Elektrik otoyolları
Serdar İSKENDER / Makina Yük. Mühendisi TÜTEV Enerji Danışmanı
20. yüzyıl insanlık için önemli mühendislik buluşlarının yapıldığı bir dönemdi. 20. yüzyılın en büyük mühendislik buluşu ya da başarısı neydi? Hangi buluş insanoğlunun hayatını kolaylaştırmıştı? Radyo frekansları ve radyonun bulunması mı? Televizyonun bulunması mı? Motorun keşfi ve motorlu taşıtlar mı? Uçaklar mı? Roketler mi yoksa uydular mı? Bilgisayar mı? Cep telefonu mu? İnternet mi?... Bu soruları uzatabilmek mümkün. Soruların cevapları, kişilere bağlı olarak büyük farklılıklar gösterecektir. ABD Ulusal Mühendislik Akademisi'ne göre, "20. yüzyılın en büyük mühendislik başarısı ne otomobiller ne de bilgisayar; ulusal şebekeler yoluyla elektrik dağıtımı" oldu.
Fosil yakıtlar, nükleer enerji ya da hidroelektrik, güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak yapılan elektrik üretimi, enerji nakil hatları aracılığıyla, insanların yaşamış olduğu bölgelere taşınamasaydı, yapılan buluşlar, yenilikler insanoğlunun kullanımına sunulamayacaktı.
21. yüzyıl, hidroelektrik, güneş, rüzgar, jeotermal başta olmak üzere, yerel yenilenebilir enerji kaynaklarının, tüm dünyanın enerji ihtiyacını karşılayacak potansiyele sahip olduğunun belirlendiği bir dönem oldu. Yenilenebilir enerji kaynakları yerel olmalarının yanında, çevreci, yeşil, temiz enerji kaynakları olarak da değerlendirilmektedir. Bu kaynaklar, fosil yakıtlar gibi çevreye zararlı gaz emisyonları vermedikleri gibi tükenir kaynaklarda değillerdir. Fosil kaynakların ne zaman tükeneceği konusunda net bir tarih tahmin edilememesine rağmen, bu kaynakların tükenir kaynaklar olduğu konusunda bilim adamları arasında fikir birliği bulunmaktadır. Yeryüzündeki sular aktığı, güneş doğduğu, rüzgar estiği sürece, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elektrik üretimi de devem edecektir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının tek problemi yerel kaynaklar olmalarıdır. Dünyada ki, yenilenebilir enerji kaynaklarının coğrafi anlamdaki eşitsiz dağılımı ve bu kaynakların bulunduğu yerlerin, yoğun enerji taleplerinin bulunduğu bölgelerden uzakta olması, çözüm bekleyen önemli bir sorundur.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının yoğun olduğu bölgelerde elektriğin üretilerek, uzun mesafelere taşınması ve depolanmasının, teknolojik açıdan mümkün ancak yüksek maliyetli olması, bugüne kadar bölgesel elektrik piyasalarının gelişmesini sağladı. Dünya nüfusunun hızla artışı, teknolojik gelişmeler, sanayileşmenin, refahın artışı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde elektrik enerjisi talebin beklentilerin ötesinde artmasını da beraberinde getirdi. Diğer taraftan, 1,5 milyar dünyalıyı da henüz elektrik ulaşmamış ya da çok yetersiz olarak ulaşıyor. İçinde yaşadığımız yüzyıl, her şeyin yeniden tasarlandığı, şekillendirildiği yeni bir dönem. Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkin kullanımı ve artan enerji talebinin karşılanabilmesi için küresel elektrik piyasalarının oluşturulması gerekiyor. Küresel elektrik piyasalarının oluşturulabilmesi için de altın anahtar: elektrik otoyolları.
Elektrik otoyollarının inşasına yönelik tüm dünyada iki büyük proje gündemde. Bu projeler; Desertec ve Türkiye'nin de aktör olduğu Karadeniz-Kızıldeniz Enerji Projeleri. Siemens, Deutsche Bank, RWE gibi Avrupa'nın büyük firmalarının bulunduğu 12 şirket tarafından oluşturulan Desertec Projesi Konsorsiyumu, Kuzey Afrika'da Cezayir ve Fas'ta güneş enerjisiyle elektrik üreten bir santral kurmak istiyorlar. Desertec Projesi, Avrupa Birliği ülkelerinin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını arttırmayı hedefliyor. Projenin 2050 yılına kadar Avrupa'nın enerji ihtiyacının yüzde 15'ini karşılaması planlanıyor. 560 milyar dolara mal olması beklenen projeyle, güneş enerjisinden üretilen elektrik Akdeniz'in altından geçecek kablolarla Avrupa'da 3 bin kilometrelik bir şebekeyle dağıtılacak.
Karadeniz-Kızıldeniz Projesi ile Türkiye'den İsrail'e su, petrol, doğalgaz, elektrik ve fiber optik kablo taşınması planlanıyor. Bu projeyle, dünyada ilk kez aynı boru hattından farklı kaynakların birlikte taşınması hedefleniyor. Proje kapsamında, Rusya'nın doğal gaz, petrolünün yanında, elektrik taşınacak olması büyük önem taşıyor. Karadeniz-Kızıldeniz Projesi dünya enerji dengelerini değiştirecek büyük bir enerji projesidir. Bu proje kapsamında ele alınan, su ve elektrik aktarımının, Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün yönetimleriyle birlikte değerlendirmeye alınması, bölge kalkınması ve dünya barışana da katkıda bulunacaktır. Enerji arz güvenliği açısından da bu proje, dünyada devam etmekte olan büyük enerji filminde Türkiye'yi önemli aktörlerden birisi haline getirecektir.
Karadeniz-Kızıldeniz Enerji Projesi, Avrupa Birliği ülkelerinin Desertec Projesi kadar önemlidir. Rusya'dan Kızıldeniz'e kadar, bir bölümü karadan, bir bölümü Karadeniz'in, bir bölümü de Akdeniz'in altından geçecek kablolarla, iki kıtayı birbirine bağlayacak Karadeniz Kızıldeniz Enerji Projesi, günlük politikaların üzerinde değerlendirilerek, hızla hayata geçirilmelidir.