Elektrik müteahhitlerinin "fiyat farkı" çilesi
Murat KIRKYAŞAROĞLU/Elektrik Mühendisi
Geçen yıl gazetemizde yayınlanan yazımda, elektrik müteahhitlerinin yaşadığı sıkıntıları kısaca anlatmıştım. Bugünkü yazımda ise bu sıkıntılar içerisinde elektrik müteahhitlerine ödenen (kesilen!) fiyat farkı konusunu anlatmak istiyorum.
Önce okuyucularıma şu bilgileri vereyim. İhale makamı bir yapım işini yaptırmak istediği zaman, Kamu İhale Kurumu bültenleri vasıtasıyla bu işi ilan eder. İhalede müteahhitlerden KDV'siz ve fiyat farksız bir teklif alınır. Müteahhidin ihalede verdiği yekün bedelin içinde İşin yapılmasını gerektirecek tüm işlerin teker teker fiyatı vardır. Örneğin TEDAŞ'ın ihale ettiği herhangi bir beldenin elektrik işinde ; kurumun belirlediği miktarlar üzerinden ,demir veya beton direklere, alüminyum veya bakır iletkenlere, kablolara, muhtelif elektrik malzemelerine, inşaat işlerine ve işçiliğe her biri ayrı ayrı olmak üzere müteahhidin teklifi vardır. Tüm malzemelerin işçilik dahil fiyatları ile kurumun belirlediği miktarlar münferit olarak çarpılır ve bu iş kalemlerine ait bedeller toplanarak ihale bedeli bulunur. Bu bedel KDV'siz, fiyat farksız ancak fiyat farkı hesabına esas teşkil eden bir bedeldir.
Şimdi sizlere fiyat farkının ne olduğunu anlatayım. Kısaca fiyat farkı; piyasa şartlarındaki olumsuz değişimlerde müteahhitlere ilave olarak bir bedel ödenmesini veya olumlu değişimlerde de müteahhitlerden belirli bir bedelin kesilmesini sağlamaktadır. Fiyat farkı; kurumları ve müteahhitleri koruyarak bir nevi tampon görevini yapmak amacıyla kanunda yer almıştır.
Fiyat farkı hesabı yapılırken TÜİK'in aylık olarak yayınladığı ÜFE tablolarından yararlanılır. Bu tablolarda bulunan ihale tarihindeki endeksler baz tutulur ve müteahhidin iş programına göre hak ediş yaptığı aya ait endekslerden faydalanarak işçilik(İ), çimento(Ç), demir-metal(D), akaryakıt(Y), kereste(K), metalik olmayan malzemeler(G) ve makine/ekipman(M) giderlerinin aylık artış ve eksilişlerine göre bir dizi formüllere dayanarak fiyat farkı hesaplanır.
Yalnız burada çok ince bir ayrıntı vardır. TEDAŞ bir elektrik yapım işinin; % 30'unun işçilikten(İ), % 10'unun çimento-hafriyattan(Ç), % 30'unun demir, alüminyum, bakır gibi metallerden (D), % 10'unun bu iş de kullanılan akaryakıttan(Y), % 20'sininde metale bağlı olmayan elektrik malzemelerinden(G) oluştuğunu düşünmektedir. İşte elektrik müteahhitlerini fiyat farkı konusunda rahatsız eden konuda budur.
1- Tüm işlere aynı katsayıların uygulanması yanlıştır
TEDAŞ'ın ihale ettiği işlerin niteliklerine göre kullanılan malzemelerde çeşitlilik göstermektedir. Enerji nakil hatlarında; demir ve alüminyuma bağlı malzemelerin kullanılma oranı çok yüksektir. Yeraltı şehir şebekesi işlerinde yoğun şekilde hafriyat işleri yapılır ve yeraltı kablosu (bakır) kullanılır. Yeraltı şehir şebekesi işlerin de demir aksamlı iş dikkate alınmayacak kadar azdır. Köy tesislerinde işçilik oranları yüksektir. Dolayısıyla yeraltı şehir şebekesi ihalesi alan bir firma ile köy şebekesi ihalesi alan bir firmanın aynı fiyat farkı katsayısı ile çalışması büyük bir haksızlıktır.
2- ÜFE endeksleri yanıltıcı
Bir ay içinde % 40'a yakın zamlanan bir malzemenin ÜFE tablolarına yansıması kademeli olarak 2 veya 3 ayı almaktadır. Bu olayı 2008 yılında maalesef acı bir şekilde elektrik sektörü yaşadı. Elektrik sektöründe kullandığımız köşebent demir, ÜFE tablosunda ana metal sanayiye ait bölümde bulunmaktadır. Ana metal sanayiindeki endeks, içinde bulundurduğu tüm bileşenlerin ortalaması olması nedeniyle, köşebent demirin bir ayda % 40'a yakın zamlanmasını sağlıklı şekilde tablosuna yansıtamamıştır. Metal sanayiindeki başka malların fiyatlarının düşmesi de fiyat farkına yansımaktadır. İşin ilginç tarafı 2008 yılının Eylül ayında iş alan müteahhitlerin ocak ayındaki hak edişlerinden % 13'lük fiyat farkı kesilmiştir. Yüzyılın en büyük krizinin olduğu bir dönemde fiyat farkının artı yerine eksi çıkması müteahhit camiasında hayretle karşılanmaktadır.
3- Dövizdeki artışlar ve ay içindeki fiyat değişikleri dikkate alınmıyor
Elektrik malzemelerinin büyük bir kısmı dövizle satılmaktadır. Mal alımlarında teslim anındaki döviz kuru geçerlidir. Dolayısıyla 15 gün veya 30 gün sonraki döviz kurunu bilmek mümkün değildir. Bazen o ayın veya o haftanın en yüksek döviz kuru ile alış veriş yapmak zorunda kalınmaktadır. Fiyat farkını oluşturan ÜFE tabloları devamlı aylık ortalamalardan oluşmaktadır ve dövizdeki artışlar fiyat farkına yansımamaktadır.
Bugün gelinen noktada, eski 2886 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda uygulanan malzeme fiyat farkı hesabının daha doğru olduğu kanaatindeyim. Eski uygulamada müteahhidin hak edişinde bulunan, bakır, alüminyum, demir, çimento ve akaryakıt kalemlerine, hak edişte kullanılan miktar üzerinden fiyat farkı ödenirdi. Dolayısıyla bugün uygulanan yasaya göre, demir ağırlıklı iş yapan müteahhit ile yeraltı kablosu ağırlıklı iş yapan müteahhitler aynı fiyat farkını almazlardı. Dünya piyasalarına göre hareket eden, metal ve döviz piyasalarındaki artış ve eksilişlerinden doğrudan etkilenen elektrik piyasasının, daha sağlıklı ve daha verimli çalışabilmesi için, eski yasada uygulanan malzeme fiyat farkı hesabının yeniden uygulamaya geçirilmesi veya mevcut uygulamada işin niteliğine göre fiyat farkı hesabının yapılmasının daha doğru ve hakkaniyetli olacağını düşünüyorum. Şimdiki yasada uygulanan işin niteliği gözetilmeden genel olarak tüm elektrik işlerine aynı fiyat farkı hesabı uygulamasının yapılmasının yanlış olduğu kanaatindeyim.