel sonuçlara ulaşılmakla beraber Küresel Yozlaşma Barometre'si (GCB) gibi konunun geneli hakkında imaj sunan istatistikler de elde edilmektedir.

Mevcut çalışmalar probleme resmi ve çok uluslu işler seviyesinde yaklaşmaktadırlar. Konunun doğrudan muhatapları olan yerel vatandaşların ve iş sahiplerinin resmi olmayan tecrübelerinin de değerlendirildiği bir mekanizmanın daha net ve anlamlı sonuçlara imkân tanıyacağı şüphesizdir. Kanaatimce, küresel entegrasyonu görece düşük seviyelerde olan ülkemizde yarı özerk statüdeki bir yolsuzluk enstitüsü mevcut resmi daha net bir biçimde görmemiz bakımından daha hayati ve gereklidir.

Bu bağlamda enstitü aracılığı ile yozlaşmanın en temel kaynağı olan siyasi yapılaşmalara yoğunlaşılmalı, ev anketlerine ağırlık verilerek rüşvetin boyutu ilk elden tespit edilmelidir. Ayrıca kamu harcama takip programları ile sorunlu alanlara odaklanılmalı ve belki de en önemlisi yozlaşmayı analiz eden tüm ekonometrik modellerde doğrudan maliyetlere olduğu kadar dolaylı maliyetlere de referans verilmelidir.