”Elektrik üretiminde linyit kömürünün payı artacak”

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Genel Sekreteri Ünver, dünya genelinde kömür kullanımına yönelik bir trend olduğunu belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Genel Sekreteri Ömer Ünver, önümüzdeki yıllarda elektrik üretiminde linyit kömürünün payının artmasını beklediklerini söyledi.

Ünver, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi'nin Büyükhanlı Park Otel'de düzenlediği, "Enerji Raporu 2009" tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, kömürün dünyada 50'nin üzerinde ülkede üretildiğini, 70'i aşkın ülkede de tüketildiğini ifade etti.

Geçen yıl itibariyle dünya kömür ticaretinin 938 milyon tona ulaştığını belirten Ünver, dünya genelinde kömür kullanımına yönelik bir trend olduğunu, bunun nedeninin de petrolün bazı tekellerin elinde oluşu ve kömür fiyatlarındaki istikrar olduğunu söyledi.

Kömürün esas kullanım alanının elektrik üretimi olduğunu, Türkiye'de de elektrik üretiminde kömür kullanım oranının yüzde 29 civarında bulunduğunu anlatan Ünver, elektrik üretiminin kömür için çok sürükleyici bir sektör olduğunu dile getirdi. Ünver, önümüzdeki dönemde yenilenebilir enerji konusunda önemli gelişmeler kaydedileceğini, ancak yenilenebilir kaynakların fosil yakıtları ikame edemeyeceğini kaydetti.

2008 yılı itibariyle Türkiye'de 2 milyon 601 bin ton taşkömürü, 76 milyon 171 bin ton da linyit kömürü üretildiğini bildiren Ünver, "Kömür üretiminde önümüzdeki dönemde Afşin Elbistan havzasının geliştirilmesini umuyoruz" dedi.

Linyitin elektrik üretiminde hidrolik kaynaklardan sonra en ucuz enerji kaynağı olduğunu da ifade eden Ünver, gelecek yıllarda elektrik üretiminde linyitin payının artmasını beklediklerini söyledi.

"Geçen yıl enerji girdileri ithalatına 48,2 milyar dolar ödendi"

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Türkyılmaz da Türkiye 1990'lı yıllarda enerji ihtiyacının yüzde 48'ini yerli üretimden karşılarken, izlenen politikalar ve hızlı talep artışı karşısında yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarının yeterince devreye alınmaması sonucunda bu rakamın 2008 itibariyle yüzde 27'ye gerilediğini ifade etti.

Türkyılmaz, enerji girdilerinin ithalatına ödenen rakamlara bakıldığında ise en vahim rakamın 2008'de görüldüğünü, geçen yıl enerji girdileri ithalatına 48,2 milyar dolar ödendiğini söyledi.

Petrol ithalatının da ciddi rakamlara ulaştığına işaret eden Türkyılmaz, Türkiye'nin vergiler nedeniyle dünyada kurşunsuz benzini birinci, motorini de ikinci "en pahalı tüketen ülke" durumunda bulunduğunu kaydetti.

Doğal gaza bakıldığında ise ithalatta en büyük payın yüzde 62,7 ile Rusya'da yüzde 15,5 ile de İran'da olduğunu belirten Türkyılmaz, şöyle konuştu:

"Yani gazın yüzde 80'ine yakın bölümünü bu iki ülkeden tedarik ediyoruz. Bu aslında sıkıntılı bir durum. Rusya'nın Ukrayna ile gelenekselleşen krizleri var. Aynı oyunun bu Ocakta da sahnelenmeyeceğini bilmiyoruz. Bu tür sıkıntılar yaşamamanın yolu gaz kaynaklarını çeşitlendirmek ve gaz depolama tesislerinin kapasitelerini artırmaktan geçiyor."

Türkiye'nin tarafı olduğu birçok doğal gaz anlaşmasının süresinin dolmak üzere olduğuna da dikkat çeken Türkyılmaz, bu anlaşmalar yinelenirken şeffaflığın sağlanmasını beklediklerini kaydetti.

Türkyılmaz, geleceğe yönelik projeksiyonların önümüzdeki dönemde dünyada petrol fiyatlarında düşme değil artış olacağını ve sıvılaştırılmış doğal gazın rolünün hızla artacağını gösterdiğini de sözlerine ekledi.