Ekonomiyi yapılandıracak reformlara ihtiyaç var
Murat COŞKUNKAN / Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Bursa Şubesi Başkanı
Küresel kriz başta gelişmiş ekonomiler olmak üzere bütün dünyada etkisini gösteriyor. Gelişmiş ülke ekonomilerinin tüketimi ile ihracat olanakları yaratan gelişmekte olan ülkeler, krizin geldiği noktada önemli bir pazar daralmasıyla karşı karşıya kaldı. Dünya ekonomisi tehdit altında. Tüketici güveninin ve satın alma gücünün yeniden tesis edilmesi ise bir hayli zaman alacak gibi gözüküyor.
Türkiye ekonomisinin dünya ticaretindeki payı çok önemli. 1980 yılından bu yana dünya ihracatı 7 kat artarken, Türkiye'nin ihracatı 37 kat artmış. Buradaki önemli payın özel sektöre ait olduğunu da unutmamak gerekir.
Ancak yıllar itibariyle değişen farklı bir durumda ihracattaki ürün konseptidir. Türkiye'nin ihracattaki yüzde 75 oranındaki tarımsal ürün ağırlığı, yerini sanayi ürünlerine bıraktı. İhracatımızın önemli bir kısmı AB ülkelerine yapıldığı için küresel krizle birlikte yaşanan pazar daralması Türkiye ekonomisi ile birlikte Bursa'yı da etkiledi. Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından olan Bursa, bu yılın ocak ayında 35 ayın en düşük ihracat rakamları ile karşı karşıya kaldı. Türkiye ekonomisinin ihracatında sektörel ortalamalarda yüzde 35 azalma varken, bu rakam Bursa'da yüzde 55'e çıkmakta.
Söz konusu azalıştaki en büyük etken Bursa'nın ihracatındaki ağırlığın otomotiv sektörü olmasıdır. Talep daralmasında dünya ekonomisinde finans sektöründen sonra en fazla etkilenen sektör de otomotiv çünkü. Tekstil payını da dikkate alınca Bursa, küresel talep daralmasından öncelikle etkilenebilecek sektörlere sahip.
Ayrıca Bursa ihracatının AB ülkelere bağımlılığı yüzde 72 ile Türkiye ortalamasının da üzerinde. Bu yüzden gelişmiş ülkelerdeki tüketim azalmasından en fazla Bursa etkileniyor. Bu yıl gelişmiş ülkelerin büyümesinin negatif olması bekleniyor. Özellikle gelişmiş ülkelere ihracatı olan Türkiye ve tabii ki Bursa ekonomisinin bundan çok etkileneceği açık.
Zaten gelinen noktada krizin istihdam üzerindeki olumsuz etkisi son derece yoğun hissedilmekte. Çıkış yolu ise gelişmiş ekonomilerin tüketim talebinin artışını beklemek değil, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere yeni pazar arayışlarıdır. Bu süreçte kaliteli, üretim avantajımız olabilir. Bu süreçte ayakta kalmayı başarabilen işletmeler küresel kriz sonrasında da ekonomik büyüme ve ihracata en fazla katkı yapabilen işletmeler olacaktır.
Diğer taraftan Euro /dolar paritesindeki Euro aleyhine değişim de ihracatçılarımızı zor durumda bırakmıştır. Piyasadaki döviz kuru baskısı devam etmekte, reel sektör mal fiyatlandırması ve ithalatta da zorluklar yaşamakta ve risk altında. Piyasalardaki güven sorununu ortadan kaldıracak güçlü önlemler bekliyoruz. Öncelikle tüketici güven endeksinin artması açısından bunun şart olduğuna inanıyoruz. Ekonomiyi yeniden yapılandıracak reformlara ve desteklere ihtiyacımız var.